Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 23 Kasım 2020 günü İstanbul İl Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek, Biden Tayfasının programını ve eylem planını kamuoyuna açıkladı. Perinçek, özetle şunlar belirtti:
BIDEN’IN TÜRKİYE PROGRAMI VE PROJESİ
Tarihçiler, 20202021 yıllarını anlatırken onlardan söz edecek. “Onlar” dediğimiz, Türkiye’deki Biden Tayfası.
Biden Tayfası, bir programın, bir görevin tayfasıdır.
O programı ve görevi, Biden, 17 Aralık 2019 günüNew York Times gazetesine yaptığı açıklamada belirlemişti. ABD Derin Devletinin Rand Corporation adlı strateji kuruluşu da,Biden’ın önderliğinde hazırladığı Ocak 2020 tarihli 260 sayfalık Türkiye Raporu’nda program ve görevlerin ayrıntısını saptadı. “Türkiye’nin Milliyetçi Rotası” başlıklı bu rapor, yalnız ABD için değil, bütün Atlantikçi iktidar ve kuruluşların kılavuzu işlevi görmektedir.
BIDEN TAYFASI
Biden Tayfası, Biden Projesinde yer aldıklarını siyaset ve eylemleriyle ortaya koyan siyasal parti yöneticilerinden ve şahsiyetlerden oluşuyor. Biden Tayfası’nın merkezinde CHP Genel Merkezi bulunuyor. Projenin demirbaşları ise, PKK/HDP ve FETÖ’dür. Biden Projesinde her örgütten vazgeçilebilir, ancak PKK/HDP’denve FETÖ’denvazgeçilemez. Bu örgütler, Projenin çekirdeğinde yer alıyorlar.
İsim isim sayacak olursak, Biden Tayfası şu şahsiyetlerden oluşuyor:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş,
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener,
İngiliz Şövalye Nişanlı Abdullah Gül,
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan,
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu,
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu,
AK Parti içindeki Biden tayfasının temsilcisi Bülent Arınç.
BIDEN TAYFASININ PROGRAMI
Biden Tayfasının programını, açıklamalarından ve eylemlerinden çıkarıyoruz.En son Kılıçdaroğlu’nun Washington merkezli Ortadoğu Enstitüsü’ne veCHP Dış Politika Sözcüsü Ünal Çeviköz’ünABD’nin Alman Marshall Vakfı’naaçıkladıkları üzere Biden Tayfası’nın Programını maddeler halinde şöyle özetleyebiliriz:
Sıcak Paraya güvence: Biden Tayfası, Türkiye’ye ekonomik çözüm olarak Turgut Özal ekonomisine dönüşü dayatıyorlar. Hepsinin ortak vurgusu, Batı’dan sıcak para akışının sağlanması için gerekli hukukî düzenlemelerin yapılmasıdır.
ABD yönetiminden Tayyip Erdoğan’ı iktidardan indirmesi için destek talebi: Biden Tayfası,Biden’ınBaşkanlık seçimini kazanmasını bayram yaparak kutladı. Basındaki temsilcileri, ABD seçim sonuçlarını “ABD’de otoriter yönetim devrildi, sıra Türkiye’deki diktatörde” yorumlarıyla alkışladı. Kılıçdaroğlu, ABD yönetimine Türkiye’de “demokrasinin getirilmesine destek olması” çağrıları yaptı.
“Güçlendirilmiş Parlamenter rejim” adı altında ABD ve AB’nin dayattığı anayasal düzenlemelere teslimiyet: CHP, İYİ Parti ve HDP, Meclis’te toplantılar yaparak “Demokratik muhalefet için ortak yol haritası” çizdiler ve yeni bir Anayasa tasarısı için çalışmalar yürüttüler. Bu çalışmalarda “Türk vatandaşlığının kaldırılması ve Anayasal vatandaşlık kavramanın getirilmesi, “Atatürk Milliyetçiliği”nin Anayasanın değiştirilemeyen 2. Maddesinden çıkartılması, AB Özerklik Şartının kabulü yoluyla Güneydoğu illerine özerklik getirilmesi, Devlet okullarında anadille eğitim yapılması ve yargının “Türk Milleti adına hüküm vermesi” gibi anayasa ilkelerini de kaldırma niyetlerini açığa vurdular.
