Felaket tellalı Bill Gates, “virüsten de tehlikeli küresel ısınma geliyor” derken, bir de bakmışız ki buzul çağına giriyoruz!
Dünyayı “Büyük Sıfırlama”ya hazırlamak için küresel ısınma argümanını kullanan küresel oligarşi bu habere kızacak.
Ama evet yanlış duymadınız.
Mini bir buzul çağı kapıda.
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, küresel soğumanın yaklaştığını açıklayınca pek ciddiye alınmadı.
"2022 veya 23’te İstanbul Boğazı'nın donduğunu göreceğiz. İstanbul Boğazı'ndan karşıdan karşıya yürüyerek geçilecektir" diyen Yaşar’a pek çoğu gülüp geçti.
Ancak Doğan Yaşar bu iddiasında kesinlikle yalnız değildi.
2018’de, İngiltere’nin Northumbria Üniversitesi'nde astrofizik ve matematik profesörü Valentina Zharkova ve güneş fizikçisi ekibi, küresel iklim değişikliklerinin matematiksel olarak tahmin edilmesine olanak tanıyan bir model geliştirdi.
Zharkova’nın hesaplamalarına göre, güneşin manyetik dalgalarının azalmasıyla 20212050 yılları arasında hava sıcaklıklarında ciddi bir düşüş görülecek, bu da 1600 ve 1700'lü yıllardaki gibi küçük buzul çağı dönemine benzer bir sürecin yaşanmasına neden olacak.
Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansı NASA’nın iklim araştırmalarından da mini buzul çağı haberi çıktı.
Güneş’in en dış katmanında oluşan güneş lekelerini ve dünyanın en üst atmosfer tabakası olan termosferi inceleyen NASA uzmanları, termosferin soğuyup daraldığını, güneş lekelerinin ise kaydedilmiş en düşük hareketlilikte olduğunu bildirdi.
11 yıllık dönemler halinde azalıp çoğalan bu lekeler, iklim koşullarında belirleyici rol oynuyor ve lekelerin az gözlenmesi veya hiç gözlenmemesi, gezegenimizin sıcaklık düzeyini etkiliyor.
NASA, bu dönemde soğumanın 2030’lu yıllara kadar daha çok artacağı tahmininde bulunuyor.
Çünkü NASA'ya göre, gezegen yeni bir güneş döngüsüne girdi.
2020'de başlayan 11 yıllık döngü 2025’te zirveye ulaşacak.
NASA Bilim ekipleri içinde bulunduğumuz 11 yıllık güneş döngüsünün "son 200 yılın en zayıfı olacağını" tahmin ediyor.
Bu, 1790 – 1830 arasındaki “Dalton Minimumu” olarak bilinen döneme benzeyebilir.
İsmini İngiliz Meteoroloji uzmanı John Dalton’dan alan bu 40 yıllık sürece, yine düşük güneş aktivitesine yol açan düşük güneş lekeleri yol açmıştı.
Dalton Minimumu döneminde küresel çapta sıcaklıklar düşmüş, kuraklık ve kıtlık yaşanmış, volkanik patlamalar meydana gelmişti.
Prof. Zharkova ve NASA’nın tahminleri gerçek olmaya başladı bile.
TEKSAS’TA NELER OLDU?
ABD’nin Teksas eyaletindeki sert kış trajedisi, BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporları tarafından çok uzun süredir göz ardı edilen bir konuya daha yakından bakmayı gerektiriyor.
14 Şubat 2020'de rekor bir Arktik hava akımı, Kanada'dan Teksas'ın Meksika sınırındaki en güney bölgelerine kadar ulaştı.
Ani buzul etkisi, rüzgar enerjisinden elektrik üreten tirbün akülerinin donmasına yol açtı.
Yeşil enerji politikaları uygulayan Teksas eyaleti, elektrik enerjisinin yüzde 25’ini rüzgardan elde ediyordu.
17 Şubat itibarıyla, 15 milyon Teksaslı dondurucu soğukta elektriksiz ve ısınımaz haldeydi.
Bir zamanlar "Amerika'nın Gül Başkenti" olarak bilinen Tyler kasabası 20 dereceyi gördü.
Yazları 46 dereceyi bulan Tyler, en son 1930’da eksi 19 derece ile rekor soğuk yaşamıştı.
Teksas'ın dört bir yanındaki doğalgaz dağıtım tesisleri de arktik soğuktan etkilendi.
Borulardaki sıvılar dondu, ciddi hasarlar meydana geldi.
Çoğu tesis kapandı.
Teksas'ta elektrik ücretleri megawatt saat başına 9000 dolara kadar işlem gördü.
Arktik fırtınadan iki gün önce fiyat 30 dolardı.
Yazın en yüksek talebinde, ücret en fazla 100 dolara çıkmıştı.
