Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Altay, Kovid19 ile mücadele sürecinde diyabet, obezite ve hipertansiyon hastalarının nelere dikkat etmeleri gerektiğine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Dünyadaki tüm ölümlerin yüzde 71'inden kronik hastalıklardan kaynaklandığını, bu rahatsızlıklar arasında hipertansiyon, obezite ve diyabetin önemli yer kapladığını vurgulayan Altay, "Türkiye'de erişkin nüfusta obezite sıklığı yüzde 28,8, hipertansiyon sıklığı yüzde 27,7 ve diyabet sıklığı da yüzde 13,7'dir. 65 yaş ve üzeri nüfusta ise yaklaşık olarak diyabet ve obezite 2 kat, hipertansiyon ise 3 kat daha sık görülmektedir." bilgisini verdi.
Altay, bu hastalıkların çeşitli yollarla bağışıklık sisteminin çalışmasını bozduğunu ve bazı enfeksiyonlara yatkınlığa neden olduğunu dile getirdi.
Kovid19'un yaşlı kişilerde ve kronik hastalığı olanlarda daha ağır seyrettiğine, virüs nedeniyle yaşamını yitirenlerin çok büyük bir kısmının 60 yaş üzerinde olduğuna dikkati çeken Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çin'deki hasta verilerine göre, Kovid19'a bağlı ölümlerin yüzde 80'i 60 yaş ve üzerinde görülmüştür. Veriler, hayatını kaybeden hastaların yaklaşık yüzde 40'ında hipertansiyon, yüzde 20'sinde de diyabet bulunduğunu göstermektedir. İtalya'dan edindiğimiz bilgilere göre ise ölümlerin yüzde 95'inin 60 yaş ve üzerinde görüldüğü saptanmış olup, hastaların yaklaşık yüzde 75'inde hipertansiyon, yüzde 35'inde ise diyabet tespit edilmiştir. Şu an için elimizde obezite ve Kovid19 arasındaki ilişkiyi gösteren veri bulunmamaktadır.
Obezitenin bağışıklık sistemi üzerine olumsuz etkileri düşünüldüğünde ve obez hastalarda hipertansiyon ve diyabet sıklığının çok daha yüksek oranda olduğu göz önüne alındığında bu bireylerin Kovid19 açısından yüksek riskli grupta olacağı çıkarımına ulaşabiliriz."
"KULLANILAN İLAÇLAR AYNI ŞEKİLDE ALINMAYA DEVAM EDİLMELİ"
Prof. Dr. Mustafa Altay, risk grubunda yer alan kronik hastalığı bulunanların Kovid19 açısından özel önlemler alması gerektiğini söyledi.
Bu grupta yer alan kişilerin öncelikle herkes gibi Sağlık Bakanlığının önerdiği kişisel ve sosyal tüm koruyucu tedbirleri harfiyen uygulaması gerektiğinin altını çizen Altay, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
" Salgın süresince kan şekeri ve tansiyon düzeyi iyi seyreden hastalar, rutin kontrolleri ve diğer acil olmayan problemleri için sağlık kuruluşlarına başvurmamalı.
Evde kan şekeri takibi daha önce önerilenden biraz daha sık yapılmalı. Hastalar, evde tansiyon ölçümünü haftada birkaç kez, kilo ölçümünü ise haftada bir kez yaparak kendilerini takip etmeli.
Düşmeyen ateş, öksürük, nefes darlığı gibi Kovid19 enfeksiyonunu düşündüren şikayetlerin gelişmesi durumunda doğrudan '184 Korona Danışma Hattı' aranmalı ve alınan talimatlara uyulmalı.
Dengeli beslenilmeli ve bol sıvı tüketilmeli. Ana öğün ve ara öğünlere evde kalınan süre içerisinde de aynı şekilde devam edilmeli, kalori alımı artırılmamalı.
