Ankara Kulübü Derneği Başkanı Metin Özaslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1919 yılında Anadolu’nun birçok yerinin işgal altında olduğunu anımsattı.
Yunan ordularının da Batı Anadolu içlerinde ilerlediğini anlatan Özaslan, “Ancak batı Anadolu’da Zeybekler, kuzeyde, güneyde, güneydoğuda ve Doğu Anadolu’da yerel milisler işgalci güçlere karşı direniyorlardı. Bağımsızlık kaçınılmazdı fakat bunu yerel milislerle başarmak güçtü. Milli Mücadele’yi, Ulusal Kurtuluş Savaşı’na dönüştürecek, tüm güçleri toparlayacak bir baş, bir önder gerekiyordu.” dedi.
Bu önderin, 27 Aralık 1919’da Dikmen sırtlarında belirdiğini ifade eden Özaslan, Ankaralıların “Kızılca Gün” dediği tarihi günde, köylerden, kasabalardan gelen binlerce atlı ve yaya Seymen ile Ankara halkının, Mustafa Kemal Atatürk’ü Dikmen sırtlarında bağrına bastığını dile getirdi.
Özaslan, Hıdırlıktepe’de 26 Aralık 1919 akşamında Seymenlerin alaylarını kurup büyük bir ateş yaktığını, davullarla toplanma çağrısında bulunduklarını anlatarak, şöyle devam etti:
“Ertesi gün Atatürk gelecek, yeni lider gelecek ve ilk defa halkla buluşacak. Seymenler, sabah Ulucanlar’da Seymenler kahvesine tuğ dikiyorlar, ardından Hacı Bayram Veli Camisi’ne geçiyor, bayraklar dikiliyor, kurbanlar kesiliyor, dualar okunduktan sonra binlerce Seymen’den oluşan alay, buradan çıkıp şehrin içinden Keklikpınarı, Dikmen, Bağlar ve Kızılyokuş’a diziliyor.”
700 SEYMEN KARŞILADI
Bu karşılama ile Atatürk’ün halk tarafından bir lider, bir baş olarak seçilip benimsendiğini belirten Özaslan, şunları kaydetti:
“Atatürk, ilk olarak Keklikpınarı’nda karşılanıyor. Burada Seymenler dizilmiş halde Atatürk’ü karşılıyor. Atatürk daha sonra bugün Genelkurmay Kavşağı’nın olduğu yerde çift sancaklı 700 Seymen’den oluşan bir bölükle karşılaşıyor, ‘Seymenler, niye zahmet ettiniz, neden geldiniz?’ diye soruyor. Seymenler de ‘Seni görmeye geldik Paşam. Vatan uğruna ölmeye geldik.’ yanıtını veriyor. Atatürk de, ‘Fikrinizde sabit misiniz?’ diye soruyor, hepsi de bir ağızdan ‘Andolsun’ diyerek karşılık veriyor. Atatürk, bugünkü Opera binasının olduğu yere yürüyerek geliyor, daha sonra da tren garının oraya geçiyor ve Seymen alayı Atatürk’ü bekliyor. On binlerce insan ‘Vatan için ölmeye geldik’ diyerek Atatürk’ü selamlıyor.”
1932’DE KURULDU
Özaslan, Ankara Kulübünün temel görevinin Seymenlik kültürünü yaşatmak olduğuna vurgu yaparak, derneğin Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Seymenlik geleneğini yaşatın, 27 Aralık ruhunu yaşatın” talimatıyla 1932 yılında kurulduğu bilgisini verdi.
Türkiye’nin en çalışkan derneklerinden biri olduklarını savunan Özaslan, “Bizim her gün birkaç yerde yerde programlarımız olur. Kimini kendimiz düzenleriz, kimisine de misafir olarak gideriz. Ana konuk Seymenlerimizdir. Tamamen kamu yararına etkinlikler, sosyal sorumluluk projeleri, Ankara’nın tanıtımı, milli günler gibi etkinliklere gideriz. Hepsi de gönüllülük esasına dayalıdır.” diye konuştu.