Türkiye’de Türkçe yayın yapan yabancı basın kuruluşlarına bir yenisi daha eklendi: Suud sermayeli Independent.

Böylece Türkçe yayın yapan yabancı yayın kuruluşu 17’ye yükseldi. Ardından, her birinin haftalık takipçi sayısı 300 milyonun üzerinde olan dört Batılı medya kuruluşu, DW önderliğinde, VOA, BBC ve F24, youtube’de bir haber kanalı açtı.

Türkiye’de yayın yapan yabancı yayın organı arasında Rusya Federal Devlet Üniter Kurumu ‘Rossiya Segodnya’nın Uluslararası Haber Ajansı Sputnik, Almanya menşeli ARD’nin sahibi olduğu Deutsche Welle, Birleşik Krallık’ta kraliyet beratı altında ve devletin maddi desteğiyle çalışan yayın kuruluşu BBC (British Broadcasting Corporation ) ve ABD’den Voice of Amerika (VOA) öne çıkıyor.

ALMAN MECLİSİNDEN DESTEK BÜTÇESİ

Youtube’de ‘+90’ adıyla haber kanalı açan dört uluslararası medya kuruluşunun ‘tarafsız gündeme bağlan’ sloganı, ileri sürdükleri vizyonu tanımlıyor. Tanıtım toplantısında, kanalın medya kuruluşlarının bağlı bulundukları ülkelerin siyasi ideolojilerine ne yönde hizmet edeceği sorularına şu yanıt verildi:

“Bizler gazateciyiz eğer hükümetlerimizin politikalarını haberlerimizde devam ettirmeye çalışırsak sadece felç oluruz.” Ancak DW Genel Müdürü Peter Limbourg projenin Alman meclisinden destek bütçesi olduğunu da belirtti.

‘HEDEF KİTLEMİZ GENÇLER’

‘+90’ kurucuları, hedef kitlenin özellikle gençler ve yurtdışında yaşayan Türkler olduğunu söylediler. Hedef kitlenin manipüle edilebileceği söylendiği zaman, kurucuları şu savunmayı yapıyor:

“Ortak ideallerimiz var o ideallerin başında daha önce belirttiğimiz gibi doğru haber geliyor. Bizim manipülasyon yapmak gibi bir amacımız olamaz.”

Yabancı basın kuruluşlarının Türkiye’ye ilgisini, akademisyen ve gazeteciler de değerlendirdi:

Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Bünyamin Ayhan:

Ülkemizde yabancı basın kuruluşlarının kullanıcılar tarafından daha sık görüntülenmeye başlanması bir sorun. Türkiye’de medyanın düzenlenmesi, medyanın içeriği, toplumsal ve siyasi yapısıyla alakalı bir sorun.

Dünyanın birçok ülkesinde haberlerle alakalı sorunlar var bu sadece Türkiye’ye özgü bir sorun değil. Mesela Afrika’da Fransızca, İngilizce ve Arapça kanallar üzerinden gidiyor bütün haberler. Bu da haber ajanslarının güvenilirliği ile ilgili tartışmalara neden oluyor.

Dünya çapında ajanslar var ve birçok ülkede bulunuyorlar, bu çok normal. Türkiye’den Anadolu Ajans aynı şekilde başka ülkelere gidiyor. Ancak Türkiye’nin stratejik konumu nedeniyle yoğunluk var. Avrupa ülkelerinin çoğunda bu kadar haber ajansı yok. Bunun nedeni ihtiyaç olmaması.

Bulunduğu hareketli coğrafya Ortadoğu takip edilecekse, Türkiye’de olmak mecburidir. Türkiye bir köprü ülkesidir. Bu coğrafyada olan dalgalanmalar ekonomiyi, siyaseti ve hükümetleri de etkiliyor... Ayrıca Türkiye Ortadoğu’da BAE, Mısır ve Suud gibi bazı birliklere karşı durmaya çalışıyor.

Ancak yabancı ajanslar Türkiye’de ne kadar kötü lanse edilebilecek haber varsa lanse ederek uluslararası arenada ülkemizi itibarsızlaştırmaya çalışılıyorlar. Türkiye buna karşı önlem alabilir ve bu süreç, eğer enformasyon doğru şekilde yönetilirse en az sıkıntıyla devam eder.

Türkiye nüfus olarak büyüyor, ekonomik ve diğer bir çok alanda büyüyor. Bu yabancı basın kuruluşlarının daha fazla dikkatini çekecek ve ilerleyen süreçlerde Türk medyasına başka katılımlar da olacaktır.

Emekli öğretim görevlisi Cengiz Çiçek:

Ülkemizde yabancı yayın kuruluşlarının Türkçe yayın yapması, yayın çeşitliliği ve basın çalışanlarının iş bulmaları açısından önemli ve yararlıdır. Ne kadar çok yayın kuruluşu olursa o denli çok seslilik olur. Bu da toplumsal yaşamımıza ve demokrasimize olumlu anlamda katkı sağlar. Hele ülkemizdeki yayın kuruluşlarının büyük bölümünün tek sesli yayıncılık yaptığı ortamda, değişik görüşlerin olması son derece değerlidir. Ancak yine bu yayın kuruluşlarının arkasındaki sermaye yapıları ve ortaya koyacakları yayın politikaları, dikkatle izlenmesi gereken bir sorundur. Bölgemizin açık ya da örtülü savaşların yoğun bir biçimde yaşandığı bir coğrafya olması, bizlerin söz konusu yayınları daha dikkatli izlememizi zorunlu kılmaktadır. Yeterince dikkatli olmaz isek, toplum olarak, söz konusu yayınların manipülasyonuna ve algı yönetimine maruz kalabiliriz.

