Ekonominin içinde bulunduğu kriz için (buna bazı kesim sıkıntı, bazı kesim zorluklar diyor) henüz radikal önlemler alınmamışken bütçe açıklarının kapatılması amacıyla Hükümet tarafından yeni ve ek vergiler getirilmek isteniyor. Esas amaç bütçe açıklarını kapama da olsa vergi adaletini sağlama gerekçesi ile getirilmek istenen yeni ve ek vergilerden medet umuluyor.

MALİYE POLİTİKASININ AMAÇLARI

Vergi politikası maliye politikasının araçlarından biridir. Maliye politikasının üç temel amacı vardır:

1 Ekonomide istikrarı sağlamak.

2 İktisadi kalkınmayı gerçekleştirmek.

3 Ekonomik servet dağılımını ve yaşama düzeylerini iyileştirmek.

Kapitalist sistem özel girişim özgürlüğüne ve mülkiyetine dayanır. Bu sistemde servet ve gelirlerin büyük kısmı insanlar ve şirketler henüz yaşarken başkalarına devredilebilir. Miras yoluyla ise servetler kazanılmadan devredilmiş olur. Kapitalist sistemin özelliği ve miraslar servet ve gelir dağılımının dengesiz olması sonucunu doğurur. Bu dengesizlik büyük olursa sosyal barış da kaybolur. Oysa sosyal barış refah devletinin sağlanmasının temel koşuludur.

İşte sosyal barışı temin etme yoluyla servet ve gelir dengesizliğini giderecek maliye politika araçlarından en önemlilerinden biri de vergi uygulamaları olmaktadır.

TÜRKİYE’DE VERGİ ADALETİ YOKTUR

Ülkemizde servet ve gelir dağılımında çok büyük dengesizlik vardır. Nüfusumuzun büyük çoğunluğu yoksulluk ve açlık sınırındadır. Ülkede yaratılan servet ve gelirin büyük bölümünü nüfusun çok az kısmı elde etmektedir.

Vergi adaleti tesis edilmiş değildir. Dolaylı vergiler (katma değer vergisi, özel tüketim vergisi gibi harcamalar üzerinden alınan vergiler) toplam vergiler içinde yüzde 6070 gibi bir nispi paya sahiptir.

Çalışanların (işçiler, memurlar) üzerindeki vergi yükü oldukça yüksektir.

Servet vergisi ve nereden buldun sorgulaması yoktur.

Gayrimenkule dayalı spekülatif kazançlar (haksız rantlar) vergilenmemektedir.

Vergi afları, varlık barışları vergi adaletini oldukça zedelemiştir. Yapanın yanına kâr kalan bir sistem vardır.

Vergi kanunlarında teşvik amaçlı ancak büyük dengesizliklere yol açan çok sayıda muafiyet ve istisnalar söz konusudur.

Kayıtdışı ekonomi büyüklüğünün milli gelirin yarısını oluşturduğu tahmin edilmektedir.

Vergi denetimleri etkin ve verimli değildir. Maliye artık korkutucu olmaktan çıkıp şirket haline, mükellefler de müşteri durumuna getirilmiştir. Oysa devlet iki güce dayanır: 1Ordu gücü 2Vergi alma yetkisi.

SORUN NEREDE?

Türkiye’de bütçe açıklarının kaynağı üretim yapımızdan yani üretim ekonomisi haline gelememekten kaynaklanmaktadır.

Lale devri yaşayan bir ekonomide bütçe açığı vermeniz kadar doğal ne olabilir?

Almanız gereken vergileri alamazsanız, vergi adaletini sistemsel olarak çözemezseniz, borçlanmaya dayanan bir ekonomik yapı kurarsanız, elin oğluna her yıl 10 milyar dolarlar mertebesinde faiz öderseniz ne kadar ek ve yeni vergi getirseniz de bütçe açıkları vermeye devam edersiniz.

Neticede vergi sistemi üretim ilişkilerinin doğurduğu veya belirlediği bir sistemdir. Çarpık üretim ilişkisi çarpık vergi sistemini doğurur.

ÇÖZÜM:

Vergi adaletini sağlayacak temel çözüm; üretmek, üretmek, üretmektir.

Yaratılan katma değeri dengeli dağıtmaktır.

Yolsuzluğu ve kayıtdışı ekonomiyi asgari düzeye getirmektir.

Lale devrine son vermektir.

Bilinçli tüketmektir.

Tasarruf etmektir.

Gereksiz borçlanmamaktır.

MHP lideri Devlet Bahçeli: Kırmızı bültenle aranan katilin takdir edilmesi hukuk dışı.

Aydınlık