Yurttaşlar, filmin 6 ay süren kast seçmelerinde 650 çocuğa uygunsuz dans yaptırıldığına, senaryo gereği çocukların uygunsuz dansına sosyal medyada gelen beğenilerin “sevilmek” olarak nitelendirildiğine dikkat çekiyor. Filmin kaldırılması yönündeki talep büyüyor.
Konu ile ilgili Aydınlık'a konuşan Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Genel Başkanı Yıldırım Gencer filmin, Netflix'in ideolojisini yansıttığını söyledi. “Netflix, özgürlük adı altında pedofiliye, çocuk istismarına, madde kullanımına sınırsız özgürlük tanıyor” dedi. Gencer şöyle devam etti:
“18 yaşından büyükler için izlenmesini uygun bulduğu film 11 yaşındaki çocukları anlatmaktadır. Netflix'te bu ve benzeri birçok içerik mevcut. Bu dijital platformlara denetim getirmek, toplumun güvenliği için zorunluluk. Yayınlanması planlanan film kaldırılmalı ve Netflix'e bundan sonra daha etkili müdahale edilmeli. Özellikle gençlerin kullandığı bu alanlar geleceğimiz için denetim altına alınmalı."
'ALIŞMAYALIM GELECEĞE SAHİP ÇIKALIM'
Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Çocuklar cinsel nesne olarak sergilenemez! Pedofili özendirilemez ve normalleştirilemez! Bu rezalete tavır alalım. Çocuklarımızı istismardan, toplumumuzu Batı'nın çürümüş kültüründen koruyalım. Susmayalım, alışmayalım, geleceğimize sahip çıkalım! #minnoslaryayınlanmasın.”
AİLELER GÖZLERİNİ AÇSIN!
Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, ise Netflix yayınlarını sert bir dille eleştirerek, Netflix abonesi çocuklu ailelere seslendi. Prof. Dr Oygür, “Şimdilerde pedofiliyi olumlayan filmlere de yer açan Netflix’te, yarınki adımın ensestin propagandası olmayacağından kim emin olabilir. Netflix’i ‘masum’ bir eğlence medyası olarak görmek, büyük bir yanılgıdır. Gözünüzü dört açın” dedi. Oygür, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Netflix’teki dizi ve filmlerin içeriklerinde arasız pompalanan ‘cinsellik dünyası’, özellikle çocuk ve gençlerimizde cinselliğin aşırılaştırılması; sapkınlıkların ‘normalleştirilmesi’; cinsel kimliksizleşmenin özendirilmesi gibi, sağlıklı cinsel gelişimlerini engelleyecek ciddi riskler taşımaktadır. On yaş altı çocukların severek izledikleri çizgi filmlerin içeriklerine, ‘eşcinsel’ çocukların; eşcinsel ‘ebeveynler’in ve ‘cinsiyetsiz’ karakterlerin sokuşturulmuş olması, vahimdir. Bütün bunları, ‘yaratıcı özgürlükler’ diyerek savunan Netflix, çocuklarımızın zihinlerine saldırmaktadır! Hiç uzun olmayan bir vadede çocuklarımızın aile yapımızı, milli değerlerimizi, geleneklerimizi küçümseme ve sorgulama eğilimine gireceklerini söylemek abartı değildir.”
'TEK YOL BİLİM IŞIĞINDA İLERLEMEK'
Emperyalist kültürün, toplumları milli benliklerinden soyutlama işlevinde Netflix’in oynadığı rolü, abonelerin dünya dağılımına bakarak da anlamanın mümkün olduğu belirten Oygür, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Netflix abonelerinin büyük çoğunluğu, bugün ABD dışı ülkelerdendir; buna ülkemiz de dâhildir. Bütün dünya oturmuş, emperyalist Batının yeni toplum inşasında, insanî ve toplumsal değerlerin gerilik sayıldığı ve alay konusu haline getirildiği; sınırsızlıkta ‘sınır tanımayan’ neoliberal ideolojinin bu ‘eğlencesini’ izlemektedir. Şimdilerde pedofiliyi olumlayan filmlere yer açan Netflix’te, yarınki adımın, ensestin propagandası olmayacağından kim emin olabilir. Bize düşen ise Batıdan gelen her şeyi doğru ve mubah sayan, Batılılığı çağdaşlık zanneden anlayışımızı, kullandığı araçlardan birisi de Netflix olan neoliberal ideolojinin toplumumuza buyurduğu söylemler üzerinden sorgulamaktır. Şayet çocuklarımızı bütün canlılara ve doğaya saygılı; yardım sever; dürüst; çalışkan; devletine ve milletine bağlı aydın bireyler olarak yetiştirme isteğimizde samimi isek, o zaman tek yolumuz, Atatürk’ten miras, millete duyulan büyük sevgi ve inançla, bilimin ışığında ilerlemektir.”
