TÜSİAD şefleri Simone Kaslowski ve Tuncay Özilhan, uluslararası sıcak paranın önündeki en büyük engelin jeopolitik riskler olduğu mesajını verdi. Özilhan, 'Libya ve Doğu Akdeniz sorunsalı yüzünden likitide bolluğundan yararlanamıyoruz' dedi. Açıklamalar Trump'ın ülkelerinden vazgeçmek için Filistinlilere para önermesine benzetildi.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) Olağan Genel Kurul Toplantısı, Sabancı Center’da düzenlendi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, Türkiye ekonomisinin gerek duyduğu kaynakları bulması açısından önemli bir etkenin etrafındaki jeopolitik gelişmeler olduğunu söyledi ve “Sayın Cumhurbaşkanımızın, Politico adlı internet gazetesinde, Libya krizini aşmak için toplanan Berlin zirvesinden önce yayınlanan yazısının sonuç bölümündeki mesajı, bu bağlamda çok önemsiyoruz. Bu mesajın önerdiği diyalog arayışının, Alman Şansölyesi Sayın Angela Merkel’in ziyareti sırasında daha ileri bir noktaya geldiğini düşünüyoruz.”

ABD İLE SORUNLAR ARTIK ÇÖZÜLMELİ

Yabancı sermayenin Türkiye’ye daha yüksek miktarlarda akması ya da jeopolitik risklerin azalmasının, bazı uygulamaların gözden geçirilmesi gerekliliğini ortadan kaldırmadığını söyleyen Kaslowski, ABD ile sorunların artık çözülmesi gerektiğini belirterek, “Türkiye’nin Suriye mülteci krizindeki rolü NATO içindeki önemini ve ekonomik alanlardaki iş birliği fırsatlarını da her noktada paylaşıyoruz” şeklinde konuştu.

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan da ekonomik anlamda 2020 yılına geçmiş yıllara oranla biraz daha iyimser girdiklerini söyledi ve “başta jeopolitik riskler olmak üzere orta vadede bir dizi gelişme bu havayı bozabilir” dedi.

Türkiye’nin huzuru ve istikrarının; herkesle masaya oturabilmesinin, bölgenin huzuru ve istikrarı için çok önemli olduğunu söyleyen Özilhan, şunları kaydetti:

“Bölgenin huzuru ve istikrarı da Türkiye için çok önemli. Ekonomide ise küresel ekonomideki talep artışından ve likidite bolluğundan yararlanmamız mümkün. Yeter ki içeride bünyeyi güçlendirelim, birlik beraberliği sağlayalım ve kurumlara olan güveni yeniden tesis edelim. Ancak Türkiye açısından bu bahar havasının bozulabileceğini de akılda tutmakta fayda var. Suriye, S400 derken üzerine eklenen Libya ve Doğu Akdeniz sorunları, küresel akımlardan yeterince yararlanmamızı engelleyebilir. Jeopolitik risklerdeki artış ve ABD seçim sürecinde TürkiyeABD ilişkilerinin daha da sıkıntılı bir hal alması, bu riskleri daha da artırabilir. Ayrıca, hızlı kredi büyümesinin olası sonuçları ve cari işlemler dengesinin yeniden bozulma eğilimi de dikkate alınması gereken başlıklar… Bunun için makroekonomik istikrarı önceleyen politikalara ihtiyacımız var.”