Güneş Erkul yazdı...
Bugün savaş önce
zihinlerde yapılıyor, taarruzlar beyinlere yapılıyor ve bunun bilimsel adı
psikolojik savaş.
Psikolojik savaşın en önemli
aracı medya ve medyanın en önemlisi sosyal medya.
Bugün sosyal medyada egemen
olan en organize ve örgütlü, en yetenekli kesim CIA güdümlü yapılar, yani FETÖ/HDPKK/
DHKPC/Soros…Bu kesimler ortaya bir gündem koyduklarında bütün ülke onu
konuşuyor ve bu bile bu yapıların başarısıdır. Milli güçler kendi gündemlerini
konuşturamıyorsa bu organize ve örgütlü bir psikolojik savaş karargahının
olmayışı, olan örgütlü yapıların yetersiz kalışıdır.
Psikolojik savaşın en
önemli amacı sizi yenildiğinize ikna etmektir; ve muhalifim diyen kesimler
çoğunlukla bu oltaya geliyorlar ve bir olumsuzluk yaşandığında bunu
genelleyerek “yenildik” psikolojisine giriyorlar. Psikolojik savaşa karşı koyan
güçler; “hayır yenilmedik, biz egemeniz, biz güçlüyüz” mesajı verdiklerinde
buna önce ne yazık ki psikolojik savaşın etkisinde kalan milli güçler karşı
koyuyor: “Hayır gerçekçi olalım, yenildik” diyor ve buna örnekler sıralıyorlar,
“o tasfiye oldu bu tasfiye oldu, şöyle böyle olması daha idealken şöyle oldu
böyle oldu” vs, karamsarlıklar, depresif ruh haliyle sıralanan küfürler,
çözümsüz mesajlar, evet belki yazan rahatlıyor, sosyal medyada etkileşimi
artıyor, yazısının tıkı artıyor…Bir bölüm etki ajanı bunu bilinçli olarak
yaparken, yani görevleri gereği bilinçli olarak karamsarlık aşılar, milli
güçlerin moral motivasyonlarını olumsuz etkileyerek dolayısıyla azim ve
iradelerini zayıflatırken, bir bölüm iyi niyetli vatansever tek tek
olumsuzlukları genelmiş gibi göstererek amaçladıkları bu değilse de “Yenildiniz”
diyen düşmanın tuzağına düşüyor, “evet yenildik” diyerek psikolojik
harekatlarına katkı veriyorlar
Buna en son somut örnek,
Cihat Yaycı olayıdır. Evet elbette Cihat Yaycı gibi donanımlı ve vatansever bir
komutanımızın görevinden alınması bir kayıptır, üstelik bir haksızlık sonucu
ise üzüntümüzü artırmıştır, komutanımızın hizmetlerini anlatarak, unutturmayarak,
en önemlisi de onun da en büyük ideali olan “mavi vatan projesi”nin ne tuzaklar
kurulursa kurulsun, ne engeller konulursa konulsun süreceğini vurgulayarak,
düşmanın psikolojisini, sevincini bozguna uğratabiliriz. Şerden hayırlar çıkartabilecek
bir “devlet aklı” vardır. Bu olumsuz gözüken duruma veryansın ederken; FETÖ
gibi bir canavardan kurtularak dolayısıyla gerçek Türk subaylarının yönetimi
aldığı Deniz Kuvvetlerinin bitişi kadar abartacak yorumlar yapmak hem görevde
olan kahramanlarımıza büyük haksızlık , hem de düşmanın “işte sizi
bitiriyoruz, hala biz egemeniz” mesajı vermeye dönük psikolojik savaşına hizmet
etmektir. Çok iyi bildiğimiz, yakından tanıdığımız Türk deniz kuvvetleri komuta
kademesi ve onun “mavi vatan”a olan ölümüne bağlılıkları inancımızı
yükseltmekte, son gülenin Fetullah Gülen olmayacağını göstermektedir.
Bu arada Libya ile yapılan tarihi anlaşmayı düşmanca kötüleyen bazı etki ajanlarının, bu anlaşmanın mimarlarından Cihat Yaycı'yı savunuyor gözükmeleri ne kadar inandırıcıdır!
İLK KURŞUN