Joe Biden'ın hadsiz açıklamalarının ardından CHP'li Yılmaz Ateş'ten gündeme bomba gibi düşecek sözler: 2010'da Deniz Baykal da...

Gençken biz, yakınlarda bir yerde hırsızlık, üç kağıt, adam yaralama, vs. gibi bir olay olduğu zaman, polis kahveyi basar şöyle tipine bakıp adamları seçer yaka paça 'zanlı' diye karakola götürürdü.

Tipine göre 'fail' 'suçlu' seçilir mi, öyleydi işte.

Kahve sakinleri ise peşlerinden bakıp 'niye bu adamları götürüyorlar, bunları tanırız temiz çocuklardı' hiç demezdi.

'Yine ne yapmışlar?' derdi.

Tipine göre fail bulma üzerine sosyolojik bir hikaye yazmayı aklıma koymuştum, çünkü sosyal hayatımızda tipine bakıp karar veren dünden kabullenilmiş din gibi bir inancımız var.

Mesela kahvede otururken polis tarafından 'alınan' genç adamlar polise de itiraz etmez, kendilerini savunmazdı, polis, 'kalk' derdi, kalkardı. (Biden'in açıklamalarının Türkiye'ye düşmesi bir günü doldurdu. Ne Kılıçdaroğlu ne Akşener açıklama yapamadı, bir şeyi biliyor ve kabulleniyorlar.)

Tuhaflık şurdaki bir kaç saat sonra 'alınan' gençler tekrar kahveye dönerdi.

Kahve sakinleri 'ne oldu?' derdi, 'bir hırsızlık olayı varmış, yanlışlıkla almışlar ağbi, bıraktılar' derdi, ve hiç bir şey olmamış gibi hayat devam ederdi.

'Peki seni alırlarken neden polise itiraz etmedin, ne hırsızlığı ağbi' niye demedin', sorusu da hiç sorulmazdı.

İşte bu 'sorulmayış' kabullenilmiş bir hayatın gerçeğiydi... Olay nerede geçerse geçsin failler alakasız başka kimseler olursa olsun, kahvedeki köklü inanç hiç değişmezdi.

Polis alıyorsa alıyordur, itiraz edilmez, işte 'din' buydu.

Üstelik 'tipine' bakıp alıyor?

Yahu kardeşim delil yok kanıt yok ifade yok şahit yok belge yok gören yok bir ipucu yok, bir söylentidedikodu hiç yok, nasıl oluyor da ortada hiç bir şey yokken polis kahveye gelip 'tiplerine' göre suçlu, fail, zanlı seçip ve 'kelepçeleyip' karakola götürebiliyor.

Ve bir mahalleli ve bir toplum ve o kahvenin sakinleri ve ileri gelenler ve komşular, ve o çocukları tanıyanlar, neden, hiç itiraz etmiyor? Çocukların neden derdest edildiklerine karşı çıkmıyor ve olup biteni sessizlik içinde sükunutle kabulleniyorlar?

Evet, polisin tipine göre faili yakalama yöntemi apaçık kanunsuz bir eylem.

Ancak gençlerin tipi de doğrusu laf aramızda hiç 'tip' değil.

Mesela polis masa masa gezip suratlarımıza tek tek bakıp sonra bir masada sen! sen! sen! kalk, deyip masadan kaldırdığı çocukların tipine baktığımda ben de polis gibi 'kesin bunlar yapmıştır' dediğim çok olurdu.

Gençlerin kayık arıza façalı kara ve ucu yamulmuş bir bıçak gibi suratları suç için yeterince 'kanıttı'.

Çocuklar alınır alınmaz kahvedekiler aralarında konuşmaya başlar ve hikayemiz işte o zaman gelişir, biri şöyle der:

bunlardan ben de şüpheleniyordum.

Diğeri: geçen bu oğlan çayın parasını vermeden gitmişti, kesin bu yapmıştır.

Bir diğeri. Bu oğlanı geçen gece sokakta içip içip nara atarken görmüştüm, buldu belasını .bne..

Bir diğeri: Nezarette adamakıllı bir dövseler de aklı başına gelse.

