'GERİ GÖNDERİN'
Yeni Şafak'ta yer alan habere göre, ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, gazetecilere yaptığı açıklamada, Washinton yönetiminin S400'leri geri göndermesi ya da sistemi işler hale getirmemesi için Türkiye'ye baskı yaptığını söyledi. Reuters'ın haberine göre gizlilik kaydıyla konuşan üst düzey ABD'li yetkili, "Türkleri S400'lerden caydırmak için hâlâ çalışma yapılıyor: İster kapatsın, ister geri göndersin, ister imha etsin" ifadelerini kullandı. Söz konusu yetkili, bunun halen devam eden bir mesele olduğunu belirterek, "Orta yolu bulma, yeniden ele alma ve uzlaşıya ilişkin konuşuyoruz. Bu henüz masa dışına atılmış değil" dedi.
Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S400 hava savunma sistemine ait parçalar temmuz ayında Ankara'ya sevk edilmeye başlamıştı.
S400 meselesinin Türkiye'nin Suriye'nin YPG unsurlarına karşı gerçekleştirdiği harekâtı da kapsayan daha geniş bir müzakerenin parçası olduğunu ifade eden Amerikalı yetkili, Türkiye'yi tehdit etmeye de kalktı. Adı açıklanmayan yetkili, "Başkan'ın (Donald Trump) da söylediği gibi, siz ateşi kesin, biz de yaptırımları keselim. Ancak henüz tehlike geçmiş değil" şeklinde konuştu.
BAĞIMLI HÜKÜMET ÖZLEMİ
Washington'un günümüzün "bağımsız politika" izleyen hükümeti yerine geçmişteki kontrol edilebilir, bağımlı ve kukla hükümetleri özlemle anması da dikkat içekti. Türk hükümetinde herkesin Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi düşünmediğini savunan yetkili, "Bundan aylar ya da yıllar evvel, 'Kendimizi Rus nüfuzu tehlikesi altına atmamayı yeğleriz, kendimizi NATO ortaklarımızdan izole etme tehlikesi altına atmamayı yeğleriz, kendimizi Washington'dan izole etme tehlikesi altına atmamayı yeğleriz' diyen Türkler vardı" ifadelerini kullandı.
CAATSA TEHDİDİ
Yetkili, CAATSA (ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası) yaptırımları riskinin de hala Türkiye ile yaşanan bir sorunun parçası olduğunu söyleyerek, ABD üretimi Patriot füze sistemlerinin hâlâ Türk hükümetine verilebileceğini öne sürdü. Söz konusu yetkili, Türkiye'nin S400'leri hiç satın almamış olmasının ideal seçenek olduğu aktararak, "Bu çizgi aşıldığına göre, artık mesele bunun nasıl soyutlanacağı, ayrı tutulacağı ya da etkisiz hale getirileceği. Ancak bu eskiden olduğundan daha zor" dedi.