Doğu Akdeniz’de kablo döşeme faaliyeti yürüten İtalyan Teliri gemisini takip eden Türk korvetin, TürkiyeLibya anlaşması ile YunanistanMısır anlaşmasının kesiştiği bölgede takibi bırakıp bırakmayacağı tartışılıyor. Bölgede, Teliri için bir Yunan savaş gemisinin konuşlandırıldığı bildiriliyor
Doğu Akdeniz’de Güney Kıbrıs ile Yunanistan arasında fiber optik kablo döşeyen İtalyan bandıralı C/S Teliri gemisi, Türkiye ile Yunanistan arasındaki muhtemel bir kriz yaratacak alana doğru ilerliyor.
Kıbrıs Adası’nın güneyinden kablo döşemeye başlayan C/S Teliri, Batı’ya doğru ilerleyerek Meis Adası açıklarına kadar geldi. Geminin 24 saat içinde Türkiye ile Libya arasında imzalan Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmasının sınırları içine girmesi bekleniyor. Ancak söz konusu bölge üzerinde, TürkiyeLibya anlaşmasından bir yıl sonra Yunanistan ve Mısır da hukuksuz bir MEB anlaşması imzalamıştı.
Türkiye bu anlaşmayı tanımadığını ilan etse de, Yunanlar söz konusu sahanın kendilerine ait olduğunu iddia ediyor.
İtalyan C/S Teliri gemisi, Doğu Akdeniz’de faaliyete başladığı andan itibaren Türk Deniz Kuvvetlerinin takibinde bulunuyor. Gemiyi takip eden Türk korvetlerin TürkiyeLibya sahasında da görevine devam etmesi bekleniyor. Ancak kriz yaratabilecek bir gelişmeyi ise Yunan Kathimerini gazetesi duyurdu.
‘TÜRK KORVETİN AYRILIP AYRILMAYACAĞI BELLİ DEĞİL’
Kathimerini gazetesinin dünkü haberi, “İtalyan gemisi Ankara’nın gözetimi altında” başlığıyla sunuldu.
Türk korvetlerin İtalyan gemisini takip ettiği belirtilen haberde, “Atina ise gereksiz yaz ortası gerginliklerini önlemek için beklemede.” ifadeleri kullanıldı. Ancak gazete, C/S Teliri gemisini potansiyel Yunan MEB’inde karşılamak üzere bir Yunan savaş gemisinin bölgede konuşlandırıldığını duyurdu. Haberde “potansiyel Yunan MEB’i” olarak bahsedilen bölge ise, aslında Türkiye ile Libya arasında imzalanan MEB anlaşmasının sınırları içinde kalıyor.
Kathimerini’nin haberinde şu ifadeler yer aldı:
“Salı günü Meis Adası’nın onlarca mil güneybatısına hareket eden İtalyan geminin, önümüzdeki 24 saat içinde Yunanistan ile Mısır arasında sınırlandırılan bölgeye, yani Rodos'un güneyine ve oradan da daha batıya doğru seyretmesi bekleniyor. Gemi, geçen günlerde Türk Donanması'na ait korvetler önce TCG Bartın, şimdi de TCG Bozcaada tarafından takip edildi. Kıbrıs MEB'inden çıkıp potansiyel Yunan MEB'ine girdiği andan itibaren de Yunan Donanması’na ait füze gemisi HS Grigoropoulos bölgede konuşlandırıldı. Faaliyetlerin daha batıda, Yunanistan ile Mısır arasında, yani TürkiyeLibya mutabakatını fiilen fesheden bir anlaşmayla sınırlandırılan bölgede yapıldığı sırada, Türk korvetin bölgeden ayrılıp ayrılmayacağı henüz belli değil.”
‘TÜRK ASKERİ VARLIĞINI BEKLİYORDUK’
Ayrıca haberde, Türk askeri varlığının tamamen beklenen bir durum olduğu vurgulanarak, durumun kontrol altında olduğu savunuldu. Haber şöyle devam etti: “İyi bilgilendirilmiş kaynaklara göre İtalyan Hükümeti, Elettra tlc SpA şirketi adına Teliri'nin planlanan faaliyetleri konusunda hem Atina'yı hem de Ankara'yı usulüne uygun olarak bilgilendirmişti. Nitekim Yunan Dışişleri Bakanlığı da 18 Nisan'da bu talebi onaylamıştı. Bu arada Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Gerapetritis, Economist'in bir etkinliğinde TürkYunan ilişkilerine değinerek ‘Komşularımızla konuşabilmek vatana hizmettir.’ dedi. Yunanistan'ın saf olmadığını da belirten Gerapetritis, ‘Her konuda anlaşamayacağız. Bunu biliyoruz.’ ifadelerini kullandı.”
TÜRKİYE İÇİN YOK HÜKMÜNDE
Türkiye ile Libya, 27 Kasım 2019 tarihinde Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşması imzaladı. Bu anlaşma, Kıbrıs Adası’na doğru uzanan Yunan iddialarının önünü kesti. Bu durumdan endişelenen Atina ise hızla Kahire’ye giderek 6 Ağustos 2020 tarihinde tam da TürkiyeLibya anlaşmasının üzerinden geçecek şekilde Mısır ile başka bir sınırlandırma anlaşması yaptı. Ankara ve Trablus ise bu anlaşmanın hukuksuz olduğunu ve tanımadıklarını duyurdu. Türk Dışişleri Bakanlığından o dönemde yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verilmişti:
“Yunanistan ile Mısır arasında deniz sınırı bulunmamaktadır. Bugün imzalandığı açıklanan sözde deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması, Türkiye için yok hükmündedir. Bu anlayışımız, sahada ve masada ortaya konulacaktır. Sözde sınırlandırılan alan, Birleşmiş Milletler’e de bildirilen Türk kıta sahanlığı içinde yer almaktadır.”