Darbeden sonra Ukrayna parlamentosunun ilk adımı, etnik azınlıkların ana dillerini bölgesel olarak kullanmalarına izin veren yasayı askıya alma girişimi oldu. Zelesnskiy neredeyse tüm önemli muhalif medyayı kapattı. Nazi işbirlikçilerinin adını onurlandırmak için ismi değiştirilen sokaklar var
Edvard Chesnokov*
“Savaş kaybedilirse millet de yok olur... Halkın en ilkel şekilde bile varlığını sürdürmesi için gerekli temel ihtiyaçları dikkate almamıza gerek yoktur. Tam tersine, bu şeyleri bizim yok etmemiz, daha iyi bile olacaktır.”
Bunlar Adolf Hitler'in Üçüncü Reich'ın sonundaki konuşmasıydı. Nazi kuvvetlerinin kendi topraklarıyla yaptığı Alman altyapısının tamamen yok edilmesini meşrulaştırmak için söylenmişti. Ancak Nazi Rejimi'nin son saniyelerine kadar işlemeye devam eden bir parçası vardı: Ölüm kampları. Wehrmacht, tümenlerini yeniden konumlandırmak için tamamen ulaşım sistemine ihtiyaç duyuyordu. Fakat Alman trenleri Yahudiler ve Buchenwald'a nakledilen diğer mahkumlarla doluydu. Sıradan insanlar ve ordunun elektriği ve petrolü yoktu. Öte yandan gaz kaçakçıları ve imha fabrikalarındaki krematoryumlar kesintisiz olarak çalışıyordu.
Savaş stratejisi açısından, bu tamamen saçmalıktır. Ancak, gerçek bir Nazi'nin esas amacının savaş alanında kazanmak değil, Untermenshen (alt insan) olarak gördükleri insanları yok etmek olduğu sonucuna varırsak, resim mantıklı hale gelecektir.
Üç kuşak insan Nazizmin geri dönmeyeceğini hiçbir şekilde düşündü. “Bir daha asla!” diyorlardı.
Ne var ki, Avrupa'nın en büyük ülkesi olan Ukrayna, Kiev'deki 2014 milliyetçi darbesinden bu yana bir Nazi devletine dönüştü. Bu bir mecaz değil, Kremlin propagandası değil, abartı değil. Bu gerçeğin ta kendisi. Darbeden sonra Ukrayna parlamentosunun ilk adımı, etnik azınlıkların ana dillerini bölgesel olarak kullanmalarına izin veren yasayı askıya alma girişimi oldu. Ukrayna’nın resmi nüfus sayımı bile, nüfusunun yaklaşık yüzde 30'unun Rusça konuştuğunu kabul ediyor.
Batı Ukrayna'dan kültürel farklılıkların, Kuzey Kıbrıs’ın adanın geri kalanıyla olan farkı kadar büyük olduğu Doğu Ukrayna'nın bazı bölgelerinde, Rusça konuşanların yüzdesi yüzde 75'e ve daha fazlasına ulaşıyor.
MUHALİF MEDYA SUSTURULDU
Odessa şehrinde, 2 Mayıs 2014'te, sadece Rusça konuşma haklarını savunan yüzlerce Ukrayna yerlisi, silahlı Ukraynalı milliyetçi mangalarının saldırılarına maruz kaldı. İnsanlar “Profesyonel Sendikalar Evi” adlı bir kamu binasına sığınmaya çalıştılar. Bina ateşe verildi, 40'tan fazla Rus yanlısı eylemci öldü; bazıları pencereden atlamayı başardı ve neonazi güruh tarafından katledildi. Avrupa, aynı 2016 Türkiye darbe girişiminde FETÖ militanları masum insanları vurduğunda olduğu gibi sessiz kaldı. Odessa'nın yakılmasıyla ilgili uygun bir soruşturma yapılmadı; Ukrayna kaynakları bunu “Rus ajanlarının provokasyonu” olarak açıklıyor. Ah evet, Şubat 1933'te Reichstag binasının komünist bir isyan ateşlemek için şeytani Bolşevikler tarafından yakıldığı konusunda da Adolf Hitler'e inanalım.
2019'da Volodomir Zelenskiy, barış ve ulusal uyum vaat ederek Ukrayna'nın yeni cumhurbaşkanı oldu. Her nasılsa, Rus dilinin eğitimde, medyada, devlet hizmetlerinde ve sokak işlerinde kullanımını fiilen yasaklayan kısıtlayıcı yasalar getirdi. Bu yasalar, demokrasiye yönelik tehditleri gözlemleyen AB danışma organı olan Venedik Komisyonu tarafından bile kınandı.
