Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşanan toplumsal ve ekonomik gelişmeler derin dersler içeriyor. Çin Halk Cumhuriyeti terörle mücadele konusunda dünyaya örnek oluyor. İyi okumak lazım.

Evvela devlet otoritesi Sinciang’a huzuru getirmiş. Asayiş sağlanmış. 32 aydır herhangi bir terör olayı yaşanmıyor. Sokaklar güvenli, en uzak köylerde dahi güvenlik tesis edilmiş. Ama ÇKP bununla yetinmiyor. Terörü ortaya çıkaran sebepleri yok ediyor. Hükümet, yobazlığı üreten kaynakları kurutma peşinde. Sinekleri defetme değil, bataklığı kurutma derdinde. Çok yönlü bir süreç işliyor. Şimdi Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’ne dev yatırımlar peş peşe geliyor, işsizlik azalıyor, kişi başına gelir git gide artıyor. Sanayi, tarım ve turizm dört koldan gelişiyor. 2019 yılı sonuna kadar bu yılki turist sayısının 200 milyonu aşacağı tahmin ediliyor. 21 havalimanı ve Güney Sinciang Demiryolu ile, 217. ve 314. ulusal otoyol ile ulaşım imkanları bölgede yaygın olsa bile, yakın gelecekte her yeri demir ağlarla birbirine bağlama planı yapılıyor. Sağlık ve kültürsanat alanlarına hacimli bütçe ayrılmış durumda. Halk özgürce inancını ve kültürünü yaşıyor. Sinciang coğrafyasında gözle görülür ve capcanlı şekilde Uygur kültürü yaşıyor. Özerk Bölge’nin ve kamu kurumlarının yönetiminde, tüm etnik gruplara mensup kadrolar görev alıyor. Özellikle Uygurlar, Hükümet Başkanlığı başta olmak üzere, tüm kademelerde yönetime katılım sağlıyorlar. Sinciang’da ÇKP, 2016 yılının Eylül ayından bugüne, azınlıklara mensup 60 bin yeni üye kazanmış. Merkezi Eğitim Merkezleri de genç dimağları aydınlatıyor, dönüştürücü insan enerjisi ortaya çıkıyor. Milli dayanışmanın harcı da bu merkezlerde karılıyor.

Sonuç: Üretim ve ekonomik kalkınma olursa terör yaşayamaz. Milli birlik olursa etnik boğazlaşma olmaz. İnsanlar gündelik hayatlarında karşılaştıkları sorunlara çözüm yolları bulabilirlerse, kargaşa ve huzursuzluk meydana gelmez. Eğitim ve sanatla yarattığınız toplumsal bilinç de en nihayetinde yobazlığı tarihin karanlık sayfalarına süpürür.

Aydınlık