Fetullahçı Terör Örgütü’nün “gazeteci” kılığına girmiş üyeleri, bir süredir sosyal medya mecralarını, bir zamanlar Ahmet Altan ile Yasemin Çongar’ın başında olduğu, yalan, iftira ve kumpas aracı olan ve FETÖ tarafından finanse edilen Taraf adlı gazete görünümlü paçavraya çevirdiler.

Yaptıkları kötülüklerin, söyledikleri yalanların, attıkları iftiraların, işledikleri cinayetlerin, giriştikleri darbenin unutulduğunu düşünüp, kendilerini temize çekip her yalana inanmaya hazır kitleyi aptallaştırıyorlar.

Onların ne yaptıklarını biliyoruz, takip ediyoruz. Ancak son zamanlarda “Yeni Kullanışlı Aptallar” kendini ortaya atmaya başladı. “Yeni” dememin sebebi, eskilerinin de olması.

NASIL ‘KAFES’LENDİLER...

17/25 Aralık 2013 operasyonlarından sonra hükümeti destekleyen medya içinde de çatışma çıktı. Bir zamanlar aynı kumpasların, yalanların, iftiraların parçası olanlar adeta savaşa başladı. Bir kısmı FETÖ’nün kullandığı araç olmaya devam ederken, karşı olan ve hükümetin yanında olanlar ayrıldı.

İşte tam bu aşamada, Taraf isimli FETÖ yayın organının yazarlarından birisi olan Yıldıray Oğur, 17 Ocak 2014 günü Türkiye gazetesinde “Nasıl Kafes’lendik” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Taraf gazetesi 19 Kasım 2009 günü, bazı TSK mensuplarının AKP hükümetini zor durumda bırakmak için azınlıklara yönelik eylem yapacaklarına yönelik yalanlarını içeren “Kod adı Kafes” manşetiyle çıkmıştı.

Düzmece “Kafes Eylem Planı”na dayalı “Kod Adı Kafes” manşetini gözaltılar, tutuklamalar, yıllar süren hapisler, ailelerin yaşadığı travmalar ve hayatlarını ve mesleklerini kaybeden TSK mensuplarının acıları takip etmişti.

İşte Yıldıray Oğur, Taraf isimli paçavrada attıkları o manşetten tam 4 yıl 2 ay geçtikten sonra, 17 Ocak 2014 günü “Nasıl Kafes’lendik” diye yazıyordu.

Yeni ‘kullanışlı aptal’lar

TETİKÇİ ALTAN VE ÇONGAR

Bu yazı, kendini yere göğe koyamayan Ahmet Altan ile suç ortağı Yasemin Çongar’ın da gazeteci değil, kalemlerini FETÖ’cülere satmış birer tetikçi olduğunun ilanıydı.

Yıldıray Oğur, yazısının sonunda; gazeteci Hrant Dink cinayetinin karartılmasından kumpas kurulan askerlerin hayatının karartılmasına kadar Taraf gazetesi olarak ortak olduğu suçlarla ilgili şu cümleyi kuruyor, kendileri için “Kullanışlı Aptallar” özeleştirisini yapıyordu:

“19 Ocak’ın (Gazeteci Hrant Dink suikastı) yıldönümünde herhalde yapılacak en iyi iştüm bu cinayetlerin karartılmasına hizmet ederken bazı askerlerin hayatını karartan bu planlara zamanında inanmış insanlar olarak kullanışlı aptallığımızı kabul etmektir. Bizi Kafes’leyenler bulunursa belki katillere de bir adım daha yaklaşmış oluruz...”

5 Şubat 2014’te yaşananlardan ders çıkarılması gerektiğine değindiği “Kullanışlı olmayan bir aptallık üzerine” yazısını da şöyle bitiriyordu: “Kullanışlı aptallık, köprüden önceki belki son çıkışınız olabilir. Bundan sonraki tek yol kullanışlı ahlaksızlığa gidiyor çünkü...

Yeni ‘kullanışlı aptal’lar

KULLANIŞLI AHLAKSIZLAR

Bu yazıdan iki yıl sonra 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi ile FETÖ’nün gerçek yüzünü tüm Türkiye gördü. Dönemin “Kullanışlı Aptalları” hiçbir özeleştiri yapmadılar. Yaşananları ve kendilerini unutturmayı seçtiler. Ama öylesine ahlaksızlar ki özeleştiri bile yapmadan, şimdi yine piyasaya çıktılar. Bazıları, örneğin Fehmi Koru gibiler, ülkeye cumhurbaşkanı adayı bile pazarlamaya başladılar. Ahmet Altan, başında olduğu Taraf isimli gazetede, FETÖ’cülerin sorumlu olduğu Dink cinayetini karartmaya yönelik haberlerle ilgili tek özeleştiri yapmazken hâlâ kitap yazıp ödül alıyor. Yasemin Çongar utanmazca medya üzerine yazılar kaleme alıyor. Taraf’ta kumpasın ortağı olmuş tetikçiler, sağda solda yazılarında demokrasi, ifade özgürlüğü, hukuk dersleri veriyor.

