Huawei'nin Mali İşler Direktörü Mıng Vancou'nun ABD'nin İran yaptırımları kapsamında tutuklanması Washington'ın, yaptırımlarını başka uluslararası şirketlere karşı kullanıp kullanmayacağı endişelerini de beraberinde getirdi

Çinli teknoloji devi Huawei'nin sahibi Ren Zhengfei’nin kızı ve şirketin Mali İşler Direktörü (CFO) Mıng Vancou'nun ABD’nin İran yaptırımları kapsamında tutuklanması Washington’ın, yaptırımlarını başka uluslararası şirketlere karşı kullanıp kullanmayacağı endişelerini de beraberinde getirdi.

AA'dan Gülbin Yıldırım, Gökhan Kurtaran ve Bahattin Gönültaş'ın haberine göre, ABDÇin ticaret savaşını yeniden tırmandırmasından korkulan tutuklamanın küresel piyasalarda yol açtığı satış dalgasından en fazla ABD borsalarının zarar görmesini "bumerang etkisi" olarak değerlendiren uzmanlar, kimseye yararı olmayan yaptırımların dünya ekonomisini olumsuz etkileyeceğini vurguluyor.

Huawei’nin sahibi Ren Zhengfei’nin kızı ve şirketin CFO'su Mıng Vancou'nun ABD’nin talebiyle Kanada’da tutuklanmasına ilişkin gelişmeler, uluslararası gündemin ilk sıralarında yer almaya devam ediyor.

Mıng'ın dün görülen kefalet duruşmasının bir kez daha hükümsüz sona ermesi, konuyla ilgili belirsizliğin artarak sürmesine yol açarken, kısa süre önce ulaşılan ABDÇin ateşkesinin bu süreçten nasıl etkileneceği de yatırımcıları endişelendirmeye devam ediyor.

ABD yönetiminin; şiddetini giderek artırdığı yaptırımları, gelecekte başka ülkelere ve şirketlere karşı kullanıp kullanmayacağı ise hemen herkesi tedirgin eden bir başka soru işareti…

'AYNI ŞEYLER AB İLE YAŞANABİLİR'

Mıng’ın tutuklanmasına ilişkin gelişmeleri AA muhabirine değerlendiren Johns Hopkins Üniversitesi Ekonomi Profesörü ve Cato Enstitüsü Direktörü Steve Hanke, ABD yönetiminin, Mıng’ın tutuklanması ile ticaret müzakerelerini birbirinden ayrı tutma çabalarının sonuç vermeyeceğini söyledi.

Hanke, ilgili tutuklamanın ABDÇin arasındaki ticaret savaşının barışla sona ermesi ihtimalini zayıflattığını ifade ederek, benzer sorunların gelecekte Avrupa Birliği (AB) ile yaşanabileceğine işaret etti.

Hanke, "Aynı şeyler, ABD’nin İran yaptırımlarının çevresinden dolanmaya çalışan AB ile yaşanabilir. ABD’nin İran ile iş yapması halinde ikincil yaptırımlara tabi tutmakla tehdit ettiği Avrupalı şirketlerin yöneticileri de ansızın tutuklanabilir. Böyle bir durum, AB ile ABD arasında birçok sorunun çıkmasına neden olacaktır." diye konuştu.

'PRENS'İN CİNAYETTEKİ ROLÜNÜ NETLEŞTİREMEMELERİ İLGİNÇ'

Steve Hanke, uluslararası gündemde yer edinen Cemal Kaşıkçı cinayetine atıfta bulunurken, "ABD’nin, Huawei’nin İran yaptırımlarını deldiğinden son derece emin olup Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin Kaşıkçı cinayetindeki rolünü netleştirememesi ilginç." ifadesini kullandı.

Hanke, Washington yönetiminin olaylara kendi çıkarları doğrultusunda yaklaşmasını da eleştirdi.

'KÜRESEL EKONOMİ ÜZERİNDE ETKİSİ OLUR'

Clingendael Hollanda Uluslararası İlişkiler Enstitüsü uzmanlarından Sico Van Der Meer de dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden birinin CFO'sunun yaptırımlar kapsamında tutuklanmasının olağanüstü bir durum olduğunu vurguladı.

Huawei’nin Washington ile Pekin arasındaki teknolojik, jeopolitik ve ekonomik rekabetin kurbanı olduğuna işaret eden Meer, şunları kaydetti:

"Huawei CFO'sunun ABD'nin talebi üzerine Kanada’da tutuklanması oldukça sıra dışı bir durum. Tutuklama, Çin’in talebi üzerine Google, Microsoft ve Facebook gibi ABD’li büyük şirketin CFO’suna yapılsaydı Amerikan kamuoyu çok büyük tepki gösterirdi. Çünkü bu, büyük şirketlerle başa çıkmanın normal yollarından biri değil. Bu bir şirketin politikalarını etkin şekilde etkilemek yerine kabadayılık taslamak."

Meer, ABD ile Çin arasındaki ticaret ihtilaflarının ulaşılan ateşkese rağmen sürdüğünü ifade ederek, "ABD ve Çin arasındaki ticaret sorunları, kısmen de olsa Huawei CFO’sunun tutuklanmasından dolayı çözülmezse bunun küresel ekonomi üzerinde de bir etkisi olacaktır. Serbest ticaret ülkelerin tümüne yarar sağlarken, ticaret savaşlarında ortaya çıkan korumacılık ve jeopolitik rekabetler nihayetinde dünya ekonomisine zarar verecek." diye konuştu.

'ÇİN, TOLERE EDEBİLİR'

Merkezi Londra'da bulunan Capital Economics'in Kıdemli Çin ekonomisti Julian Evans Pritchard ise Huawei CFO’sunun tutuklanmasının bu zamana kadar ortaya konan çabalara taş koyduğunu belirterek, "Fakat yine de Çin, eğer bu sonuçta bir ticaret anlaşması ile sonuçlanacak ise bu ihlali tolere edebilir." dedi.

