Aydınlık gazetesi Dış Haberler Müdürü Elif İlhamoğlu, CRI Türk Türkiye'de Tuğçe Akkaş'ın hazırlayıp sunduğu Manşet programına konuk oldu.
Elif İlhamoğlu, son günlerde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başta olmak üzere Batı medyasında Çin'in hedef alındığı yayınlar hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Çin'i hedef alan Batı medyasındaki yayınları "kapsamlı bir operasyon" olarak nitelendiren İlhamoğlu, bu hareketin, 16 Kasım'da New York Times gazetesinin "Çin yönetiminden sızdırdığını iddia ettiği" belgeleri yayınlaması ile başladığını belirtti.
New York Times gazetesinin bu belgeleri, Xi Jinping'in ağzından "Uygurlu Müslümanlara merhamet etmeyin" başlığıyla yayınladığını hatırlatan İlhamoğlu, belgeleri çevirip, yorumladıktan sonra olayların hiç de New York Times'ın iddia ettiği gibi olmadığını gördüklerini söyledi.
"XI JINPING BU AÇIKLAMALARI, SALDIRILARI DÜZENLEYEN TERÖRİSTLER İÇİN YAPTI"
Yayınlanan belgeler incelediklerinde, Xi Jinping'in "merhamet etmeyin" ifadelerinin Uygurlu Müslümanlara karşı değil, teröristlere karşı kullandığının altını çizen Aydınlık gazetesi Dış Haberler Müdürü Elif İlhamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"1 Mart 2014'te Xi Jinping'in, Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ne ziyareti öncesinde düzenlenen, 150 kişinin bıçaklandığı ve 32 kişinin öldürüldüğü terör saldırısı ile 30 Nisan 2014'te Xi Jinping'in bölgeye ziyareti sırasında gerçekleşen bombalı saldırı sonrasında Xi Jinping'in bu açıklamayı yaptığını biliyoruz. Xi Jinping'in bu açıklamaları, saldırılarda Uygur Müslümanlarını hedef alan teröristler için yaptığı, belgelerde görünüyor. Xi Jinping'in gerçek açıklaması ise şöyle, "Terörizme, sızmaya, ayrılıkçılığa karşı mücadele edin, merhamet göstermeyin." New York Times gazetesi, Çin Devlet Başkanı'nın terörizme karşı kullandığı bir cümleyi yorumlayarak, Uygurlu Müslümanlara karşı söylenmiş gibi gösterdi. Biz bu yalanları gazetemiz aracılığı ile duyurduk. 16 Kasım'da bu operasyonu başlatan New York Times gazetesi, aynı tarihte bir de tweet attı. Tweette, 'Bu daha bir şey değil. 25 Kasım'ı bekleyin.' denildi. 25 Kasım'da bu belgeler, 14 ülke, 17 medya kuruluşu ve 75 gazetecinin ortak çalışmasıyla, Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu tarafından yayınlandı. Ben bu olaya 'operasyon' diyorum çünkü bu medya kuruluşları söz konusu belgeleri, sosyal medya platformları üzerinden aynı anda paylaştılar. Çin'e karşı nefret içeren söylemler ve Çin'i canavarlaştırmaya çalışan başlıklarla sosyal medyada büyük bir kampanya başlattılar. Çin'in eğitim merkezlerini "toplama kampı" olarak nitelendirdiler, Çin'in teknoloji aracılığı ile insanların beyinlerini yıkadığını iddia ettiler."
İlhamoğlu, Aydınlık gazetesinin yönetiminin, daha önce Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ni ziyaret ettiğini, Batı medyasının "toplama kampı" diye nitelendirdiği eğitim merkezlerine gidip gerçekleri kendi gözleri ile gördüklerini anlattı.
"Yayınlanan raporlarda, 'Bu bir talimatnamedir. Bu kamplarda nasıl davranılması gerektiğine dair bilgiler, Çinli yetkililere hükümet tarafından ulaştırılmıştır.' ifadesi yer alıyor. Talimatname içerisinde, disiplin kuralları, yatma saatleri, yemek yeme saatleri vb. şeyler belirtiliyor. Belirli bir disiplin içerisinde insanların değerlendirildiği ve değerlendirmelere göre insanların buradan notlar aldığı, en sonunda da bu eğitim merkezinden tabiri caizse mezun edildiği yer alıyor." bilgilerini paylaşan Elif İlhamoğlu, Batı medyasının, Çin yönetiminden sızdırıldığını iddia ettikleri belgelerde bile hiçbir katı ifade yer almazken, eğitim merkezlerini "toplama kampı" olarak göstermeye çalıştıklarını aktardı.