Birçoğu, yeni liderin Ukrayna'nın 2. Dünya Savaşı Nazi işbirlikçilerinin devlet tarafından yüceltilmesini durduracağını umuyordu. Ancak binlerce Banderovian'ın yaptığı son yıllık yürüyüş alevler ve Yahudi karşıtı sloganlarla dolu Üçüncü Reich tarzı bir miting 1 Ocak 2022'de Kiev'de gerçekleşti. Ayrıca, bu şehirde bugün, Roman Shukhevych veya Stepan Bandera gibi Nazi işbirlikçilerinin ve Ukrayna’daki Holokost'a ilham veren gibi isimlerin adını onurlandırmak için ismi değiştirilen sokaklar var.
Ukrayna içinde, devlet destekli bu aşırı milliyetçiliği kınayacak hiç kimse kalmadı. 2021'de Kiev makamları, popüler TV kanalları 112 Ukrayna, NewsOne, ZIK ve en iyi 5 haber sitesinden biri olan Strana.ua dahil olmak üzere neredeyse tüm önemli muhalif medyayı kapattı.
Şimdi, Rusya Ukrayna'yı Nazilerden arındırmak için bir askeri operasyon yürütürken, dünya medyası Harkov'daki hasarlı binaların veya Kiev'deki bomba koruma alanlarında saklanan kadınların yürek burkan fotoğraflarını gösteriyor.
DONETKS MEYDANINDA VURULAN SİVİLLER
Rusya'da herkes ortaya çıkan bu trajik tabloların altını çiziyor ve savaşın bir an önce bitmesini istiyor. Ama aynı şekilde, Ruslar, Donetsk ve Lugansk'ta sekiz yıldır savaşın kurbanı olan insanların varlığını vurguluyorlar.
Bundan haberiniz olmadı mı? 11 Mayıs 2014'te, Odessa'nın yakılmasıyla sarsılan bu Doğu Ukrayna bölgeleri, kendilerine karşı böylesine düşmanca yaklaşan bir devletten koptular ve bir referandumdan sonra bağımsızlık ilan ettiler. Ukrayna ordusu hiç gecikmeden eski şehirlerini bombalamaya başladı. Ukraynalı yetkililerin hiçbiri kendi vatandaşlarına karşı savaşı durdurmaya veya en azından Donetsk ve Lugansk halkıyla doğrudan müzakereler yürütmeye çalışmadı. Ve bunun neticesi olarak da şimdi aynı savaş Kiev'e geldi.
Bugün, Rus saldırısıyla birlikte geriye çekilen Ukrayna kuvvetleri tüm altyapıyı yok ediyor, terk ettikleri şehirleri vuruyor, tanklarını ve topçularını okulların ve hastanelerin yakınlarına konuşlandırıyor, sivillerin kaçması için yeşil koridorları açmayı reddediyor ve bunun yerine sivilleri canlı kalkan olarak kullanıyor.
14 Mart'ta Ukraynalı TochkaU taktik füzesi Donetsk'in aşırı kalabalık bir merkezini vurdu ve çocuklar da dahil olmak üzere savaşmayan 20'den fazla kişiyi öldürdü. (Bütün bu vakalar Rus medyası tarafından defalarca haber yapıldı. Rus medyasına mı yoksa Rusya, Türkiye ve İran'ın Kuzey Suriye'deki tehdidi bertaraf etme çabalarını “terörizm” olarak betimleyen Batı medyasına mı inanacağınız size kalmış. İtalya’nın La Stampa gazetesi de dahil olmak üzere Batı medyasının çoğunluğu, üstüne bir de bu Donetsk katliamının fotoğraflarını “Rusya'nın Ukrayna şehirlerini nasıl bombaladığının gerçek kanıtları” olarak yayınladı.)
Konumuza geri dönelim. Savaş stratejisi açısından, Ukrayna ordusunun bu tür tüm eylemleri tamamen saçmalıktır. Ancak Ukraynalı milliyetçilerin tek amacının Untermenshen (alt insan) olarak gördükleri insanları (Ruslar) yok etmek olduğu sonucuna varırsak, resim mantıklı hale gelir. Bu saf bir vahşi nazizmdir ve Nazi Almanya'sında olduğu gibi durdurulmalıdır.
80 yıl önce, 2. Dünya Savaşı sırasında, Türkiye ve İran da dahil olmak üzere başlıca Batı Asya güçleri tarafsızlığını korudu. Diğer durumda, Hitler'i desteklemiş olsalardı, Sovyetler Birliği ve tüm Müttefikler düşebilirdi. Aynı şekilde, şimdi Rus halkı aynı aktörlerin, bu eski Nazizm karşıtı savaşın devamı olan mevcut durumda ortaya koyduğu güçlü tarafsızlığı takdir etmektedir.
* Doç. Dr. Edvard Çesnokov (34) Rus gazetecidir ve Uzak Doğu Federal Üniversitesi'nde (DVFU, Vladivostok) akademik faaliyetlerini sürdürmektedir.