ABD'nin başkenti Washington'da Türk Miras Vakfı (THO) tarafından düzenlenen panelde Türkiye'nin Deniz Jeopolitiği ve çevresindeki deniz alanlarının önemi ele alındı.
"Türkiye'nin Deniz Jeopolitiği" konulu panelde, Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu Kurucu Direktörü ve Aydınlık yazarı emekli Tümamiral Cem Gürdeniz değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin Deniz Jeopolitiği ile Mavi Vatan olarak isimlendirdiği deniz yetki alanlarına yönelik değerlendirmelerde bulunan Gürdeniz, özellikle Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi ile uzun zamandır denizlerde yaşanan gerginliklere dikkati çekti.
TBMM'YE 1995 YETKİ KARARINI HATIRLATTI
Ege Denizi'ni örnek veren Gürdeniz, Yunanistan’ın 12 mil karasuyu ilan etmesi durumunda Ege’nin halen yüzde 49 olan açık deniz alanlarının yüzde 19 seviyesine düşerek Türk ticaret gemilerinin Akdeniz’e serbest bir şekilde erişemeyeceği ve Türkiye’nin boğazının sıkılacağı değerlendirmesinde bulunarak TBMM’nin Hükümete böyle bir olasılığı önlemeye yönelik Haziran 1995 yetki kararının önemine değindi.
Cem Gürdeniz, ayrıca Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında Kıbrıs Rum Kesimi'nin uluslararası anlaşmalara aykırı olarak adayı büyük oranda silahlandırdığını ve İspanya/Seville Üniversitesi'nin yetkisiz ve temelsiz deniz sınırlandırma haritasını referans alarak Yunanistan ile birlikte Türkiye’nin deniz yetki alanlarından 150 bin km karelik bir alanı gasp etmeye çalışmasının kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
TEHLİKELİ VE KARMAŞIK BİR BÖLGE
Ege Denizi'nin yanı sıra Akdeniz'de yaşanan gerginliklerin arkasına ABD, AB, İsrail ve Mısır’ı alan Güney Kıbrıs’ın sorumsuz davranışları nedeni ile kontrol dışı bir tırmanmaya neden olabilecek şekilde arttığını belirten Gürdeniz, "Doğu Akdeniz, İsrail, Mısır ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin 1990’lardan sonra deniz dibindeki gaz kaynaklarını keşfetmesinden ve Yunanistan ile Güney Kıbrıs’ın Türkiye’ye karşı 6 değişik blok kurmasından sonra son derece tehlikeli ve karmaşık bir bölge haline geldi" ifadelerini kullandı.
Emekli Tümamiral Gürdeniz, 2007'de Kıbrıs Rum Kesimi'nin Türkiye’ye ait kıta sahanlığı alanı içinde beş ayrı sahada lisans verme cüretini göstermesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak "Bu ve benzeri emrivaki hamleler Türkiye'nin meşru haklarını göz ardı etmektedir. Asla kabul edilemezler" dedi.
Türk kamuoyu gözünde bu durumun bir nevi denizdeki Sevr ve işgal olarak nitelendirildiğini belirten Gürdeniz, "Türk kamuoyu, diğer ülkelerin Türkiye'ye ait olan sularda haksız ve hukuksuz şekilde egemenlik hak iddiasında bulunmaya çalıştığını görüyor. Bunu kabul etmeleri mümkün değildir" diye konuştu.
Cem Gürdeniz, Türkiye'nin, askeri ve ticari olarak denizcilik endüstrisinde yakaladığı ivmeye dikkati çekerek, Türkiye'nin 21. yüzyıl içerisinde denizcilikte en hızlı büyüyen, etkili ülkelerden biri olacağını ifade etti.