Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu liderliğinde kurulan Gelecek Partisi'nin Van Kongresi’nde konuştu. Gelecek Partisi’nin KCK düzeninin de kayyım düzeninin de bitmesi için yola çıktığını söyleyen Davutoğlu, “Bir tek Kürdün aidiyet sorunu hissettiği Türkiye huzurlu olamaz” dedi. Ana dilin eğitimde ve sosyal hayatta öğretilmesinin aidiyet bilincini güçlendireceğini iddia eden Davutoğlu, belediyelerin İçişleri yerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlanması gerektiğini söyledi.

Yeni Kürt açılımı mesajları veren Davutoğlu'nun konuşmasının satır başları şöyle:

"Uygulanan yanlış politikalar neticesinde büyüyerek derinleşen kimlik sorunlarını, aidiyet sorununu ortadan kaldırmak için büyük çaba sarf ettik. Bu yolda büyük mesafeler de kat ettik. Sizler de buna yakından şahitlik ettiniz. Ancak, maalesef, bir taraftan PKK terörü diğer taraftan bu terörden beslenenler sizlere, Türkiye’ye ve milletimize huzuru, adaleti ve insan onuruna yakışır bir hayatı çok gördüler. Sandığa karşı dağı koyanlar; siz kime oy verirseniz verin atadıkları bir KCK komiseri ile kendi istediklerini yaptılar. Mevcut iktidar ve ortakları da oyunuzu alamadıklarında sizlere bir kayyum gönderip iradenize el koyuyorlar. Gelecek Partisi KCK düzeninin de Kayyum düzeninin de bitmesi için yola çıkmıştır. İnşallah Gelecek Partisi olarak Van’da da yerel yönetimi kazandığımızda bu ikili kıskaca son vereceğiz. Gelecek Partili yöneticiler sadece kendilerini seçen halktan talimat alacaklar.

KÜRTLERİN YAŞADIĞI COĞRAFYAYA...

Bilinmelidir ki, buradaki hiçbir kardeşimiz yalnız ve sahipsiz değildir. Bir tek Kürdün aidiyet sorunu hissettiği Türkiye huzurlu olamaz… Bir tek Kürde, Van’da, Diyarbakır’da, İstanbul’da, Suriye’de, Irak’ta sahip çıkamayan Türkiye kudretli değildir… Müreffeh ve güçlü Türkiye bir tek Kürdü Washington’ın, Moskova’nın, Fransa’nın veya bölgesel güçlerin himayesine mahkum etmeyen Türkiye’dir. Türkiye demokratik değerleri içselleştirerek, demokrasiyi inşa ederek güçlü Türkiye olur. Hiçbir ayırımcılığa müsaade etmeyen bir adalet sistemi kurduğumuzda Türkiye güçlenir. Güçlü bir Türkiye inşa etmek için bölgeye, komşu coğrafyamıza, Kürtlerin yaşadığı coğrafyaya tehdit nazarıyla bakmamanız gerekir. Kürtlerin kendisini özgür, eşit ve huzurlu hissetmediği bir Türkiye’de hiçbirimiz huzurlu olamayız."

ATATÜRK'ÜN 'NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE' SÖZÜNÜ HEDEF ALDI

Mehmetçik geçen aylarda Tunceli'nin Pülümür kırsalında başarılı operasyonlar sonrasında terörden temizlediği dağlara Türk bayrağı simgeleri içeren ay yıldız ve "Ne mutlu Türküm diyene" yazıları yazmıştı. Atatürk'ün sözlerinin yazılmasını eleştiren Ahmet Davutoğlu bu sözlerin “90’ların alışkanlığı” olduğunu iddia ederek rahatsızlığını dile getirmişti.

Davutoğlu Van'daki konuşmasında yine isim vermeden o sözleri hedef aldı.

Davutoğlu şöyle konuştu:

"Bugün geldiğimiz durum maalesef eski Türkiye atmosferine geri dönüştür. Dağa taşa yeniden ayrıştırıcı sloganlar yazılarak ülke birliğinin sağlanacağı zannedilen bir Türkiye’dir. Bugün Türkiye korkular ve tabularla idare edilmeye çalışılan bir ülkedir. Korkular ve tabulardan hukuk çıkmaz, adalet çıkmaz, huzur çıkmaz. Korkulara ve tabulara teslim olanlar geleceği inşa edemezler. Gelecek Partisi ülkemizde hiçbir kardeşimizin aidiyet sorunu yaşamadığı, herkesin hukuk önünde eşit olduğu bir ülke arzulamaktadır.

ANADİLDE EĞİTİM SÖZÜ

Kürt meselesi esas olarak ülkemizdeki demokratik hakların eksikliğinden ve bu eksikliğin istismar edilmesinden kaynaklanmıştır. Çözüm kimliklere dayalı her türlü̈ ayrımcılığın engellenmesidir. Çözüm, insan hak ve özgürlüklerine ve insan onuruna dayalı demokratik bir anayasanın hayata geçirilmesidir. Çözüm, milletimizin her bir ferdinin bu ülkenin eşit ve onurlu bir vatandaşı olduğu inancını pekiştirmektir. Gelecek Partisi, Türkiye’nin demokratikleşme sorunlarını çözmüş, toplumsal yaralarını sarmış̧, her türlü̈ ötekileştirme ve aidiyet sorunlarını ortadan kaldırmış̧, müreffeh ve huzurlu bir ülke olmasını amaç̧ edinmektedir. Ülkemizin enerjisini ayrılıklar, ötekileştirmeler ve insan hakları ihlalleriyle harcamasını büyük bir kayıp olarak görüyoruz. Bu bağlamda tüm demokratik ve kalkınmış̧ ülkelerde olduğu gibi ana dilin eğitimde ve sosyal hayatta öğretilmesi ve kullanımının, vatandaşlarımızın bu vatana duydukları aidiyet bilincini güçlendireceğine, toplumsal barış̧ ve dayanışmamızı tahkim edeceğine inanıyoruz.

BELEDİYELER İÇİŞLERİ'NDEN ALINSIN

Bu demokrasi krizinin kökten çözülmesi gerekmektedir. Öncelikle mahalli idarelerin bir güvenlik bakanlığı olan İçişleri bakanlığı ile hiyerarşik ilişki içerisinde olmasına son vereceğiz. Belediyenin muhatap olacağı bakanlık Çevre ve Şehircilik Bakanlığıdır. Ayrıca, Gelecek Partisi olarak seçilmiş̧ belediye başkanının ancak mahkeme kararıyla görevden alınabileceğine inanıyoruz. Görevden alınan belediye başkanının yerine İçişleri Bakanının kayyım ataması da milli iradeye aykırıdır. Bu çerçevede, mahkeme kararına istinaden görevden alınan seçilmiş̧ belediye başkanının yerine yine seçimle oluşturulmuş̧ belediye meclis üyelerinden birinin seçilmesi şarttır."