Teksas’ta elektrik kesintisi yüzünden evinde donarak ölen 11 yaşındaki Christian Pineda’nın ailesi elektrik şirketine 100 milyon dolarlık tazminat davası açtı.
ABD’de Mars’a araç indirme sevinci yaşanırken, Teksas’ta donarak ölenlerin sayısı 100’ü geçti.
ABD Başkanı Joe Biden, Teksas eyaletinde 'büyük felaket' ilan ederek eyalete federal yardım emri verdi.
Teksas merkezli ABD petrol üretimi üçte bir oranında düştü ve 20'den fazla Teksas Körfezi petrol rafinerisi durdu.
Teksas, sübvanse edilen rüzgar ve güneş enerjisini zorlayan devlet kuralları nedeniyle 2018'den beri 6 kömür santralini kapatmıştı.
Bunlar hala çevrimiçi olsaydı, elektrik kesintileri yaşanmazdı.
YEŞİL ENERJİ VE İKLİM DEĞİŞİMİ SÖYLEMİ
ABD’nin zor durumdaki ekonomisi, parçalanmış siyasi örgüsü ve çökmüş altyapısının sembolü olan Teksas felaketinden çıkması gereken çok daha endişe verici bir ders var.
Teksas gibi eyaletler ve dünyanın dört yanındaki ülkeler, 2050 yılına kadar BM 2030 Net Sıfır Karbon hedefi için Yeşil Enerji'ye trilyonlarca dolarlık yatırımı yapmak zorunda.
Bu durum, BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli IPCC ve Davos sakini Al Gore’un yetiştirmesi Greta Thunberg gibi siyasi figürler ve kariyeri küresel sermayeye dayalı bilim insanlarından oluşan bir lobinin on yıllardır yürüttüğü büyük kampanyadan kaynaklanıyor.
İklim bilimcilerinin, karbondioksit salımının “insan yüzünden” yükselmesi sebebiyle küresel ısınma yaşandığı tespitlerinin aksine, “Sera Etkisi”nin doğrusal değil döngüsel olduğunu biliyoruz.
Dünya sıcaklığı ve iklim değişiklikleri doğrusal değildir.
Bilim dünyası yaptığı araştırmalarda bu değişimlerin döngüsel olduğunu kanıtladı.
Mesela, Afrika’daki Sahra Çölü’nün her 20 bin yılda bir, tropikal ormanlardan çöle ve devamında tersine dönüştüğü ortaya çıktı.
Eğer böyleyse, dünyamızın büyük bir bölümünü, Teksas'taki son felaketten çok daha kötü ve daha uzun süreli iklim değişikliklerine karşı tamamen hazırlıksız ve savunmasız bırakacak politikalar uyguluyor olabiliriz.
MİNİ BUZUL ÇAĞI
1749'dan beri İsviçre'nin Zürih şehrinde bir gözlemevinde, güneş yüzeyindeki lekeler veya karanlık noktalar günlük olarak ölçülüyor.
Aktivitelerin 11’er yıllık döngülerde, arttığı veya düştüğü biliniyor.
Araştırmalar ayrıca, 200 yıllık ve 370400 yıllık daha karmaşık ve daha uzun döngüler olduğunu da ortaya çıkardı.
Güneş fizikçileri, 1749'dan başlayarak 11 yıllık döngüleri numaralandırdı ve bize 2020 ortalarından itibaren Güneş Döngüsü (Solar Cycle) 25'in başlangıcını verdi.
Northumbria Üniversitesi'nden Prof. Valentina Zharkova liderliğindeki ekibin geliştirdiği model de güneşin arka plan manyetik alanının gözlemlenen rolüne dayanıyor.
Zharkova ve ekibi, 2020'de başlayan bir sonraki Solar Minimum'un, 1645'ten 1710'a giden ve “Mini Buzul Çağı” olarak da bilinen “Maunder Minimumu” isimli soğuk periyoduna benzediğini tahmin ediyor.
Başka bir deyişle, Dünya ikliminde birkaç on yıl süren şiddetli değişikliklerin erken safhasında olabiliriz.
Zharkova'nın araştırması, bu Büyük Solar Minimum döneminin 2020'de başladığını ve yaklaşık 2053'e kadar süreceğini modelliyor.
Maunder Minimumu dönemindeki volkanik patlamalar sırasında, atmosfere tonlarca kül gönderen yoğun gri bulutlar oluştu ve güneş ışınlarını daha da engelledi.
Volkanik aktivite ve solar minimum fazlar birbiriyle ilişkili.
Bu süreçlerde kozmik ışınlar, Dünya atmosferine daha büyük volkanik patlamalara neden olacak kadar yoğun nüfuz ediyor.
"Küçük Buz Devri" olarak bilinen Maunder Minimumu sırasında, kuzey yarımkürenin büyük kısmında sıcaklıklar aşırı düştü.
