Bir süredir uyarıyoruz.
Hazırlıklar olduğunu söylüyoruz.
ABD önderliğinde “düşman” faaliyetlerine dikkat çekiyoruz.
Türkiye’ye topyekun saldırıya vurgu yapıyoruz.
Dış bağlantılı “kaos planı”na işaret ediyoruz.
Saldırılar Erdoğan’a yapılsa da, asıl hedefin Türkiye olduğunu belirtiyoruz.
HEPSİ TESADÜF OLABİLİR Mİ?
Gelişmeleri kısaca sıralayalım:
“ABD’nin Doğu Akdeniz’den tehdidi.
Yunanistan’ın silahlandırılması.
Eş zamanlı ABD yığınağı.
Yapılan anlaşma ile,
Yunanistan’ın tamamının ABD üssü yapılması.
Kuşak ve Yol ile TürkAkım’ın hedef alınması.
Türkiye’nin kuşatılması.
ABD Savunma Bakanı’nın,
‘Karadeniz kışkırtma turu’.
ABD tarafından organize edilen,
10 büyükelçinin ortak açıklaması.
Halkbank’a ceza için yargı yolunun açılması.
MUHALEFETİN TAVRI
Eş zamanlı olarak muhalefetten gelen çıkışlar:
Siyasi cinayetler,
KHK’lılara af kampanyası.
FETÖ’cüler ve PKK’lılara umut verilmesi.
Bürokratlara ‘emir dinlemeyin’ çağrısı.
‘HDP meşru’ propagandası.
Demirtaş’ın serbest bırakılması çıkışları.
S. Peker’i yeniden harekete geçirme çabaları.
Sahte Peker hesaplarından yapılan paylaşımlar.
KKTC’DE YAŞANANLAR
KKTC’de yaşananlar…
KKTC’de Denktaş sonrası ilk kez,
Cumhurbaşkanı ve Hükümet birlikte.
Denktaş politikalarını izliyorlar.
İki devletli çözümde direniyorlar.
Bu arada Adada,
Türkiye’nin deniz üssü kurması gündeme geldi.
Sen misin bunları yapan.
Arşivlenmiş dosyalar, bel altı vuruşlar.
Başbakan istifa etmek zorunda kaldı.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ı zayıflatmaya çalışıyorlar.
KKTC’de olanlar da,
Türkiye’ye saldırıdan bağımsız değil.”
DÜĞMEYE BASILDI
Yaşadıklarımızdan sadece birkaçı.
Hepsi nasıl aynı anda sıralandı?
Bütün bunlar tesadüf olabilir mi?
Bu kadar saf mıyız?
Bir merkezden düğmeye basıldığı çok açık.
ABD, AB, muhalefet, S. Peker, …
Topyekun bir saldırı ile karşı karşıyayız.
DÜŞMAN BÜYÜK
Karşımızdaki düşman büyük.
Çok dikkatli bir politika izlemeliyiz.
Tek başına savaşmaya kalkarsak kaybederiz.
Dostlarımızı çoğaltmalıyız.
Gücümüzü büyütmeliyiz.
Tayin edici olan da bu.
Düşman da bunu bildiği için ona göre davranıyor.
Türkiye’de artık “açık Amerikancılık” zor.
Amerikancılığı başka türlü yaptırıyorlar.
“Gizli Amerikancılara” verdikleri görev açık:
“Türkiye’yi gerçek dostlarından koparmak.
Rusya, Çin, İran düşmanlığını körüklemek.
Şam yönetimi ile normalleşmeyi önlemek.”
Son dönemde hareketlendiler.
Her fırsatta sahneye çıkıyorlar.
Aldıkları görevi yapmaya çalışıyorlar.
ABD AVRUPA İLİŞKİSİ
Bu arada ABDAvrupa ilişkisi de önemli.
Aralarında çıkar çatışması var.
Her geçen gün de büyüyor.
10 büyükelçi olayında,
ABD Avrupalı bazı ülkeleri kuyruğuna takabildi.
Ama bana göre geçici bir durum.
Ülkeler arası ilişkileri çıkarlar belirler.
Eninde sonunda Avrupa da Asya’ya yanaşacak.
Türkiye bu durumu görmeli, hesaplarını ona göre yapmalı.
KOMPLO TEORİSİ Mİ?
Bunları her yerde anlatıyorum.
Gelişmeleri tek tek sıralıyorum.
Katıldığım televizyon programlarında da aktarıyorum.
Bazıları anlattıklarımı küçümsüyor.
“Komplo teorisi” demeye getiriyorlar.
Ben de onlara şu fıkrayı anlatıyorum.
“İki dana çayırda otluyormuş.
Biri diğerine:
‘Ben işin sırrını çözdüm’ demiş.
Diğeri, ‘Neyi’ diye sormuş.
O da, ‘Ben salamla sosisin neden yapıldığını öğrendim’ karşılığını vermiş.
Diğeri başını çevirmiş,
‘Bırak komplo teorilerini’ tepkisini göstermiş.
Otlamaya devam etmiş.”
Biz hâlâ salamla sosisin neyle yapıldığını anlayamadıysak vay halimize…
Aydınlık