TBMM gündemine geleceği konuşulan evlilik yaşı tartışmasıyla ilgili Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, kanunun değiştirilmesi çağrısı yaptı.
Yazısının satır başları şöyle:
“Türk Ceza Kanunu, hiçbir bilimsel dayanağı olmadan, bir düzenleme getirmiş.
15 yaşından bir gün küçük olan ile..
15’den bir gün büyük olanlar arasında..
Uçurumlar oluşturacak bir düzenleme yapmış..
15 yaşından küçük ise..
Annesi, babası, kendisi, tüm akrabası ile bir araya gelseler..
Evlilik amaçlı bir girişimde bulunamıyorlar..
15 yaşına bir gün ilave ettilerse..
O andan itibaren..
Her şey serbest..
Bir günde, ne değişmiş olabilir?
Bunun ortası yok mudur?
15 yaşından küçüklerin, ancak aldatma, hile, akıl yaşlarının küçüklüğü gibi somut özel durumları dikkate alarak bir düzenlemeye tabi tutulmaları, en azından ara yaş formülü getirilmesi mümkün değil mi?
Mümkün..
Kimsenin, “15 yaşında evlilikler teşvik edilsin.. 18, 20, 25 yaşında evlenenlere kıyasla, 15 yaşında evlenenlere imkanlar tanınsın” dediği yok..
Hatta..
“Bugünden sonrasındaki birliktelikleri de meşrulaştıracak bir düzenleme yapılsın” diyen de yok..
Veya..
Diyen varsa da, onları dinlenilmesine de gerek yok..
Yapılacak ve uzun süredir tartışılan düzenleme ne?
Yıllar önce..
En yakın tarihlisinin 2015 öncesi olduğunu tahmin ediyorum..
Dolayısı ile..
Belki çıkartılacak olan kanuna..
Böyle bir tarih bile konulabilir..
“2015 yılından önce, evlilik amacı ile, cebir kullanılmaksızın, rıza ile yaşanılan birlikteliklerde, bilahare evlilik yaşı geldiğinde resmi nikah da kıyılmış ise, cinsel istismar cezası askıya alınır, evlilik sürdüğü müddetçe uygulanmaz”.
Üzerinde oturup, saatlerce düşündüğüm bir ifade şekli değil bu..
Bir başkası..
Temel kriterlere sadık kalmak kaydı ile..
Onlar neler?
1) Cebren ırza geçme olayları kesinlikle kapsam dışında kalmalıdır.
2) Şu an, taraflar resmi nikah kıymış olmalıdır.
3) Ceza tümü ile düşürülmemeli, dosya kapanmamalı. Sadece evlilik sürdüğü müddetçe cezanın uygulanmaması sağlanmalıdır.
4) Bugünden sonrası için yaşanılacak olaylarda bu düzenleme emsal kabul edilmemelidir.”