Arkalarından söylenenleri çoğaltabilirsiniz, ancak, kahvenin fıkıh kitapları, ayeti hadisi böyle yorumluyor, kıyası tıpkı polisler gibi 'tipine' göre yapıyordu.

Otoriteye tam iman ve sessizlik ve otoritenin zan ve iftira oluşturup suçlu ilan ettikleri karşısında derin bir şüphe!

Yani, yapmamış olsalar bile yapmış olabilirler.

Şimdi değilse yarın yapabilirler, belki de yapmışlardır, kesin, yukardan bir torpil bulup şimdilik yırtmışlardır.

Bir insanın toplum içinde iyi bir intiba bırakması bu yüzden önemlidir, yoksa olmadık suçu tipinize bakıp ya da garezi husumeti olup olmayan kim varsa üstünüze yıkabilirler.

Peki polisin aldığı çocuklar aklanıp hiç bir suçları olmadığı anlaşılıp kahveye dönünce arkalarından bu dedikoduları yapanların tavrı değişiyor mu?

Suçsuzlukları anlaşılsa dahi, hayır!

Şöyle oluyor, yine yırttı çakallar!

bu sefer de paçayı kurtardılar ama bir dahakine kesin kodesi boylarlar.

Yani kahve sakinlerinin bu yamuk tipler için kararları kesindi.

Bugün değilse yarın illaki yakalanacaklar, (olmayan) suçları foyaları ortaya çıkacak. Dikkat edin ortada hırsızlık yok fail de yok. Olan şey sadece polislerin gelip birini alması. Bu kadar dedikodu polisin birini alması üzerine dönüyor. Ortada gerçek bir suç ve faili olmadığı halde kahvedekilerin bilinçaltlarına hakim düşünceleri okuyoruz.

Özetle, kahve sakinleri hırsızlık olayı olmadan çok önce kararlarını vermişler, tıpkı polisler gibi sadece 'tiplerine' bakarak!

Dün, ABD başkan adayı Biden Türk siyasetini tepetaklak eden yakın siyasi geleceğimizi 'şok' edici manipüle edici muhalefetin aleyhine siyasi sahneyi darmadağınık eden sözler sarfetti.

Kısaca dedi ki, Erdoğan'ı seçimle devirecek muhalif 'dizaynımız' tamamdır.

Gavurlar kafirler ve dış güçler ve dış mihrakların Türkiye'yi bölüp parçalamak gibi öteden beri bitmeyen projeleri olduğu kesin, bu lafların şaşılacak hiç bir yanı yok.

Bilmediğimiz bir şey de söylemiyor.

Buna rağmen Biden'in bu lafları Türkiye'de deprem etkisi yarattı.

Neden?

Biden önümüzdeki seçimleri gerçekten projelendirip dizayn mı etti?

Buraları çok konuşup yazdık, sonra yine tartışırız, ancak?

Şöyle muhalif tiplere bakıyorsun?

Abdullah Gül, Gamze İldeniz, Dersimli Kemal, Davutoğlu, Fetö, PKK, Demirtaş, Nato'nun kurduğu parti Meral Akşener, Oğuz Kaan Salıcı, İmamoğlu ve ünlü Ziraat Bankası yardımcısı, vs.? Bıden'in bu sözleri sonrası bütün muhaliflerin suratlarını göz önüne getiriyorsun?

Yani bu kaymış yamuş yumuş yamuk 'tiplere' baktığımız zaman, Biden'in söyledikleri ve projesi doğru, kahvede kimsenin hiç şüphesi yok, kesin suçlu bu herifler.

Ancak Biden bu lafları söylerken muhalefette gerçekten halkın inandığı sevdiği milli vatansever dürüstlüğüne söz söylenmeyecek siyasiler olsaydı, o zaman, kahve sakinleri, Biden'e '.iktirgit .bne' pekala diyebilirdi.

Diyemiyor, çünkü, tiplerin alayı arıza.

Bu tiplere halk arasında 'hayatı kaymış tipler' denir.

Rezil kepaze şaibeli geçmiş hayatları kimseye umut vermediği için Biden'in Türk siyasetinin muhalefeti için söylediği bu alçakça sözler çok büyük anlam taşıyıp karşılık buluyor.

