Hatırlarsanız aylar önce bir kulüpten bahsetmiştik… Yanılmaktan Bıkmayanlar Kulübü… Kısaca YBK… Böyle bir kulüp yok tabii ama bir araya gelip kursalar "Ne 'iyi' olur" demiştik… Böylece, yanılınca ağlayacakları bir omuz bulurlar kendilerine…
Bu müstakbel kulübün müstakbel üyeleri 3 tür oluyor:
1. Cehaletlerinden olsa gerek, yaşam stiline dayalı Hedef Kitle Analizinde 'taklitçiler' ve/veya 'takipçiler' olarak anılan grup…
2. Ancak omurilikten belli bir siyasi görüşün, bir takımın ya da bir akımın tasallutu altında düşünebilen ve bunun bir adım ötesine geçemeyenler…
3. Rahmetli Ömer Lütfi Mete'nin deyişiyle "zihni vaftizlenmiş", o nedenle de Türkiye'nin çıkarlarına ters her türlü Batılı tezi savunabilenler…
YBK üyelerinin en önemli özelliklerinden biri de şu üç konudaki müthiş distopik tahayyülleri: Spor; dış politika ve uluslararası ilişkiler; finans ve ekonomi yönetimi…
"Öldük, bittik, mahvolduk" edebiyatı, YBK'nın finans ve ekonomiyle iştigal eden kanadının sürekli tekrar eden ana teması… Bunları zaman zaman "IMF gelecek", "Dolar yükselecek", zaman zaman da "Cari açık büyüyecek", "Faizler artacak" kehanetleriyle öne sürüyorlar…
Ülkemizin dünyaca örnek alınan bir mücadeleye imza attığı, emsaline az rastlanır bir kenetlenmeyle tüm toplumumuzun 'millî birlik' içinde olduğu salgın döneminde bile bu kulübün müzmin üyelerinin çatlak seslerini duymaya devam ettik…
Birliğimizi bozmak, spekülasyonlarla piyasaları dalgalandırmak ve ülkemize zarar vermek için ısıtıp ısıtıp kullandıkları argümanlarıyla YBK üyeleri sahnedeydiler… Ya bunların işe yaramadığını hâlâ anlamadılar veyahut "Ya tutarsa" diye şanslarını deniyorlar…
Ama tutmadı… Bir kez daha…
Ali Saydam