Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül 'Karadeniz’de savaş engellenmeli. Kuzey’den kuşatma durdurulmalı. Türkiye ölümcül tercihe zorlanacak. Batı’nın “Doğu cephesi” olamayız.' başlıklı yazısında şu ifadelere yer verdi:
Karadeniz’de RusyaUkrayna savaşı çıkar mı? Savaşı ABD ve NATO mu provoke ediyor? Rusya ile hesaplaşma adına Ukrayna’yı yem olarak kullanıp sonra yalnız mı bırakacaklar?
Peki, Karadeniz krizi Türkiye için ne anlama geliyor?
Türkiye ne yapmalı?
Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinden sonra, Doğu Akdeniz ve Ege krizi patladı. Türkiye bunlarla mücadele ederken bir anda Karadeniz yeni çatışma alanı olarak ortaya çıktı.
'CEPHELERİN TAMAMI TÜRKİYE'YE KARŞI KURULDU'
Karadeniz'deki çatışmanın ana nedeninin Türkiye'den intikam almak olduğunu söyleyen Karagül şöyle devam etti:
"Rusya ile alakası yok. Cephelerin tamamı Türkiye’ye karşı kuruldu. Batı bizden intikam almak istiyor.
Türkiye’nin Güney sınırlarına cepheler kuranlar, Güney Denizi’ne de cepheler kurmaya çalıştı. Ege’de, Adalar’da, Yunanistan’ın Türkiye’ye en yakın bölgelerinde askeri üsler ve yığınaklara hız verildi.
Romanya ve Bulgaristan’da on yıldır bir hazırlıktır sürüyordu. Bunları “Rusya’ya karşı Avrupa’yı savunma” olarak pazarlasalar da, son dönemde Yunanistan merkezli, karada ve denizde yapılan hazırlıkların Rusya ile hiçbir ilgisi yok.
Tamamı Türkiye’ye karşı. Tamamı Türkiye’yi çevreleme, durdurma, dar bir alana sıkıştırma amaçlı. Tamamı “Türkiye Yükselişi”ne karşı bütün Batı’nın ortak harekâtıdır.
Bu da bize; ABD ve Avrupa’nın Türkiye’ye yönelik bütün kara sınırlarında, bütün denizlerde, coğrafyanın birçok köşesinde kapsamlı bir hesabı olduğunun, Batı’dan kopmanın, kendi yolunu çizmenin ağır bedelini ödetmeye çalışacağının açık delillerini sundu.
Ukrayna topraklarının işgali, ABD’yi Karadeniz’e çağırdı… Bunun sorumlusu Rusya’dır.
Rusya; Ukrayna topraklarını işgal etmesiyle, Kırım’ı ilhak ve doğu bölgelerini Ukrayna’dan koparma planlarıyla ABD ve NATO’yu Karadeniz’e çağırmış oldu.
Tam da onların istediği gerekçeyi ellerine tutuşturdu. Ukrayna’nın Batı’dan yardım isteme dışında zaten bir seçeneği yoktu. Ülke bölünmenin eşiğine, Rus yayılması durdurulamaz noktaya gelirken Kiev’in kendi bütünlüğünü korumak için her kapıyı çalacağı zaten biliniyordu.
Ancak ABD ve NATO’nun RusyaUkrayna krizinden çok daha öte bir Karadeniz krizi, savaşı hazırlığı, hesabı öteden beri vardı. Şimdilerde bu tahrik alabildiğine yükseldi.
Karadeniz’den Baltık’a, Ege’den Polonya’ya.. Türkiye’yi tehdit edecek.
Rusya ve Ukrayna dışında Türkiye’yi de tehdit eder hale geldi. Güneyden ve batıdan sıkıştırılan Türkiye, şimdi kuzeyden de yine ABD ve NATO çevreleri tarafından sıkıştırılmış olacak.
Eğer Karadeniz’de bir savaş çıkarsa kıyıdaş bütün ülkeleri etkileyecek. Hiçbiri bu savaşın dışında kalamayacak. Karadeniz’den Baltık Denizi’ne, Ege’den Polonya’ya kadar sarsıcı etkiler uyandıracak. BatıRusya nüfuz haritasının kesişme noktalarının tamamı bu sarsıntıyı yaşayacak.
'BİZİ HEDEF ALAN BÜTÜN TEHDİTLER ABD KAYNAKLI'
'Bu haliyle RusyaUkrayna krizi; iki ülke arasında bir kriz değil. DoğuBatı, AvrupaRusya arasında bir kriz ve bu iki cephenin etkisi altında olan bütün ülkeleri içine alacak bir kriz.' ifadelerini kullanan Karagül şöyle devam etti
Türkiye ölümcül bir tercihe zorlanacak. Bizi hedef alan bütün tehditler ABD kaynaklı.
ABD ve NATO, Ukrayna’ya destek verip Rusya’yı batıdan sıkıştırmak istiyor olabilir. Ama Türkiye’yi de ölümcül bir tercihle yüzleştirecek. Karadeniz’de gerilimi öyle büyütecekler ki, Türkiye’ye “Bizimle misin Rusya ile mi” tercihi sunacaklar.
Son yıllarda Karabağ’dan Libya’ya, Suriye’den Ege’ye her alanda büyük jeopolitik atılımlar içinde olan Türkiye’yi böylece bir çıkmaz alana sürüklemiş olacaklar. Ukrayna krizi ne kadar Rusya’yı sıkıştırma amacı taşıyorsa o kadar da Türkiye’ye karşı büyütülüyor.
Türkiye ABD müttefiki, NATO üyesi ama Rusya’nın da dostu. Son yirmi yılda olanlara bakarsak, Türkiye için bütün tehditlerin ABD ve NATO kaynaklı olduğunu göreceğiz.