Bizler bu sütunlarda yüzlerce değil binlerce kez bu 'tipleri' deşifre eden ama elimiz kolumuz bağlı yazılar yazdık, yani, bu tipler'e baka baka hepimiz 'kör olduk'.

Kitleler başka tür bir 'muhalefet' olmaz'a inandırıldı.

Bu tipleri beklenen seçimlerde hatta 'en büyük kazanç' ve en doğru isabetli 'tek yol' sayan kitleler oldu.

Ve bu arıza tipler muhalefetin dostları haline gelmesine kahve sakinleri Cumhuriyet Gazetesi, Sözcü Gazetesi, Tele 1, Halk TV, Oda Tv, nice yüzlerce aydın 'sessiz' kaldı.

Oysa bu muhalif tiplere bakınca insan, dünyaya düşman olur, doğduğuna pişman olur.

Sevince düşman olur, insana düşman olur, ruhunu karanlıklar boğar.

Depresip hastalar gibi bakışları çivilenip yerinden kalkamaz.

Umut diye hayal diye ne varsa içinde herşey ürküp kaçar.

Biden'in söyledikleri muhalefeti yakan kor ateş.

Biden'in söyledikleri muhalefeti ülke ve tarih sahnesinin dışına itip düşmanlarla dostluk kuran muhalefete indirilmiş dehşet sözler.

Bütün milli vatansever cumhuriyetçileri tasfiye edip şaibeli dostlarınızla yola çıktınız, işte, üç gün dolmadı, evsiz barksız itibarsız kaldınız, başsız bayraksız ülkesiz inançsız kaldınız.

Şu Dersimli Kemal, şu Abdullah Gül, şu Davutoğlu, tiplerine bak, gözleri, sözleri, ağızları, alınları, çeneleri, kulakları, şakakları, yanakları, boyunları, tepeleri, her yerleri 'karanlık'.

Dünya ülke yıkılsa içinde yorganım yok diyecek umarsız insanlar, ki, Türkiye Fetö operasyonlarıyla yıkılırken nezaret ettiler.

Bir resim bir desen çalışması önce eskiz'le başlar. Karakalem çiziktirirsin, silersin yine çizersin, olmaz yine siler yine çizersin.

Ve desen ve resimdeki figürler bir türlü belirginleşip öne çıkamaz, hep hayal meyal bir sis altında kalırlar.

Bir ülkenin sanatçılarının siyasilerinin yazarlarının simaları halkınkitlelerin içine sinmesi belirginleşmesi öne çıkması ışıldaması onlarca yıl alır, bir çok milli olay karşısında reflekslerine bakıp denersin tartarsın, düşünürsün, bakarsın, resmin netleşmesi yıllarınızı alır.

Dersimli Kemal'in ki nasıl bir marifetse dibe vurmuş çürümüş şaibeye bulaşmış rezil rüsva ne kadar adam hepsini aynı resim içinde topluyor ve ama bu desende her şey karanlık, kim kimdir nedir niye yanyana geldiler kim getirdi, kimse anlayamıyor.

Hele bu kadar kayık tipfigür olunca.

Ve kaleminizin de ucu çok kaba çok büyükse, vatan memleket gibi incecik sıcacık insanın içine işleyen hisleri sevinçleri çiçekleri umutları çizemezsiniz.

Kardeşlerim, acınacak halimizdir: Dış güçlerin muhalefetimizi bu kadar kolay bir karalamayla bu kadar hızlı bir çiziktirmeyle projelendirilip ve sergilenebilir ve satışa koyabiliyor olması.

Şüpheniz olmasın Biden'in çizdiği bu figürler onlarca yıl daha zihnimizi kirletmeye devam edecek, onlarca yıl daha amaçsız ve şerefsiz insanların tiplerine bakıp bakıp siyaset yaptığınıza memleket kurtardığınıza boşu boşuna inanıp vakit harcayacaksınız.

Joe Biden'ın hadsiz açıklamalarının ardından CHP'li Yılmaz Ateş'ten gündeme bomba gibi düşecek sözler: 2010'da Deniz Baykal da...

veryansıntv