Pritchard, asıl meselenin ABD ve Çin arasında devam eden ticaret anlaşması müzakereleri olduğuna işaret ederek, "Halen ticaret ve rekabet konusundaki zorlu yapısal meselelere çözüm bulunması gerekiyor. Öte yandan, iyimser olmak için zemin mevcut." ifadelerini kullandı.

Reklamdan sonra devam ediyor 

KEFALET DURUŞMASI BUGÜN DEVAM EDECEK

ABD’nin İran yaptırımlarını delmek için sahtekarlık yaptığı suçlamasıyla Kanada’da tutuklanan Çinli teknoloji şirketi Huawei'nin Mali İşler Direktörü (CFO) Mıng Vancou’nun Vancouver'da görülen kefalet duruşması bir kez daha hükümsüz sona erdi. Mıng’ın tutuksuz yargılanması konusunda karara varamayan Kanadalı Hakim William Ehrcke, duruşmanın üçüncü oturumunun bugün TSİ 21.00’de başlayacağını bildirdi.

Uluslararası kamuoyu ve piyasaların yakından izlediği kefalet duruşmasında, Mıng'ın avukatları müvekkillerinin mahkeme süresince Vancouver kentindeki evinde ikamet etmesi, belirli bir bölgenin dışına çıkmaması ve iki güvenlik firması tarafından üst düzey teknoloji araçlarıyla 7/24 gözetim altında tutulması teklifinde bulundu.

Avukatlar, Lions Gate Risk Management Group ve Recovery Science adlı güvenlik şirketlerine hizmetleri karşılığında Mıng'ın ödeme yapacağını ifade etti.

Ayrıca, Mıng'ın kocası Liu Şiaozong’un iki gayrimenkulünü ve 1 milyon Kanada dolarını teminat gösterip eşine kefil olduğunu bildiren avukatlar, Liu’nun mahkeme süresince karısının yanında olacağını da taahhüt etti.

DURUŞMA UZADI

Savunma avukatları tarafından önerilen şartları yeterli bulmayan Hakim Ehrcke, Mıng'ın eşi Liu’nun British Columbia eyaletinde ikamet etmemesi ve Kanada turist vizesinin şubat ayının başında dolacak olmasının kefil olmasına engel olabileceğini ifade etti.

Kanadalı hakim, kefil konusuna yönelik soruları ve çekinceleri olduğu gerekçesiyle duruşmayı üçüncü güne uzatma kararı aldı.

ABD RESMİ OLARAK İADE BAŞVURUSUNDA BULUNMADI

Duruşmanın en çok dikkat çeken bölümlerinden biri Hakim William Ehrcke’nin ABD’nin Mıng için henüz resmi olarak iade talebinde bulunmadığını açıklaması oldu.

Ehrcke, ABD’nin söz konusu talepte bulunmak için 60 günü olduğunu bildirdi.

ABDÇİN İLİŞKİLERİNİ GEREN TUTUKLAMANIN GELİŞİMİ

Çinli teknoloji devi Huawei'nin sahibi Ren Zhengfei’nin kızı ve CFO'su Mıng Vancou, ABD'nin İran yaptırımlarını deldiği gerekçesiyle Washington yönetiminin talebi üzerine 1 Aralık'ta Vancouver kentindeki bir havalanında uçak değiştirirken tutuklanmıştı.

Mıng’ın talebiyle alınan basın yasağı nedeniyle 5 Aralık Çarşamba gününe kadar kamuoyuna yansımayan tutuklamanın, ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Arjantin'de düzenlenen G20 Liderler Zirvesi'nde yaptığı görüşmeyle aynı gün gerçekleşmesi dikkati çekmişti.

Mıng’ın Amerikalı bankalara, Huawei ile Hong Kong merkezli Skycom firması arasındaki bağlantı konusunda yalan söylemek ve komplo kurmakla suçlandığı ise Cuma yapılan ilk kefalet duruşmasıyla ortaya çıkmıştı.

Teknoloji devi Huawei'nin iştiraki konumundaki Skycom'un 20092014 yılları arasında ABD'nin İran yaptırımlarını deldiğini savunan savcılık makamı, Mıng'ın Amerikalı bankalara Huawei ve Skycom'u birbirinden bağımsız şirketler olarak tanıtarak sahtekarlık yaptığını savunmuştu.

Bu çerçevede mahkemeye, Mıng’ın 2013 yılında uluslararası bir bankaya yaptığı sunum delil olarak sunulmuştu.

Olayın ardından Çin Dışişleri Bakanlığı, Mıng Vancou’yu gözaltına alan Kanada'yı insan haklarını ihlalle suçlamış ve Huawei yetkilisinin bir an önce serbest bırakılmasını talep etmişti. Geçen hafta boyunca süren sert tonlu açıklamalarla sonuç alamayan Çin hükümeti, pazar günü ABD’nin Pekin Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı.

İki ülke arasında zar zor sağlanan 90 günlük ateşkesi tehdit eden tutuklama olayı ve kefalet duruşmasından çıkacak sonuç, piyasaları yakından ilgilendiriyor.

Çin'in Shenzhen kentinde 1987'de kurulan ve bugün dünyanın en büyük telekomünikasyon şirketleri arasında yer alan Huawei'nin, 170 ülkede 180 binden fazla çalışanı bulunuyor. Bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) çözümleri, telekomünikasyon, kurumsal ağlar, bulut, akıllı telefon ve internet alanlarında hizmet veren Huawei'nin piyasa değerinin yıl sonunda 100 milyar doları geçmesi bekleniyor.

Aydınlık