Alman Şansölye Olaf Scholz, Pekin'deki Büyük Halk Salonu'nda Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile bir araya geldi ve ardından Başbakan Li Keqiang tarafından kabul edildi. Scholz beraberinde adeta bir CEO ordusu getirdi. Başbakana Volkswagen, Deutsche Bank, Siemens ve kimya devi BASF’ın CEO'ları da dahil olmak üzere 12 Alman endüstri devi delegasyonu eşlik etti.
Almanya, Ukrayna krizinin başlamasıyla büyük bir ekonomik buhrana sürüklendi. Enflasyonun çift haneye ulaşması, kışı doğal gaz sıkıntısıyla geçirecek olması ülkeyi resesyona sürüklüyor. Bu ortamda Almanya’nın ekonomik anlamda nefes alması için Çin ile ilişkilerini geliştirmesi gerekiyor.
‘GERGİN ZAMANLARDA YÜZ YÜZE GÖRÜŞMEK İYİDİR’
Öğle yemeği toplantısından önce Scholz, Xi'ye her iki liderin gergin zamanlarda yüz yüze görüşmesinin iyi olduğunu belirtti. Scholz, Rusya'nın Ukrayna'ya düzenlediği askeri operasyonun kurallara dayalı küresel düzen için sorun yarattığını söyledi.
‘ÇİN İLE AYRIŞMANIN TARAFI DEĞİLİZ’
Scholz daha sonra Başbakan Li Keqiang ile bir araya geldi ve burada Li'ye Çin ile "ayrışmanın" tarafı olmadığını ifade etti. Li ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında Scholz, Tayvan konusunu gündeme getirdiğini belirtti. "ABD ve diğer ülkeler gibi biz de tek Çin politikası izliyoruz.” diyen Scholz, “Ancak Tayvan'ın statükosunda yapılacak herhangi bir değişikliğin barışçıl veya karşılıklı rıza ile olması gerektiğini eşit derecede ifade ediyorum.” açıklamasını yaptı.
‘DÜNYANIN ÇİN’E İHTİYACI VAR’
Alman Şansölye, ziyareti öncesi Politico gazetesine yazdığı bir makalede dünyanın Çin’e ihtiyacı olduğunu vurgulamıştı. Küresel çapta yaşanan krizlerin çözümünde Çin’in etkisine işaret eden Scholz, "Çin değişiyorsa, Çin'e yaklaşımımız değişmeli." ifadelerini kullandı.
ALMAN SERMAYESİ ÇİN’DEN KOPMAK İSTEMİYOR
Ziyaretin arifesinde, Alman Otomotiv Endüstrisi Birliği Başkanı Hildegard Müller, Almanya'nın hammadde için Çin'e bağımlı olduğuna dikkat çekti ve "ayrışmanın" ekonomik ve jeostratejik bir hata olacağı konusunda uyardı. Almanya Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Derneği Başkanı ise rotada ani bir değişikliğe karşı tavsiyede bulunarak "tavsiye sadece şu anda herhangi bir Çin porselenini parçalamamak olabilir." dedi.
Bu yılın ilk yarısında Alman şirketleri Çin'e her zamankinden daha fazla yatırım yaptı. Kimya şirketi BASF, Çin’in güneyinde yeni bir tesis açtı ve bu on yılın sonuna kadar tesise yaklaşık 10 milyar avro yatırım yapması bekleniyor.
Xİ’DEN İŞBİRLİĞİ VURGUSU
İki liderin yaptığı toplantıda Xi, Almanya ve Çin'i "karmaşık ve değişken" bir uluslararası durumda birlikte çalışmaya çağırdı ve ziyaretin "karşılıklı anlayış ve güveni artıracağını, çeşitli alanlarda pragmatik işbirliğini derinleştireceğini” ifade etti.
Bu yıl ÇinAlmanya diplomatik ilişkilerinin 50. yıl dönümü olduğunu anımsatan Xi, iki taraf arasında saygı oldukça ilişkilerin gelişeceğini vurguladı. Xi, Çin ve Almanya'nın, etki sahibi iki büyük ülke olarak değişim ve istikrarsızlığın hakim olduğu bu dönemde, küresel barışa ve kalkınmaya katkı sağlaması gerektiği görüşünü dile getirdi.
‘MERKEL KADAR GÜÇLÜ BİR LİDER DEĞİL’
Çin’in Renmin Üniversitesi'nde Avrupa Çalışmaları Direktörü olan Prof. Dr. Wang Yiwei, “Merkel de başlangıçta [Çin'e karşı] oldukça ideolojikti ama sonra üslubunu değiştirdi. Scholz, tavrını daha da hızlı değiştirdi, ancak Merkel kadar güçlü bir iç siyasi duruşa sahip değil.” ifadelerini kullandı. Wang, Almanya’nın bulunduğu kriz sebebiyle Çin ile iyi ilişkiler kurma zorunluluğunu dile getirdi. Wang, Çin'in gemi yapımından elektrikli araçlara kadar kilit sektörlerdeki önemli rolü ve Almanya'nın benzeri görülmemiş ekonomik krizle karşı karşıya kalması sebebiyle Scholz'un, Çin’e Merkel döneminden daha fazla ihtiyacı olduğunu söyledi.
AYRILIKÇILARDAN TEPKİ
Scholz’un Pekin ziyareti, merkezi Almanya’da bulunan ayrılıkçı Uygurların kurduğu Dünya Uygur Kongresi tarafından tepkiyle karşılandı. Yayımlanan bildiride, "Bir Alman ticaret heyetinin ziyaretinize katılması için davet edilmesi, Almanya'nın insan hakları ve uluslararası hukuk pahasına ticari ve ekonomik bağları derinleştirmeye hazır olduğunun bir göstergesi olarak görülecektir." ifadeleri kullanıldı.
Ayrıca 70 insan hakları örgütü çarşamba günü yayımladığı bildiride, Scholz’un Çin ziyaretini bir kez daha düşünmesi gerektiği açıklamasında bulunmuştu.