"TERÖR ÖRGÜTLERİ BATI VE ABD TARAFINDAN FONLANIYOR"
Batı medyasının, Çin'i hedef alan ve uluslararası toplumun gözünde canavarlaştırmaya çalışan tehlikeli ifadeler kullandığını vurgulan Elif İlhamoğlu, şunları kaydetti:
"Tam aksine ne belgelerde ne de bölgede böyle bir durum söz konusu değil. Çin, bu uygulamayı, bölgede 1992 yılından sonra artmaya başlayan terör olayları sonrasında başlatıyor. 1992,1997,2007,2011,2012,2014 ve 2015 yıllarında bu bölgede çok büyük terör saldırıları gerçekleşti. Bu saldırılarda Uygurlu Müslümanlar hedef alınıyor. Bu terör örgütlerinin Batı ile ABD tarafından fonlandığını biliyoruz. Aynı zamanda bu terör örgütleri üyelerinin bir kısmının, Suriye'nin kuzeyindeki IŞİD kamplarında eğitim aldıkları da ortada. Çin kendi vatandaşları olan Uygurlu Müslümanların birliği ve bütünlüğünü koruyabilmek için, bu eğitim merkezlerini açıyor ve teröre karşı katı bir mücadele başlatıyor. Nasıl bugün Türkiye ve diğer ülkeler PKK, IŞİD gibi terör örgütlerine karşı mücadele veriyorlarsa, Çin de kendi ülkesindeki teröre karşı kapsamlı bir mücadele veriyor. Çin burada, terörle etkileşimi olan ve Çin yasalarını ihlal etmiş kişileri eğitmek, topluma yeniden kazandırmak için bazı uygulamalarda bulunuyor. ABD'nin açtığı gibi Guantanamo üsleri açmıyor! Çin'in başlattığı teröre karşı mücadele kampanyasından sonra bölgede bir tek terör olayı dahi gerçekleşmedi."
İlhamoğlu, Batı medyasının başlatmış olduğu karalama operasyonunun, Çin'in ekonomik büyümesini, teknolojik gelişimini, Kuşak ve Yol girişimini hedef aldığına dikkat çekti.
20 Kasım'da Brüksel'de düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Zirvesi öncesi, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'ün, "Bu zirvede Çin'i konuşacağız" açıklamasına değinen Elif İlhamoğlu, "Açıklamanın ardından ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da bir açıklama yaparak, 'Bugün NATO'nun esas hedefi ve düşmanı Çin'dir.' diyor. Bu minvalde, ABD ile NATO tarafından Çin'i düşman göstermek adına bir siyasi politika yürütülüyor. Batı medyası da haberleri ile bu siyasete alet oluyor." diye konuştu.
"AVRUPA ÜLKELERİ, ABD'NİN YARATMAYA ÇALIŞTIĞI TEK KUTUPLU DÜNYA DÜZENİNDEN RAHATSIZLIK DUYUYOR"
ABD'nin yürüttüğü bu siyasi politikada yalnız kaldığını bildiren Aydınlık gazetesi Dış Haberler Müdürü Elif İlhamoğlu, sözlerine şunları ekledi:
"Çünkü Çin'in gelişen ekonomisi ile Kuşak ve Yol Projesi bütün uygarlıkları etkiliyor. Avrupa ülkeleri dahi, ABD'nin hegemonyasından ve yaratmaya çalıştığı baskıcı, tek kutuplu dünya düzeninden rahatsızlık duyuyor. Bugün Almanya, Fransa gibi bazı NATO üye ülkeleri, NATO'nun varlığını sorguluyor."
25 Kasım'da yayınlanan haberlerde Çin'in teknolojisinin hedef alındığını ve bu konu hakkında çok komik bir iddianın ortaya atıldığını anlatan İlhamoğlu, "Çin'in yapay zekâ ve 5G teknolojisi ile bütün ülkeyi bir hapishane haline getirdiği, insanları gözetim altında tuttuğu iddia ediliyor ancak bu durumun hiçbir kanıt ve dayanağı bulunmuyor." açıklamasını yaptı.
"ABD GİDEREK YALNIZLAŞIYOR, TEK KUTUPLU DÜNYA YAPISI SONA ERİYOR!"
"ABD ve Batı medyası, Çin'in teknolojik gelişiminden son derece korkuyor" diyen İlhamoğlu, şöyle konuştu:
"Dünyada yayınlanan uluslararası raporlarda, Çin'in, yapay zekâ alanında ABD'yi geride bıraktığı söyleniyor. Öte yandan 5G teknolojisi duyurulduktan sonra ABD, Çin'in Huawei şirketine yaptırımlar uygulamaya başladı ancak Almanya bile bu yaptırım kararına uymadı. Bu durumda, ABD'nin giderek yalnızlaştığı ve tek kutuplu dünya yapısının sona erdiği görülebiliyor. Çin'in geliştirdiği Kuşak ve Yol Projesi bu anlamda çok değerli. Aynı zamanda bu artık sadece Çin'in değil tüm Asya kıtasının projesi haline geldi ve bu proje kapsamında, doğu ile batının bütünleşmesi hedefleniyor. Çin bu projenin merkezinin Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi olduğunu ilan etti. Çünkü Çin yönetimi bölgedeki yoksulluğu bitirerek, terörü ortadan kaldırmayı hedefliyor. Bu anlamda Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin bu projenin kalbi olması çok önemli. ABD direkt Kuşak ve Yol Projesi'ni hedef aldığı için, bölgede istikrarsızlık yaratmaya çalışıyor ve bu sayede, enerji yollarının güvenilirliğine zarar vermek istiyor. Ancak ABD'nin bunu başarabileceğine ihtimal vermiyorum."