YİNE YALANLARI SAÇIYORLAR

251 kişinin katledildiği, 3 bine yakın kişinin yaralandığı 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından FETÖ’cüler kimsenin inanmadığı yalanları yine ortaya saçmaya başladı.

O dönemde etkisi sınırlı olan yalanları, 2023 seçimlerine giderken yeniden piyasaya sürdüler. Elbette siyasi kutuplaşmanın getirdiği sonuç olarak, geçmişi unutanlar ya da unutmuş gibi yapanlar veya işine gelenler, FETÖ’cülerin yalanlarına ortak olmaya başladı.

15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili 5 yıl öncesinde aydınlanmış konuları tartışarak sözde muhalefet olduklarını sanıyorlar. FETÖ’cüler özellikle D.A. gibi şarkıcı ünlüleri kullanmakta o kadar becerikli ki yurtdışına kaçarken yakalanan FETÖ’nün mahrem ablalarını, sarma yaptığı için tutuklanan mağdur kadınlar diye yutturmaya çalışıyor.

ŞEYTANIN KARA KUTUSU’NDA YAZMIŞTIM

2018 yılında yazdığım ‘Şeytanın Kara Kutusu’ (Destek Yayınları) kitabımda çok takipçisi olan hesaplarla nasıl iletişim kurduklarını, onları nasıl kullandıklarını örgütün kendi yazışmalarından aktarmıştım. Çoğu farkında değil ama farklı kimliklerdeki hiç tanımadıkları, yüz yüze görüşmedikleri kişilerin yönlendirmesiyle sahte kampanyaların kurbanı bile oluyorlar. Hatırlayacaksınız, geçen yaz “HelpTurkey” başlığıyla birçok ünlü sosyal medyada böyle bir kampanyanın parçası haline getirildi. Sonunda bunun bir FETÖ operasyonu olduğu anlaşıldı. Yalnızca bu değil, Türkiye’nin Suriye operasyonu, yangın, sel gibi afetlerde, ekonomi ya da sosyal hayatla ilgili de başlıklar açıp sıradan kullanıcıları peşlerine takıyorlar.

Bu 15 Temmuz’dan beri de darbe girişimi ile ilgili yalanlarına yandaş bulmaya çalışıyorlar. “Mavi Otobüs” isimli belgeselle büyük bir kampanya beklerken, esası “FETÖBÜS” olan belgesel için kullandıkları bir iki gazeteci dışında destekçi bulamadılar.

ARADA KAN VAR, İHANET VAR

Dikkatinizi çekmiştir, bugünlerde, işledikleri en kirli ve kanlı girişim olan 15 Temmuz darbesindeki sorumluluktan kurtulmak için 5 yıldır söyledikleri yalanları tekrarlayıp duruyorlar. Maalesef 15 Temmuz gecesi millet darbeye direnirken “Evde oturun” diyen B.L. gibi fırsatçı, korkak ünlüler FETÖ’cü olduğu bilinen hesaplardaki yalanları, sözde merakından soru haline getiriyor. Bu da bir yöntem, yeni dönemin “Kullanışlı Aptalları” bu tipler. Derdi gerçekten merak olsa, sadece son 15 Temmuz anmasının yapıldığı akşam CNNTürk yayınını internetten bulup izleyerek tüm cevapları bulurdu. Ya da kullanmayı çok sevdiği sosyal medyadan çıkıp internette Google’a girse cevabına ulaşırdı. Ama sonuçta yaptığı sadece algıya alet olmak.

Yalan olduğu açık konuyu daha fazla yaymak için “Bu ne?”, “Doğru mu?” gibi küçük soru cümlelerinin altına yalanı ekleyip paylaşanlar da var.

Tepki gösterince de “Sadece meraktan sordum” gibi kaçamak bir açıklamaya sığınıyorlar.

Gösterilen tepkiyi anlamakta zorlanıyorlar belki, özetleyeyim: FETÖ ile bu milletin arasında kan var. 252 şehidin kanı var. 3 bin yaralımızın, ihanete uğramış bir milletin ve devletin hakkı var. Ve bilinmeli ki; o hakkın hesabı sorulacak.