İdlib'de eller tetikte.

Bölgedeki tanıdıklarımla konuştum.

Her an her şey olabilir” dediler.

Suriye M4, M5 karayollarını açmakta kararlı.

Türkiye ise itiraz ediyor.

ABD DEVREDE

ABD hemen devreye girdi.

Destek üstüne destek açıklamaları yapıyor.

En son ABD Ankara Büyükelçiliği ses verdi.

“Arkanızdayız” paylaşımı yaptı.

Sadece ABD mi?

Türkiye’deki tüm elemanlarını sahaya sürdü.

Hepsi iktidara gaz veriyor.

Geçmişte FETÖ ile kol kola olanlar;

Şimdi, “yürü” naraları atıyorlar.

Sazan gibi oltaya takılanlar da var.

“Sözcü” gazetesinin dünkü manşeti de benzer:

“Lafı bırakalım, gerekeni yapalım.”

SADDAM’IN KUVEYT’E GİRİŞİ

Yıl 1990.

Irak’la Kuveyt’in arası açık.

Saddam Hüseyin, Kuveyt’e girmek istiyor.

ABD Büyükelçisi ile görüşüyor.

Büyükelçisi April Glaspie yol veriyor.

“Araplar arası işlerde taraf olmayız” diyor.

Saddam 2 Ağustos 1990’da Kuveyt’e girdi.

Sonra olanlar oldu.

Saddam’a yol veren ABD, 1. Körfez Savaşı’nı başlattı.

Irak’a on binlerce ton bomba yağdırdı.

Büyükelçisi April Glaspie ise kayboldu.

Yıllarca ortalıkta gözükmedi.

Saddam’a tuzak kurulduğu sonradan anlaşıldı.

2003 işgali öncesinde Bağdat’taydım.

Saddam’ın yakınlarıyla bu olayı konuşmuştum.

Onlar da “tuzağa düştük” ifadesini kullanmışlardı.

SADECE ABD KAZANDI

1990’da yaşanan savaş sonrasında;

ABD attığı her merminin parasını tahsil etti.

Hem de en az on katını.

Yanılmıyorsam 2002 yılıydı.

Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, ... gibi Körfez ülkelerinin;

1990 ile 2002 yılı milli gelirlerini karşılaştırmıştım.

Hepsinin milli geliri yarı yarıya düşmüştü.

Ama ABD ve İngiltere’nin milli geliri önemli ölçüde artmıştı.

BUNLARI NİYE ANIMSADIM

Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek uyardı.

ABD’nin Saddam’a kurduğu tuzağın bir benzerini;

Suriye’de Türkiye’ye kurduğunu söyledi.

Son günlerde yaşananları;

Bazı gazete ve televizyonların yayınlarını;

ABD yöneticilerinin açıklamalarını;

“İliştirilmişlerin, bordoluların” tavırlarını, ... gördükçe;

Ben de o günleri anımsadım.

“Dejavu” durumu yaşadım.

ABD AĞI

ABD, “kontrolden çıkan” Türkiye’yi;

Yeniden ağına düşürme planı yapıyor.

James Jeffrey. ABD Suriye Özel Temsilcisi.

Geçmişi malum, bu konularda uzman.

Fırat’ın doğusunda PKK’nın hamisi.

Jeffrey yine Türkiye’de.

Her adımı dikkatle araştırılmalı.

ABD’NİN AÇIKLAMALARI UYARICI

ABD Fırat’ın doğusunda IŞİD’i bahane edip;

TSK ile PKK/PYD’yi yan yana getirme taktiği izlemişti.

Türk Ordusu oyunu bozdu.

Şimdi Fırat’ın batısındaki “kara gücü” için aynı taktiği izliyor.

Suriye’ye karşı TSK ile HTŞ’yi yan yana getirme gayretinde.

Her şey açık. Doğru yolu bulmak için;

ABD’den yapılan açıklamalar uyarıcı olmalı.

SON AÇIKLAMALAR

İdlib’de yaşanan gelişmelerle ilgili yorumlar yapılıyor.

Bahçeli işi iyice büyüttü.

Şam’a kadar gitmeyi önerdi.

Akşener de öyle.

“Diplomasiyi bırakın gereğini yapın” diye kükredi.

Ak Parti Sözcüsü de garip bir söz söyledi.

“Suriye’nin İdlib’i yutmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

Talihsiz bir açıklama.

Unutmayalım İdlib, Suriye’nin toprağı.

Devleti yönetenler ve siyasi partiler sorumlu davranmalı.

Sınırımızın hemen ötesinde teröristler var.

Çoğu da yabancı.

DERS ALMADIK MI?

Fırat’ın doğusundaki PKK/PYD gibi;

İdlib’deki HTŞ de Türkiye için tehdit.

Hepsi ABD, S. Arabistan ve BAE destekli.

1990 sonrası Irak’ın kuzeyi de böyleydi.

Terör örgütleri için cennetti.

Saddam ordularının sınırımıza kadar gelişi engellendi.

Türkiye’ye bedeli ağır oldu.

Ders almadık mı?


İsmet Özçelik

Aydınlık