hukukanaliz.net'e göre, Vatan Partili avukatlar, gündemdeki sözde Ermeni soykırımı iddialarına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
''Aziz Milletimiz ve değerli meslektaşlar;
24 Nisan 2021 tarihinde ABD Başkanı Biden 1915 olayları hakkında ‘’hüküm’’ açıklayarak haddini aşmış ve hukuku çiğnemiştir. ABD Devlet Başkanı’nın hukuku çiğneyen ve saldırgan beyanına, ABD’nin yerli ortağı gibi hareket eden siyasi kuruluşlar, hukukçu dernekleri ve bazı Baro yöneticileri de destek vermiştir. HDP, ÇHD, ÖHD, Diyarbakır Baro Başkanı ve Batman Baro Başkanı, hakkında hiçbir mahkeme kararı bulunmayan 1915 olaylarından bahsederken ABD menşeili ‘’soykırım’’ yalanlarını yinelemiştir.
ABD Hukuk Tanımamaktadır
Hem Türkiye’nin hem ABD’nin tarafı olduğu Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme’nin 6. maddesinde açıkça belirtildiği üzere; ‘’soykırım’’ hükmü, suçun işlendiği ülkedeki Devletin yetkili bir mahkemesi veya yargılama yetkisini kabul etmiş olan sözleşmeci devletler bakımından yargılama yetkisine sahip bulunan uluslararası bir ceza mahkemesi tarafından verilebilir. Bunların dışında hiçbir devlet veya kuruluş ‘’soykırım’’ kararına hükmetme yetkisine sahip değildir.
Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme Madde 6: Soykırım fiilinin veya üçüncü maddede belirtilen fiillerden birini işlediğine dair hakkında suç isnadı bulunan kimseler, suçun işlendiği ülkedeki Devletin yetkili bir mahkemesi veya yargılama yetkisini kabul etmiş olan Sözleşmeci Devletler bakımından yargılama yetkisine sahip bulunan uluslararası bir ceza mahkemesi tarafından yargılanır.
Daha önemli husus, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 15 Ekim 2015 tarihli Perinçekİsviçre Davası kararında yer almaktadır. İsviçre Federal Mahkemesi tarihçiler arasındaki fikir birliğinin soykırıma hükmetmek için yeterli olduğu görüşündedir. Buna karşı AİHM yargıçları ‘’bu (tarihçilerin görüşleri) soykırımın nitelendirilmesine ilişkin şüpheleri barındıran bir fikir bakımından bir cezai hüküm verilmesi için yeterli olabilir mi?’’ cümlesi ile, tarihçilerin soykırıma hükmedemeyeceğini açıkça saptamıştır. Bu tarihsel yalanlar ile hüküm vermenin demokratik bir topluma zarar vereceği belirtilmiştir.
‘’…İsviçre kanun koyucusunun 1915 yılında Türkiye’de meydana gelen olaylar göz önüne alındığında, 8. Madde ve 10. Maddede korunan hakların dengelenmesinde başarılı olmadığını göstermektedir. Böylesi hassas bir alanda, belirli tarihi bir davaya atıfta bulunmaksızın soyut bir şekilde ihtilaflı haklar üzerinde karar vermek yeterli olamaz. Bu tür önemli bir tartışmada önemli ölçüde şüpheler bırakmak, demokratik bir toplumda gerekli olandan daha fazla zarar vermektedir.’’
(Perinçekİsviçre Davası AİHM Büyük Mahkeme Kararı / Ekim 2016 tarihli 1. Basım / Syf. 196 / Kaynak Yayınları)
‘’In my view this illustrates that the Swiss legislature has failed to balance the rights protected under Article 8and those protected under Article 10 as far as thedebate on the events in Turkey in 1915 is concered. In such a sensitive area it cannot be sufficient to legislate on the conflicting rights in the abstract without reference to the spesific historical case. Leaving substantial doubts in such an important debate endangers freedom of expression more than is necessary in a democratic society.’’
(a.g.e. Syf 342)
Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’in AİHM’de kazandığı zafer bu tartışmaları kesin olarak bitirmiştir. Karar son derece açıktır:
1. BM Sözleşmesi’ne göre yetkili mahkemeler Lahey Adalet Divanı ve suçun işlendiği yerel mahkemelerdir. 1915 olayları hakkında da verilmiş bir mahkeme kararı yoktur.
2.AİHM, Yahudi Soykırımı ile 1915 Olaylarının aynı kategoride değerlendirilemeyeceğini belirtilmiştir. Bu kararıyla AİHM, 1915 Olayları’nın “soykırım” olarak nitelenemeyeceğini açıkça saptamıştır.
Türkiye haklılığını AİHM’de tüm dünyaya ispatlamıştır. Türkiye’yi kuşatma girişimleri açık olan ABD’nin tehdit ve saldırılarına ve bazı baro başkanlarının talihsiz açıklamalarına karşı bu haklılığımızla cevap veriyoruz.
1.İncirlik Üssü ve Kürecik Üssü derhal Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tam kontrolüne alınsın! ABD askerleri 15 gün içerisinde ülkelerine gönderilsin!
2.PKK’yı sınır ötesinde bitirmek için, Suriye Arap Cumhuriyeti ile askerî işbirliği dahil her konuda eylem için derhal harekete geçilmelidir.
3.Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte Kırım ve Abhazya’nın tanınması için Rusya, İran ve Azerbaycan ile diplomatik temaslar başlatılmalıdır.
4.HDP derhal kapatılmalıdır. Anayasa Mahkemesi, PKK’nın kolu ve bacağı olan örgüte karşı yargı sürecini uzatmamalı, Türkiye’nin karşılaştığı tehditlere uygun olarak hızla karar almalıdır.
Bu 4 adım, ABD’nin bölgemizdeki emperyalist faaliyetlerini püskürtecek ve yok edecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.''