SERA KADIGİL YANIT VERDİ
CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil de konuyla ilgili Odatv'ye bir açıklama yaptı. Sera Kadıgil iddiaları yalanlayarak, "Açıklamada adı geçen ve hali hazırda yönetim üyeliği devam eden sanatçılardan bir kısmına saygım ve sevgim sonsuzdur. Bu isimlerin, gerçeğe aykırı birtakım yönlendirmelere inanarak bu karalamaya 'olur' verdiklerine dair inancımı muhafaza ederek bu açıklamayı yazıyorum" ifadesini kullandı. Açıklamasında Ahmet Koç'un mağdur edildiğini iddia eden Sera Kadıgil, "İlgili yazıyı kaleme alanlar hani sormuşlar ya, yaptıklarım 'Siyasi ve etik bir sorun değil midir?' diye. Asıl 'siyasi ve etik sorun' nedir biliyor musunuz? Muhalif siyasi kimliğini gerekçe göstererek kendi yaptığı haksızlıkların ve yıkıp döktüğü hayatların, çevresindeki insanlarca görmezden gelinmesini ummaktır. Ama unutmayalım ki, gerçeklerin de er ya da geç ortaya çıkmak gibi çok sevdiğim bir huyu vardır" diyerek açıklamasını bitirdi.
"MÜYORBİR VE BİZLERE KARŞI ADETA İFTİRA VE KARALAMA KAMPANYASI YÜRÜTMEKTE"
MÜYORBİR'in açıklaması şöyle:
"Değerli başkanım: Biz (Edip Akbayram, Belkıs Akkale, Burhan Şeşen, Onur Akın, Metin Özülkü, Suzan Kardeş, Mehmet Gümüş, Hüseyin Turan ve Tolga Sağ), 2000'den fazla sanatçının üyesi olduğu, Türkiye’nin tek yorumcu (sanatçı) meslek birliği MÜYORBİR’in (Müzik Yorumcuları Meslek Birliğinin) yönetim kurulu üyeleriyiz.
Bundan 5 yıl önce MÜYORBİR’de başkanlık yapan ve Kültür Bakanlığı müfettiş raporu ile MÜYORBİR’den uzaklaştırılan Ahmet Koç isimli eski yönetim kurulu üyesinin avukatlığını, 2015 yılından bu yana CHP Milletvekili Av. Sera Kadıgil yapmaktadır.
Sera Kadıgil'in Ahmet Koç’un avukatlığını yapmasına bir diyeceğimiz olamaz, kendi tercihidir.
Ancak, özellikle son 2 yıldır Ahmet Koç, Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın’la olan yakın ilişkisini ve Cumhurbaşkanlığı himayesinde yurtdışında (Cumhurbaşkanlığı fonu ile) verdiği bağlama konserlerini kullanarak; haksız şekilde MÜYORBİR’i ve biz yönetim kurulu üyelerini hedef alarak tamamen asılsız ithamlarla Bakanlık şikayetleri, savcılık şikayetleri gibi haksız saldırılarda bulunmakta, MÜYORBİR ve bizlere karşı adeta iftira ve karalama kampanyası yürütmektedir.
Ahmet Koç bu asılsız, hukuksuz saldırılarını, Sera Kadıgil ve babası (avukat) Ergin Kadıgil imzasıyla yapmaktadır. Hatta Sera Kadıgil, Mart 2019’daki genel kurulda (millletvekilliği sorumluluğuna aykırı şekilde) Ahmet Koç’a destek olmak amacıyla genel kurul salonuna kadar gelmiş ve milletvekilliğini kullanarak salona girmeye çalışmıştır!
Daha da vahimi, Sera Kadıgil’in avukat babası Ergin Kadıgil imzası ile savcılığa verilen (tamamı yalan, iftira ve uydurma) dilekçede, bizlere (Edip Akbayram, Belkıs Akkale, Burhan Şeşen, Onur Akın, Metin Özülkü, Suzan Kardeş, Mehmet Gümüş, Hüseyin Turan ve Tolga Sağ'a) ağır iftiralar atılmıştır. Seçime girip seçilemeyen Ahmet Koç adına (tamamen yalan ve iftiralarla) Sera Kadıgil’in hukuk bürosundan avukat babası Ergin Kadıgil imzası ile bizleri, sahtekarlıkla, oy hırsızlığı ile suçlamıştır.
CHP Milletvekili Sera Kadıgil (HUKUK OFİSİ/BABASI), Ahmet Koç'la birlikte hareket ederek bizlere (Edip Akbayram, Belkıs Akkale, Burhan Şeşen, Onur Akın, Metin Özülkü, Suzan Kardeş, Mehmet Gümüş, Hüseyin Turan ve Tolga Sağ'a) çamur atmakta, iftira atmakta ve karalamaktadır.
Ahmet Koç, 'Müyorbir yönetim kurulu uyeleri CHP'lidir' diyerek, kurulun siyasi görüşünü malzeme yaparak AKP'ye ihbar etmiş, Müyorbir'e Kayyum atanmasına çalışmıştır. Ancak masanın dirayetiyle kayyum ihbarı boşa çıkarılmıştır. Şu an bile MÜYORBİR, Sera Kadıgil hukuk bürosunun yaptığı asılsız suçlamalar yüzünden müfettiş soruşturması geçirmektedir.
Bunu bilmenizde yarar vardır, dürüstlüğü ve sanatçı duruşu ile sembol olmuş isimlere yönelik karalama ve iftira kampanyasına CHP’li bir avukatın, hukuk ofisinin, birlikte çalıştığı babasının aracılık etmesi ilginç ve üzücüdür!
Özetle, Ahmet Koç Müyorbir yönetimini ele geçirmek ve AKP’lileştirmek için bizlere her türlü yalan ve iftirayı atmakta, bu iftira kampanyasına Sera Kadıgil ve hukuk bürosu 5 yıldır gücünün son damlasına kadar destek olmaktadır! Bu bir siyasi etik sorunu ve çelişki değil midir?"