UYKU DÜZENİNE DİKKAT EDİLMELİ
Evde hareketsiz bir yaşam ile kilo artışı ve metabolizmanın yavaşlaması kaçınılmazdır. Bu da kan şekerinin yükselmesi, tansiyon artışları, kolesterolün yükselmesi gibi olumsuz sonuçları doğurur. Bu sebeple evde kalınan süre içerisinde ev egzersizlerine dikkat edilmeli, gün boyunca hareketsiz kalmaktan kaçınılmalı.
Egzersiz basit olmalı ve ev içi sakatlanmalara sebebiyet verici tarzda olmamalı. Ev içinde günde yaklaşık 5 bin adım atılmaya çalışılmalı, sabit konumda hafif tempolu koşu, jimnastik ve müzik eşliğinde tempolu hareketler uygulanmalı. Direnç ve ağırlık egzersizleri de ev içerisinde güvenle yapılabilir.
Ev yürüyüşleri ve egzersizler esnasında travma, sakatlanma olmaması ve diyabetik ayak gelişmemesi için masa, sandalye kenarlarına, yerdeki cisimlere dikkat edilmeli.
SİGARA, ALKOL VE FAZLA TUZ TÜKETİMİNDEN KAÇINILMALI
Bu dönemde diyabet, yüksek tansiyon ve obezite için kullanılan ilaçlar aynı şekilde alınmaya devam edilmeli, ilaç düzeni bozulmamalı. Biten ilaçlar hastanelere ve aile sağlık merkezlerine gidilmeden eczanelerden temin edilebilmeli.
Anksiyete, depresyon gibi psikiyatrik hastalıklar pandemi dönemlerinde artış göstermekte ve kan şekeri ve tansiyon düzeylerini olumsuz etkilemektedir. Bu sebeple duygu durumuna özen gösterilmeli, gün içinde sosyal izolasyon kurallarına uymak şartıyla çeşitli hobiler edinilmeli, rahatlatıcı müzikler dinlenilmeli, güneş ışığı ve temiz havadan bolca faydalanılmalı.
Diyabet hastalarında iyi kan şekeri düzeylerinin enfeksiyonlara yatkınlığı azalttığı bilinmektedir. Daha sık kan şekeri takipleri ile kan şekerlerini düzeltilmesine yönelik diyet, egzersiz, ilaç dozu gibi gerekli tedbirler alınmalı.
Kan şekeri düzeyinin alınan tedbirlere rağmen takip eden ölçümlerde sürekli yüksek veya sürekli düşük gelmesi durumunda ve herhangi bir kan şekeri düzeyinde hastanın genel durumunda bozulma meydana gelmesi halinde mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı.
Tüm tedbirlere rağmen tansiyon düzeyleri 180/120 mmHg ve üstü değerlerde seyreden veya ölçülen herhangi bir tansiyon düzeyi ile birlikte görme bozukluğu, bilinç kaybı, göğüs ağrısı, genel durum bozukluğu gibi şikayetleri oluşan hastalar, en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalı.
Güncel bilgiler ışığında Kovid19 enfeksiyonundan koruduğu kanıtlanmış bir ilaç veya vitamin takviyesi bulunmamaktadır. Bu konuda sosyal medyada veya basında çıkabilecek yanıltıcı bilgilere dikkat edilmeli, resmi kaynaklardan gelen bilgilere itibar edilmeli.
Kullanılan tansiyon ilaçları kesinlikle bırakılmamalı veya tansiyon düzeyleri normal seyrettiği sürece değiştirilmemeli.
Ağrı kesici ilaçların Kovid19 enfeksiyonunun seyrini ağırlaştırabildiği ve iyileşme sürecini uzatabildiği ile ilgili özellikle Fransa ve İngiltere'de uzman görüşleri mevcut olmakla birlikte, kullanılabileceğini belirten uzmanlar da vardır. Henüz veriler netleşmediğinden güvenli tarafta olmak adına mecbur kalınmadıkça ağrı kesici ilaçların kullanılmamasını öneriyoruz. Mecbur kalınırsa bu ilaçlar yerine hastanın eğer ciddi bir karaciğer rahatsızlığı yoksa parasetamol içerikli ilaçlar tercih edilmeli."