TGB Genel Başkanı Dilek Çınar ve Uluslararası İlişkiler Bürosu Başkanı Işıkgün Akfırat, 2630 Mart tarihleri arasında Pakistan’ın Ketta kentinde düzenlenen İslami Gençlik Kurultayı’na Türkiye’den tek temsilci olarak katıldı. Pakistan ‘da siyasi temaslarda bulunan TGB heyeti, Taliban hükümeti yöneticileri ile görüştü. Afganistan Ketta Başkonsolosu Gul Hassan ile başkonsolosluk binasında yaptıkları görüşmenin detaylarını kamuoyuyla paylaştı.

 

TGB Genel Başkanı Dilek Çınar, “ABD emperyalizmi, 20 yıl süren işgalin sonunda, 15 Ağustos 2021’de Afganistan’da resmen yenilmiştir. Afgan halkı, Taliban önderliğinde ABD emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı yürüttüğü silahlı mücadelede zafer kazandı, işgalcileri kovdu. ABD’nin apar topar kargo uçaklarına binerek kaçışı ve uçakların tekerleklerine sarılan işbirlikçilerin görüntüleri zihnimizde çok tazedir.” dedi.

 

Taliban hükümeti ile yaptıkları görüşmenin sonuçlarını aktaran Dilek Çınar “Bu görüşme bize bir kez daha öğretmiştir ki emperyalizme karşı savaşan kuvvet ilericidir. Bir kuvveti gerici yapan kıyafeti, görüntüsü, dini değil emperyalizmle konumlanışıdır. Hiç kimse başka bir ülkenin içişlerine karışma hakkına sahip değildir. Emperyalizmi defeden Taliban, Afganistan’ın ve Afgan milletinin refahı huzurunu sağlayacaktır. İnsanlığın ön cephesinde emperyalizme karşı savaşan Türkiye’nin üzerine düşen Afganistan’la işbirliğini geliştirmek ve Taliban hükümetini tanımaktır.” dedi.

 ‘AFGANİSTAN’I ABD İŞGALİ KARARTIR’

Görüşmede Afganistan’a ve Taliban hükümetini karalamaya yönelik fikirleri çürüten önemli bilgiler edindiklerini belirten Çınar, “Biz, ABD’nin hedef listesinde, Taliban yöneticilerinden biri olan Sayın Başkonsolos Gul Hassan ile yaptığımız görüşmede bu fikirleri çürüten önemli bilgiler ve deneyimler elde ettik. Bunlar Türkiye açısından da ders niteliğindedir.

 

Birincisi, Afganistan’ın geleceğini ABD işgalcilerini kovan güç karartmaz. ABD işgalini sürdürmeyi savunanlar karartır. Başkonsolos Gul Hassan’ın şu sözleri, ABD’nin postallarını parlatmak için kuyruğa giren değme sözümona ilericiden daha ileridir: ‘Afganistan mazlum bir millettir. Biz Amerikan işgaline karşı savaştık ve muzaffer olduk. ABD ve NATO hala nasıl yenildiklerini düşünüyor, yönetimsel bir hata mı yaptık diye konuşuyor. Anlamadıkları şey şudur ki bu imanı boğamazlar. Biz imanımızla savaştık. Bu sayede, aynen bu sözcüklerle ifade ettiler, istiklalimizi, hürriyetimizi, geleceğimizi kazandık.’

 

İkincisi, çağdışı dedikleri Afganistan hükümeti, ABD’nin işgal hükümetinde çalışanlara, ABD’den para alanlara, hatta Taliban’a karşı savaşıp cinayet işleyenlere dahi af çıkarmıştır. Taliban yönetimi Afgan milletinin her bir ferdini kazanmaya çalışmaktadır. Başkonsolos Hassan, ‘Kin gütmediklerini, intikam ile hareket etmediklerini, Afganistan’ın geleceğini, yeniden inşasını ve halkın insani krizden kurtarılmasını düşündüklerini’ anlattı. Ayrıca Sayın Gul Hassan, binlerce kişinin yanı sıra ağabeyinin katili olan kişinin af mazbatasını bizzat kendisi imzalamış. Bu, kendilerine çağdaş deyip Ortaçağ’daki cadı avları zihniyetiyle insanlardan intikam almak isteyenlerden çok daha ileri bir felsefenin temsilcisidir. Bu sözlerin doğruluğuna, bizimle birlikte İslami Gençlik Kurultayı’nda bulunan ve daha önce devrilen Eşref Gani hükümetinde çalışmış olan bir gençlik temsilcisinin etkinliğin sonunda Afganistan’ın başkenti Kabil’e geri dönmesiyle bizzat tanık olduk.

