Alili de mücadeleyi Türkiye'de sürdürdü ve Atatürk ile Tito’yu özümseyerek 'Varlığımız Türk varlığına armağan olsun!' dedi. İlginçtir, Tito'dan 41 yıl sonra aynı gün aramızdan ayrıldı.
Bir yanı Balkanlarda bir yanı Anadolu’da olan Teoman Alili, Yugoslavya’nın dağıldığı günlerde o büyük acıyı yaşadı. Josef Broz Tito’nun Alman işgali sonrası kurduğu Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin de bir vatandaşıydı. 15 Temmuz 1978 tarihinde İstanbul’da doğmuştu. Lise’ye kadar eğitimini burada yaptı. Makedonya Kiril Metodi Üniversitesi Yüksek Basketbol Antrenörlüğü bölümüne girdi. Okul yıllarında Yugoslavya İç Savaşını yaşadı. NATO uçaklarının 1999 yılında Belgrat’ı bombaladığı günlerde o da direnişçilerle emperyalist saldırıya karşı koydu. Yaşadıklarını Aydınlık’ta yazdı. Aydınlık okurları Yugoslavya gerçeklerini onun kaleminden öğrendi. Daha sonra Ulusal Kanal’a geçti.
İlginçtir, Alili çok sevdiği Tito’yla aynı gün vefat etti. Sosyalist Yugoslavya’nın kurucusu Tito, Yugoslavya’yı faşist işgale karşı verdiği mücadele sonrası kurmuş ve onun en güçlü lideri olarak 35 yıl ülkesini yönetmişti. Yugoslavya 6 cumhuriyet ve 2 özerk bölgeden oluşan federal bir devletti. Balkanların en güçlü ülkesi oldu… Bağlantısızlar kurucusu da olan Tito, dünya çapında da saygı duyulan bir liderdi. Savaş kahramanıydı. Halkıyla birlikte 17 Nisan 1941 günü işgal edilen ülkesini dağlarda partizan savaşıyla kurtarmıştı. Onun önderliğindeki direnişte Almanya 33 tümenini kaybetti. Sovyetler Birliği işgali gecikti…
YUGOSLAVYA’NIN KURUCUSU
Büyük devrimci Tito, 4 Mayıs 1980 günü 88 yaşında hayatını kaybetti. Geride ise “Ülkemiz kristal bir küredir. Ben Josip Broz Tito, bu küreyi ellerimle tutarak değil, alttan nefesimle üfleyerek havada tutuyorum. Umarım benim nefesim tükendiğinde birisi bu görevi devralır. Yoksa kristal küre yere düşer ve tuz buz olur...” sözlerini vasiyet gibi bıraktı. Vasiyeti 12 yıl tutuldu. ABD ve AB ülkelerinin kışkırtmasıyla Yugoslavya 1992 yılında iç savaşa sürüklendi. Bu savaş uzun ve kanlı sürdü. 2003 yılına gelindiğinde ise ortada Yugoslavya diye bir ülke kalmamıştı. Güney Slavlarını birleştiren bayraktaki Kızıl Yıldız parçalanmış ve geride kan ve gözyaşı kalmıştı.
İşte bu acıları Alili de yaşadı. Tito bu sözlerinin sonunda şöyle bir cümle de kurmuştu: “Dünyanın geleceğinin korunması Anadolu’ya düşer. Anadolu’da Kemalistler tarafından kurulan devletin temeli bağımsızlıktır. Bu yüzden Anadolu, dünyanın kaderini kurtarma görevini omuzlarına alır.”
Alili, Tito’nun işaret ettiği Türkiye’de mücadeleyi sürdürdü ve Atatürk ile Tito’yu özümseyerek “Varlığımız Türk varlığına armağan olsun!” dedi. Alili’nin önemli hatırlatmalarından birisi de Yugoslavya’da iç cephenin güçlü olmamasıydı. Türkiye’de de cephenin güçlendirilmesine vurgu yaptı. Her haber sunuşunda “Büyük Türk milleti” dedi… Samimi vatansever ve kültürlü bir aydındı. 7 dil biliyordu. Kendisini çok iyi yetiştirmişti. Mücadeleler içinde de çelikleşmişti.
Onun Kaynak Yayınları’ndan çıkan “Yugoslavya Dersleri” isimli kitabı o günleri çok iyi anlatır. Yugoslavya Dersleri, Küresel Irkçılığın Kurbanları ve Balkan Hikayeleri isimli kitapları ondan bize kalan eserler olarak kütüphanelerde olacak.
Aydınlık