İletişim bilimci Prof. Dr. İrfan Erdoğan, yabancı basın kuruluşlarının Türkiye’ye neden akın ettiği ile ilgili sorumuz üzerine şunları kaydetti:

“Gazetecilik sadece mücadele verenler için anlamı olan bir meslektir. Belirli güçlere hizmet edenler için güç para ve imtiyaz sorunudur. Birinci neden ülkeye gelen gazeteciler ve gazeteler varsa o ülkede haber değeri olan bir şeyler var demektir. İkinci ve asıl olansa tamamen bilinç ve davranış yönetimi meselesi. Demek ki bir izleyici kitleleri var o kitleye bir şeyler söylemek istiyorlar. Ama benim bildiğim büyük kitleleri yok. O gazetecilerin çoğu, gazeteci değildir şirketler ve devletler için çalışan ajanlardır.

“Soru şu neden geliyorlar? İnsanlara ulaşmak için değil. Belirli yayın kuruluşlarıyla ilişkileri var dolayısıyla orada kendi düşüncelerini o kuruluşlara aktarıyorlar. Bu insanlar, bizi değiştiremezler ama zaten kendilerine yakın olan insanları ve grupları etkilerler. Casusluk ve bilgi toplamak dışında belirli çevreleri yönlendirme dışında başka bir amaçları yok. Kendilerine yakın olan gruplara destek olabilirler. Venezuela’da yaptıkları bunun göstergesi, kendilerine yakın olan gazeteleri ve gazetecileri satın aldılar. Bizim ülkemizin olduğu durumda hangi ülke olursa olsun o ülkeye casuslar dolacaktır. Resmi casusların başında gazeteciler gelir. Bunlara karşı önlem almaya çalışmak bunlardan çekinmek yersizdir. Gelmeye devam edeceklerdir. Tedbir şöyle alınır içeriklerine bakıp ne yaptığını anlarsın daha sonra onlar kendi amaçları için çalışırken sen de kendi amaçların için çalışırsın.”

Rafet Ballı yorumladı: +90 TV NATO projesi

Dört devlet: Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya.

NATO’nun kare ası.

Dört kanal: Amerika’nın Sesi, BBC, France 24, Deutsche Welle.

Hepsi devlet medyası.

Birleştiler.

Ortak bir youtube kanalı kurdular.

Adı: +90 (Türkiye’nin uluslararası telefon kod numarasından mülhemmiş).

Dili: Türkçe.

Yani: Hedef Türkiye.

“Sıfat”sız konuşalım.

Devlet medyasının görevi bellidir.

Devlet çıkarı için psikolojik harekat yürütür.

Özünde ve sonunda yapılan iş budur.

Yani...

NATO’nun dört büyüğü...

Yayıncılık tarihinde ilk kez...

Konu Türkiye olunca...

Bir NATO görevinde birleştiler.

Söyledik: Hedef Türkiye.

Türkiye kamuoyu...

Siyaseti...

Ekonomisi...

Özellikle dış politikası.

Operasyon yapılacak.

Dersler çıkarmalıyız.

Bir: Demek ki...

Aralarındaki çelişkilere rağmen...

Batılı devletlerde Atlantikçi damar hala güçlü.

Ortak operasyon yapabiliyor.

İki: Fakat yine de “doğum” güçsüz.

Hangi uydudan olursa olsun...

Canlı yayın TV kanalı kuramadılar.

Bir kulis bilgisi: Amerika’nın Sesi ve BBC biraz gönülsüz davranmış.

Sonuçta: Atlantik için görev büyük, youtube kanalı küçük.

Üç: Psikolojik harekatın örtülüsü etkilidir.

NATO böyle yapardı eskiden.

“İçeri”den “yerli” yayın gruplar “fon”lanırdı.

Bugün “büyük” gruplar NATO sponsorluğuna cesaretsiz.

Sonuç: NATO, çaresiz kendisi indi sahaya.

Dört: Zamanlama de önemli.

Deutsche Welle’nin patronu açıkladı.

Youtube kanalının fikir babası kendileriymiş.

Bir buçuk yıl kadar önce gündeme getirmişler.

Tam da Doğan grubunun medyadan çekilmeye karar verdiği dönem.

Beş: AKP iktidarı “medya operasyonu”nu farketti.

Konuşmaya başladılar.

Fakat “teşhir” yetmez.

12 Mart, 12 Eylül dönemleri hatırlansın.

Tam kontrol tersi sonuç verdi.

İnsanımızın kulağı “dış” medyaya çevrildi.

Bugün de:

Hem Hükümet medyası “güven” vermiyor.

Hem de medyada parti tekelleşmesi çok ileri boyutlarda.

Uyarı: Kamuoyu “dış”a muhtaç edilmesin.

Altı: Bir hatırlatma da yerli muhalif medyaya.

İktidar gibi, muhalefet de boşluk kaldırmaz.

Hatırlatma: Öyle bir süreçteyiz ki...

Neredeyse her olay turnusol kağıdı.

Sosyal medyaya şöyle bir bakılsın.

NATO medyasını “selam”layan “aydın”lar var.

Son söz: NATO kanalı zor iş yapar.


GARİP BALÇAK

AYDINLIK