Kulağa hoş gelen açıklamalar yapılsa da; Faizler düşürülse de; Bazı verilerle kamuoyu inandırılmaya çalışılsa da;
Sanayimiz kan kaybediyor.
Bırakalım yeni yatırımları;
Mevcut fabrikalar zorda.
İşsizliğin yüzde 14’lere yükselmesi de bundan.
TEMSA
1968 yılında kuruldu.
Yarım asırlık bir şirket.
Yılda 10 binin üzerinde otobüs, midibüs ve hafif kamyon üretiyordu.
İhracatı da var.
ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya’ya, ...
Toplam 70 ülkeye...
ABD’de pazar payı yüzde 10.
11 aylık ihracat 104 milyon dolar.
Türkiye’nin dünya markası kuruluşlarından.
ÖNCE SATILDI
Türkiye’deki pazar payı da yüzde 30 civarında.
2009 krizinde sendeledi.
Ama sonra toparladı.
Geçen yıl yaşanan döviz krizine dayanamadı.
Sıkıntıya girdi.
30 Mayıs 2019’da bir fona satıldı.
İsviçre merkezli True Value Capital Partners.
Sanayi kuruluşu değil, fon.
Biraz karışık bir iş.
ELEKTRİKLİ OTOBÜS
TEMSA’nın bir başka özelliği daha var.
Seri üretime hazır iki farklı elektrikli otobüse sahip.
Avenue Electron ve MD9 electriCITY.
Dünyada ilk.
Şimdi üretimi durdurması ilginç.
Türkiye’de üretimden vazgeçerse;
Yerli mühendislerin emeği heba olacak.
Proje yabancılara gidecek.
1500 çalışan, yüzlerce yetişmiş eleman ne olacak?
Kimsenin umurunda değil.
Ama kaybedenin Türkiye olacağı kesin.
NİYET NE?
Bu satın alma hangi amaçla yapıldı?
Arkasında kimler var?
Bu soruların yanıtı henüz yok.
Sektördeki uzmanlara göre;
En büyük ihtimal Avrupalı bir üreticinin TEMSA’nın ülkemizdeki yüzde 30’luk payını ele geçirme çabası.
Tabi dünyadaki payı da önemli.
Bir diğer ihtimal da elektrikli otobüs konusu.
Üretim aşamasına gelen bu firmamızı ele geçirmek.
Rekabet hukuku engelini aşma girişimi.
YERLİ DEĞİL YABANCI
Başka otobüs üreticileri de bu işin içinde olabilir.
Uzak doğulu, Japon, ...
TEMSA’yı alırsa sürpriz olmaz.
Yakında gerçek ortaya çıkar.
Ama alanın yerli olmayacağı kesin.
ALMANYA NE YAPARDI?
Bu olay Almanya’da yaşansaydı;
Alman devleti ne yapardı?
Almanya’yı yakından tanıyanlara sordum.
Yanıtların şöyle oldu:
“Almanya marka değeri yüksek; istihdam yaratanların satışına izin vermez.
Hele uluslararası piyasalarda pazar payı yüksekse.
Eyalet Hükümetleri kriz dönemlerinde dikkatlidir.
El değiştirmeleri yakından takip eder.
Her eyalette faaliyet gösteren Kamu Varlıkları ve İştirakleri Yönetim Şirketi (HGV) devreye girer
Gerektiğinde bu tür şirketlerin hisselerini satın alırlar.”
ÖRNEKLER
Sonra da şu örnekleri verdiler:
“Hamburg Hükümeti 2009 krizinde dünyanın en büyük ilk beş gemi taşımacılığı şirketi arasında yeralan HapagLloyd AG hisselerinin yaklaşık yüzde 24’ünü satın alarak şirketin yabancı sermaye kontrolüne girmesine izin vermemiştir.
Beiersdorf AG’nin çoğunluk hisselerinin bir Amerikan şirketi tarafından ele geçirilmesi aynı yolla, şirketin yüzde 10 hissesi satın alınarak engellenmiştir.
2009 krizinde Hamburg Eyalet Hükümeti AurubisAG’nın (dünyanın en büyük bakır üreticisi) hisselerin yüzde 5’ini satın alarak şirketin yabancı sermaye kontrolüne girmesini engellemiştir.”
Almanya dünyanın en büyük ekonomilerinden.
Kendi sanayisini ve şirketlerini böyle koruyor.
Biz ise seyrediyoruz.
TEMSA bir örnek.
Vatan Partisi’nin bu durumlar için programı var.
Varlık Fonu eşi dostu değil;
Türkiye’nin değerlerini kurtarmalıdır.
YARIN: Yabancılar av peşinde
Aydınlık