Dubai merkezli petrol yatırım danışmanlık firması Hormuz Straits Partnership Direktörü Serkan Şahin, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin söz konusu keşfi kendi kaynakları ve mühendisleriyle gerçekleştirmesinin büyük önem taşıdığını ifade etti.

Hidrokarbon arama çalışmalarının yüksek maliyetli olduğuna dair yorumları doğru bulmadığını dile getiren Şahin, şöyle konuştu:
"Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO), 2 bin metre sondajı 1 ay gibi kısa bir sürede gerçekleştirmesi piyasada şaşkınlık uyandırdı, zira dünyada bunu yapabilecek kapasiteye sahip çok az ülke var. Bu durum verimlilikle ilgilidir ve verimliliğin maliyet üzerindeki etkisi oldukça fazladır. Bizim için önemli olan aramabulma süreçlerini öğrenmiş olmamız ve bu konuda güvenimizin, tecrübemizin oluşması. Türkiye, Karadeniz gibi zorlu bir yerde riskli ve ciddi bir operasyonu 1 ayda tamamlayabilecek konuma gelmiş, bizler için önemli olan bu. 320 milyar metreküplük doğal gaz rezervi Türkiye için bir başlangıç. Bu başarı, devamında Türkiye'nin hidrokarbon aramalarına hız katacak."


"DOĞU AKDENİZ'DEKİ ÇOĞU GAZ KAYNAĞIYLA REKABET MÜMKÜN"
Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener de "Karadeniz'deki keşifle Türkiye çok yönlü kazanımlar elde edebilecek." dedi

Kaynak potansiyelinin çok daha büyüme ihtimali olduğunu aktaran Akyener, "Türk enerji tarihi perspektifinden baktığımızda, 'Bu keşif yapılan en büyük keşif' diyebiliriz. Keşif yapılana kadar gerçekten büyük bir emek sarf edildi, çaba gösterildi, kararlı bir duruş sergilendi, gemiler alındı, paralar harcandı. Neticesinde, Türkiye yaptığı büyük keşifle bölgede bir ilk olma niteliği taşıdı." değerlendirmesinde bulundu.

Akyener, TPAO'nun uluslararası oyunculara kıyasla daha uygun maliyetlerle ve kısa zamanda başarılı sondajlar yapabilecek kapasiteyi haiz olduğuna dikkati çekerek, bu avantajın projenin daha hızlı ve ucuza bitirilmesini sağlayacağını anlattı.



Düşük maliyetli sondajlarla daha uygun birim maliyetlerle gaz üretilebileceğini vurgulayan Akyener, "Potansiyel rezerve bağlı olarak üretim hacmi artarsa, fiyat bağlamında Doğu Akdeniz'deki birçok gaz kaynağıyla rekabet edebilecek duruma gelmek mümkün." diye konuştu.

"SU ALTI ROBOTUNUN GELİŞTİRİLMESİ ÖNEMLİ"
Akyener, Türkiye'nin keşif sürecindeki teknik imkanlarına da değinerek, şunları kaydetti:

"Hidrokarbon aramalarında ilk olarak hedef sahasında belirli noktaları analiz edersiniz. Ruhsat alanlarınızı tek tek elden geçirirsiniz, en uygun olan alanlarda sismik veri toplama süreçlerine başlarsınız. Bunların hepsi ciddi maliyetler anlamına geldiği için kaynaklarınızı dikkatli kullanırsınız. Sismik gemilerinizi gönderir, sismik verileri elde eder ve bu verileri işledikten sonra, analiz eder ve yer altı yapılarını ortaya çıkartırsınız. Teknik elemelerden geçirdikten sonra, öncelikli yapıları test edersiniz. Bunun için de geminizi ilgili lokasyona gönderir ve sondaj yaparsınız. Sondaj süresince yapılan testlerle elde edilen verilere ve diğer parametrelere göre tahmini rezerv rakamlarını ortaya koyarsınız. Bu noktada 320 milyar metreküplük bir rezervuar rakamı ortaya koyulmuş."

TPAO'nun kendi su altı robotunu geliştirmesi ve kullanmasının bu süreçte büyük önem taşıdığını belirten Akyener, "Şimdi yakın alanlarda da sismik çalışmalara devam edilecek. Yeni sismik değerlerle birlikte belki bölgede yeni farklı yapılar ortaya çıkacak ve inşallah Türkiye bir gaz ihracatçısı konumunu elde edebilecek." değerlendirmesinde bulundu.