Suriye’den Doğu Akdeniz ve Ege’ye, terörden Libya ve Karabağ’a, karşımızda NATO, ABD ve müttefiklerini göreceksiniz. Ezberlerimizi unutup dünyanın yeni haline göre yeni tanımlar yapmak zorundayız. Böyle olunca da bu sonuç çıkıyor ortaya.
Rusya ile de, Ukrayna ile de dostuz. Öyleyse Türkiye bir şeyler yapabilir.
Türkiye, Ukrayna ile çok yakın dost. Bir kader ortaklığı gibi bu. Özellikle Kırım meselesinde Rusya ile aynı yerde olmadık, olamayacağız. Ukrayna’nın çıkarlarını elbette savunacağız.
Ama Rusya ile de Batı tehditleri konusunda aynı yerde duruyoruz. Moskova ile dostluğu bitirmek, Türkiye’yi Batı’nın tehditlerine daha da açık hale getirecektir.
Karadeniz’de savaşsız bir çözüm yolu bulma konusunda Türkiye’den daha kritik rol üstlenecek başka bir ülke yok. Eğer bölgeyi ABD, NATO tehditlerine teslim edersek, Ukrayna büyük bedel ödeyecek. Türkiye de Rusya da büyük zarar görecek.
Erdoğan Zelinsky görüşmesi: Toprak bütünlüğü esastır. Kırım konusunda hassasız.
ABD ve Avrupa savaşı çıkarıp ortada bırakacak. Biz bize hesaplaşıp duracağız. Buna izin verilemez. ABD ve Avrupa donanmasını, güçlerini Karadeniz’in dışında tutmaya mecburuz. Eğer Rusya ile hesaplaşacaklarsa Baltık Denizi’nde, Pasifik’te bu hesabı gayet iyi görebilirler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski ile görüşmesinden sonra Türkiye’nin pozisyonunu açıkladı:
“Türkiye olarak Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini güçlü bir şekilde savunduk. Kırım’ın ilhakını tanımama yönündeki prensip kararımızı bir kez daha teyit ettik. Mevcut krizin, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve uluslararası hukuk temelinde barışçı ve diplomatik yöntemlerle çözülmesi gerektiğine inanıyoruz. Son dönemde sahada gözlemlediğimiz endişe verici tırmanmanın bir an evvel son bulmasını, ateşkesin sürdürülmesini temenni ediyoruz.”
'KİEV’İ TEŞVİK, MOSKOVA’YI TAHRİK. PEKİ YA KARADENİZ DOĞALGAZI?'
Karagül yazısına şöyle devam etti:
Türkiye Karadeniz’de zengin doğalgaz kaynakları buldu. Dahası da bulunacak, sondaj gemileri çalışıyor. Doğu Akdeniz’e doğalgaz eksenli çokuluslu kriz taşıyanlar, şimdi aynısını Karadeniz’de yapıyor. Ukrayna’nın hassasiyetleri, ihtiyaçlarını kullanıyor. Kiev’i teşvik, Moskova’yı tahrik ediyor.
Ama hesap bu kadar değil. Dünyanın denizlerini paylaşanlar şimdi gözlerini Karadeniz’e dikti. ABD ve NATO’nun Karadeniz’e yerleşmesi, Ukrayna’yı mahvedecek. Rusya’yı yıllar süren çatışmalara sürükleyecek. Türkiye’yi ise Suriye’de, D. Akdeniz’de ve Ege’de olduğu gibi şimdi de Karadeniz’den çevreleyecek.
Bir daha kesinlikle Batı’nın “Doğu cephesi” olmayacağız. Karadeniz’de tuzak kuruluyor.
Bu, “Türkiye’nin büyük yükselişi”ne kurulan tuzaktır. “Terör Koridoru” projesinden çok daha büyük bir hesaptır.
Savunma alanında devrimler yapan, teknoloji alanında olağanüstü bir sıçrayış yakalayan, muhteşem bir Hava ve Deniz gücü oluşturan, Ay’a gidecek roketler için hibrit motor geliştiren, jeopolitik hedeflerini yerli bir akılla yeniden tanımlayan, yeni bir misyonla bütün coğrafyayı sarsan, 21. yüzyılda asla Batı’nın “Doğu cephesi” olmayacak Türkiye’yi kuzeyden kuşatmaktır.
İnanın bunu başarırlarsa, bir sonraki adım Türkiyeİran krizini patlatmak olacaktır. Dünya bu mucizeyi tartışırken yeniden ABD, NATO jeopolitiğine hapsolmak Türkiye için intihardır.
'TÜRKİYE’NİN JEOPOLİTİK AKLINA GÜVENİYORUZ…'
Rusya'nın krizi yumuşatacak adımlar atması gerektiğinin altını çizen Karagül şu ifadeleri kullandı:
Rusya Devlet Başkanı Putin’in yapabileceği çok şey var. Ukrayna ile krizi yumuşatacak adımlar atmak, ABD ve NATO’nun bölgeye akmasına dair gerekçeleri mümkün olduğunca ortadan kaldırmak. Bunu yapmazsa, ABD ve NATO’nun bölgeye akmasına zemin hazırlamış olacak, Karadeniz’de uzun soluklu bir savaşa sürüklenecek.
Ne yapıp edip bu savaşı durdurmak zorundayız. Karadeniz’in Amerikan Gölü’ne dönüşmesini engellemek zorundayız. Karabağ’dan Terör Koridoru’na, Libya’dan Doğu Akdeniz ve Ege’ye bütün kuşatmaları aklıyla, sabrıyla, bilgeliğiyle etkisizleştiren Türkiye’nin Karadeniz’deki hesapları da bozabileceğine inanıyoruz.
Türkiye’nin jeopolitik aklına güveniyoruz.