 

Üçüncüsü, 40 yıldır önce Sovyet, sonra ABD işgaline savaşmak ve sonunda başarılı olmak ancak halkçı bir bakışçısıyla mümkün olabilir. Bunun, Taliban liderliğinin yönetim anlayışına yansıdığını da görüyoruz. Başkonsolos Hassan, bize şunları söyledi: ‘Bizim İslam anlayışımıza göre kullar arasında rütbeler yoktur. Sermayedar ile işçi, yönetici ile memur, üst rütbeli ile alt rütbeli, hatta Cumhurbaşkanı ile vatandaş, Allah’ın huzurunda kul olmak bakımından eşittir. Kulları diğerlerinden daha önemli, VIP kılacak bir hiyerarşi yoktur. Kullar ancak yaptıkları işlerle, salih amelleriyle Allah katında değer kazanır. Bunun adı ‘takva’dır. Bu açıdan bir insan Cumhurbaşkanı olup, sade bir vatandaştan takvada geri olabilir. Bunun neticesi de bu dünyada değil, ancak Allah katında belli olur.’” dedi.

 

TALİBAN: ‘KADINLARIN TOPLUMSAL YAŞAMA KATILMASINI İSTİYORUZ’

Taliban yönetiminin kadınlara yaklaşımı ve kız çocuklarının okumasına konuları konuştuklarına değinen Çınar görüşmeyi, “Öncelikle şunu belirteyim ki Başkonsolosluğa Türkiye’de nasıl giyiniyorsak aynı şekilde girdik. Onların inancına hassasiyet göstererek başörtüsü takmamıza gerek olup olmadığını sormamıza rağmen ‘burası Pakistan’ dendiği için ben başım açık bir şekilde Başkonsolosluğa girdim. Genel Başkan Yardımcısı Işıkgün Akfırat ile birlikte Taliban yöneticisi olan, Afganistan Ketta Başkansolosu Gul Hassan’ın hemen karşısında oturdum. Yine Taliban’ın kıdemli yöneticileri olan Göç İşlerinden Sorumlu Konsolosluk Müsteşarı ve Konsolos Yardımcısıyla yan yana ilk sırada oturduk. TGB Genel Başkanı olarak ilk sözü aldım. Hiçbir çekince ve endişe duymadan konuştum. Onlar da kıyafetimize, cinsiyetimize değil söylediklerimize dikkat kesildiler.

 

Başkonsolos Gul Hassan biz oturur oturmaz ‘Burada kadın erkek beraberiz. Bundan memnunuz. Burası Müslümanların evidir. Müslüman olan herkese bu kapı açıktır.’ sözleriyle heyetimizi selamladı. Kendimizi tanıttığımız konuşmamızda ABD uçaklarının tekerlekleri altında kalan ABD işbirlikçilerinin tüm dünyada aynı sonu yaşayacağını ve Taliban’ın emperyalizme karşı zaferini ülkemizde anlattığımızı dile getirdik. Görüşmede özellikle Türkiye’den geldiğimiz için onların yanında olmamızdan memnuniyet duyduklarını ifade ederek teşekkürlerini sundular.

 

Başkonsolos Gul Hassan konuşmasının devamında dünyada çokça tartışılan kız çocukların okuması meselesine açıklık getirdi. ‘Kadınların ve kız çocuklarının eğitim alması, toplumsal yaşama katılmasını istiyoruz. Batıcı eğitim sistemini sürdürmeyeceğiz. Kendi eğitim sistemimizi oluşturacağız. Biz benimsediğimiz İslam inancına göre kız ve erkek çocukların ayrı eğitim görmesi gerektiğine inanıyoruz. Ancak kesinlikle kadınların eğitimine karşı değiliz. Öngördüğümüz eğitim için gerekli alt yapıyı oluşturma çalışması 6 ay ile 1 yıl içerisinde sonlanacak. Batı koronavirüs salgınında üniversiteler dahil 2 seneye yakın okulları kapattı. Bu sorun olmadı. Biz kendi eğitim sistemimizi inşa edeceğiz dediğimizde sorun oluyor. Bu süreç tamamlanınca herkes eğitimine rahatlıkla devam edecek.’ dedi. Kız ve erkek çocukların ayrı okuması, evet, Türkiye gibi Atatürk Devrimine sahip bir ülke için tercih edilecek bir sistem değildir. Ancak Afganistan, kendi toplumsal gerçeğine göre bir direniş çıkarmış, yeni ve bağımsız hükümet kurmuştur. Nasıl ki başka ülkelerin eğitim sistemleri bizim tercihlerimize göre belirlenmiyorsa, gururlu bir halk olan Afgan halkı da kendi gerçeklerine göre hareket edecektir. Kız çocukların da eğitim ve toplum hayatına katılacağını Taliban yöneticileri ifade etmektedir.” sözleriyle anlattı.