Anayasanın ve bu anayasaya dayanarak yapılan bütün uygulamaların meşru olmadığı iddiası: CHP yönetimi ve müttefikleri, Cumhurbaşkanlığı Sistemini getiren Anayasa değişikliğinin ve genel seçimlerin meşru olmadığını ısrarla savundular. Kılıçdaroğlu ve arkadaşları, “gayri meşru anayasaya göre yapılan her şeyin gayri meşru olduğunu” öne sürerek, meşru olmayan yönetime karşı her yoldan mücadelenin gerekçesini oluşturma gayreti içinde bulundular.
PKK ve FETÖ teröristlerine özgürlük: Biden Tayfası, hapishane kapılarının açılmasını savunuyor. Örneğin Meral Akşener’e göre, hapiste yatanlar “Çaycı ve çorbacıdır.”
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve Polise karşı güvensizlik: CHP ve İyi Parti, yöneticileri çeşitli platformlarda ve televizyon programlarında Türk Ordusunun ve Polisinin zayıfladığını ve görev kabiliyetini yitirdiğini ifade ederek, PKK ve FETÖ Terörüne karşı mücadeleyi zaafa uğratma gayreti içindeler. Bu yoldan PKK,FETÖ ve HDP ile dayanışma görevi yapıyorlar.
NATO’ya sadakat ve yeni görev talebi: NATO’ya yeminli bağlılık, Biden Tayfasının ortak özelliğidir. Bu bağlılık, yeni görev talepleriyle pekiştiriliyor. CHP Genel Merkezinin Dış Politika Sözcüsü Çeviköz, Türkiye’nin NATO ile ilişkilerini güçlendirmesi gerektiğini savunmak yanında, Avrupa Konseyi, AGİT, BM ve ayrıca AB üyeliği için Kopenhag Kriterleri gibi taahhütlerin yerine getirilmesi gerektiğini belirtmektedir. CHP Sözcüsü, “Türkiye’nin Afganistan, Kosova, Bosna’da yaptığı NATO görevleri gibi yeni stratejide alabileceği çok görevler bulunduğunu” vurgulamaktadır.
Rusya, İran ve Çin’e karşı “otoriterlik suçlaması” ve Atlantik mevzisinden suçlamalar.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Sinciang bölgesinde “zulüm” yaptığı suçlamalarının CHP, HDP, İYİ Parti imzalı önergelerle Meclis gündemine getirilmesi.
Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Suriye, Libya, Karadeniz ve Azerbaycan’da Atlantik güdümlü politikaların gündeme getirilmesi.
S 400’lerin alınması gibi Türkiye’yi Atlantik sistemine bağımlılıktan kurtaran ve Atlantik’ten gelen tehditlere karşı güçlendiren uygulamalara muhalefet.
Türkiye ile ABD, Fransa gibi Atlantik ülkeleri arasındaki gerginliklerde ABD ve Fransa’yı haklı gösteren söylemler.
AK Parti, MHP, Vatan Partisi ve Türk Silahlı Kuvvetleri arasında nifak yaratmaya yönelik fesat faaliyeti.
EYLEM PLANI: BIDEN’IN “YARATICI YIKICILIK” SENARYOSU
Biden Tayfasının medya ayağından açıklandığı üzere, yaşanan ekonomik zorluklar ve Korona salgınının ağırlaşması ortamında, toplumdaki huzursuzluklardan yararlanarak, PKK terörü artıklarının, FETÖ’nün ve vatansız takımının katılımıyla Biden’ın sözüm ona “demokratik muhalefetinin” örgütlenmesi yoluyla ve ABD’nin desteğiyle kalkışmaların kışkırtılması.