ABD Başkanı Joe Biden, “Türkiye Hükümeti’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki askeri eylemleri, ABD’nin ulusal güvenliği için alışılmadık ve olağanüstü bir tehdit oluşturmayı sürdürüyor” diyerek Türkiye’yi hedef aldı.
“Biden muhalefeti” diye anılan CHP, İyi Parti, HDP, SP, DEVA ve Gelecek Partileri, Biden’ın mektubuna suskun kaldılar, Cumhur İttifakı partileri ile Vatan Partisi tepki gösterdiler. Biden’e tepki gösteren parti yetkilileri yaptıkları açıklamalarda ve sosyal medya paylaşımlarında şunları söylediler:
'AMERİKA ARTIK KENDİNE GELMELİ'
Ak Parti Meclis Grup Başkenvekili Bülent Turan: Türkiye DEAŞ'la, diğer tüm terör örgütleriyle sözde değil, özde mücadele eden ülkelerin başında geliyor. Türkiye, bugün Suriye'de hem milletimizin güvenliğini sağlamak hem de oluşturulmak istenen terör koridorunu engellemek için var. Burada asıl sorgulanması gereken sınır komşusu bir ülkenin teröre karşı yaptığı harekat değil, sınır ötesinden gelip Suriye'de varlık gösterenler olmalı. Artık eski Türkiye yok. Türkiye ABD'nin 51. eyaleti değil. Türkiye'nin ulusal güvenliği için attığı adımlara saygı duyulmasını bekliyoruz. Biden bu anlaşılmaz, stratejik ortaklık hukukuna yakışmaz tavrından vazgeçmeli. Terör gibi tüm insanlığın ortak düşmanı bir konuda samimilerse daha sağduyulu, daha hassas yaklaşmalı, işbirliği içinde hareket etmeliler. ABD, terör örgütlerini muhatap alacağına, onları destekleyeceğine, NATO müttefiki ülkelerin yanında samimi bir duruş sergilemeli. Amerika artık kendine gelmeli, tarafını seçmeli.
'TERÖRLE SORUNLARI YOK'
Ak Parti Anayasa Komisyonu Başkan Vekili Ali Özkaya: Türkiye’nin Suriye’de Irak’ta yapmış olduğu askeri operasyonların tamamı terör örgütlerine yönelik Birleşmiş Milletler Sözleşmesi kapsamındaki meşru hareketlerdir. Eğer dost ve müttefiklerimiz Türkiye’nin düşmanı terör örgütlerini desteklemiyorsa onun arasında herhangi bir sorun yoktur, işin özü budur.
'TÜRKİYE TERÖR DEVLETİNİ ENGELLİYOR' RAHATSIZLIĞI'
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman: Türkiye; Suriye’nin istikrarına katkıda bulunmak, Suriye’deki terör yuvalarını bertaraf etmek ve Türkiye’ye yönelen terör tehditlerine son vermek maksadıyla 24 Ağustos 2016 tarihinde başlayan ve 5 Mart 2020 tarihinde son bulan beş başarılı askerî operasyon gerçekleştirmiştir. Bu operasyonlar neticesinde DEAŞ ve PKK/YPG’ye ağır darbeler vurulurken sivillerin can güvenliğine dair bir şaibe dahi söz konusu olmamıştır.
Aksine terörden arındırılan bölgeler huzura kavuşmuş, yeni göçler önlendiği gibi Suriyelilerin ülkelerine dönmesi mümkün kılınmıştır. ABD’nin, Avrupa’nın ve içimizdeki sözde demokrasi havarilerinin Türkiye’nin haklı ve meşru müdahalelerine itirazlarını kalkan yapıp, DEAŞ'ı bahane ederek Suriye’de korsan bir terör devlet hayali kuranlar, Türk devletinin kararlı tutumu sayesinde hüsrana uğramıştır. ABD’de yönetimi Trump’tan devralan Biden’ın Türkiye’nin Suriye’ye düzenlediği askerî operasyonların DEAŞ’la mücadeleye zarar verdiği iddiasını, siz ‘Suriye’de terör devleti kurmamızı Türkiye’nin askerî varlığı engelliyor’ olarak okuyabilirsiniz. DEAŞ’ı bahane ederek PKK/YPG’yi silahlarla donatan ABD, Afganistan’a yığdığı silahların işe yaramadığını görmemişe benziyor. ABD, karşısındakinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve büyük Türk milleti olduğunu anlamalıdır. ABD, Başkan değil, kafayı değiştirmelidir.
'ZAFERİMİZ ABD'NİN YENİLGİSİ'
Vatan Partisi Uluslararası İlişkiler Bürosu Başkanı Utku Reyhan: Joe Biden, Türkiye'nin PKK/YPG'ye karşı operasyonlarını ABD için tehdit olarak tanımlayarak aslında Türkiye'yi düşman olarak gördüğünü bir kez daha ifade etmiş oldu. DEAŞ'la mücadele kılıfıyla ABD, terör örgütü PKK'yı silahlandırdı ve hem Suriye'nin hem de Türkiye'nin üzerine sürdü. ABD savunma bütçesinden bu terör örgütüne önemli kaynaklar aktarıldı.
Aslında Biden’ın söyledikleri malumun ilanı. Biden haklı. Türkiye; Fırat Kalkanı, Barış Pınarı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla ABD'nin 40 yıllık "Kürt Koridoru" planını yerle bir etti. Irak'ın kuzeyindeki Pençe Harekatlarıyla da bunu perçinledi. Türk ordusunun zaferi ABD için büyük bir yenilgi oldu. Suriye'nin kuzeyi ve Doğu Akdeniz birlikte değerlendirildiğinde Türkiye için birinci tehdidin ABD varlığı olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumda Türkiye İdlib, PKK/YPG'yle mücadele ve Doğu Akdeniz'de Suriye ile işbirliğini acilen hayata geçirmelidir. Rusya ve İran ile olan ilişkilerimizi de bu temelde ilerletmeliyiz.
ABD'nin, Karadeniz'den Basra Körfezi'ne kadar olan bölgedeki bütün planlarına karşı, Suriye, Irak, İran, Katar, Azerbaycan, Lübnan, Filistin ve Rusya'nın içinde yer alacağı bir cephenin ortak hareket etmesi artık zorunluluktur.