Zharkova'ya göre bu, toplam güneş ışınımının büyük ölçüde azalması nedeniyle meydana geldi.
1790 1830 arasında yaşanan Dalton Minimumu, Maunder döneminden daha zayıf olsa da, 18121815 yılları arasında Endonezya'daki Tambora Yanardağı'nda bir dizi büyük volkanik patlamalara yol açtı.
Tambora Volkanı, dünyanın bilinen en büyük volkanik patlamasıydı.
Atmosfere yükselen küller o kadar yoğundu ki, 1816 yılı Avrupa'da “Yazsız Yıl” olarak kayıtlara geçti.
1816 yazında Kuzey Amerika ve Avrupa'daki mahsuller çürüdü. Batı dünyasının en büyük gıda krizi meydana geldi.
1816'da Çin'de de büyük bir kıtlık yaşandı. Seller ekinleri yok etti. Muson mevsimi kesintiye uğradı ve Yangtze Vadisi'nde ezici sellere neden oldu.
Hindistan'da geciken yaz musonu, koleranın Bengal'deki Ganj yakınlarındaki bir bölgeden, ta Moskova'ya kadar yayılmasına yol açan şiddetli yağmurları beraberinde getirdi.
Yeni minimum süreci, 2020 Kasım’ında, Endonezya'daki Lewotolo ve Semeru volkanlarının patlamasıyla başladı.
Volkanik patlamalar, manyetosferdeki daha güçlü güneş radyasyon akışına bağlı olarak yeni bir yükselişte.
2019’da yayımlanan Solar Behaviour kitabının (Güneş Davranışı) yazarı Sacha Dobler'in belirttiği gibi, “Sıcaklık söz konusu olduğunda, önemli olan güneşten ayrılan enerji değil, bu enerjinin ne kadarının bulutlar tarafından engellendiği ve ne kadarının Dünya yüzeyine ulaştığı ve ne kadarının buz ve kar tarafından uzaya geri yansıtıldığıdır."
Güneş minimumları sırasında atmosfere daha yüksek kozmik ışın girişi, volkanik patlamalar gibi bulut çekirdekleşmesine katkıda bulunur.
Dobler ekliyor: “Büyük Solar Minimum'da, kozmik ışınlar yüzünden atmosferdeki hava akımlarının bozulması ve atmosferik katmanların karışması nedeniyle yerel uzun süreli yağış olayları, dolu fırtınaları, ani taşkınlar, sıcak hava dalgaları ve daha fazla orman yangını bekleyebiliriz.”
Kısacası, eğer Zharkova gibi bilim insanları haklıysa, önümüzdeki yıllarda daha dengesiz, düzensiz hava olaylarının ortaya çıkması söz konusu ve bu sadece insan kaynaklı değil.
ATMOSFERİK JET AKIMININ DEĞİŞİMİ
Şu anda girmekte olduğumuz Büyük Solar Minimum'un önemli bir etkisi de, atmosferdeki Jet Akımı üzerinde yaşanıyor.
Güneş enerjisi aktivitesinin yüksek olduğu dönemlerde jet hava akımı, Kuzey Yarımküre çevresinde, Kanada ve Sibirya üzerinde nispeten istikrarlı bir kuşak oluşturur ve şiddetli kışı kontrol altında tutar.
Şimdiki gibi solar minimumlarda, Jet Akımı, sabit bir halka oluşturmak yerine, düzensiz veya dalgalı hale gelir.
Teksas’a kadar güneye inen eşi görülmemiş Kuzey Kutbu soğuğuna izin veren şey buydu.
Bu düzensiz ve zayıf Jet Akımı, bazı bölgelerde şiddetli soğuk ve kar yağışına, Sibirya gibi yerlerde olağandışı sıcak ceplere ve ayrıca alışılmadık derecede sıcak, kuru veya yağışlı dönemlere yol açar.
Büyük Solar Minimum'a ilerlerken, fizikçiler bu "aşırı" hava değişikliğinin yoğunlaşmasını bekliyor.
Güneş, Dünya iklimini ve iklim değişikliklerini etkileyen en etkili kuvvettir.
BILL GATES VE ŞÜREKASI BİZİ Mİ KANDIRIYOR?
Ne yazık ki, CO2 insan yapımı küresel ısınma hipotezini destekleyen hakim iklim bilimci grubu, değişen güneş radyasyonunun iklim üzerindeki herhangi bir etkisini modellemiyor.
IPCC, güneşi alakasız bir faktör olarak görmezden geliyor, bu da son derece tehlikeli bir şey.
Davos ahalisi yaklaşan büyük solar minimumun, 17901830 Dalton Minimum'undan daha kötü etkilere yol açacağının farkında mı?
Onları bilmem ama Amerika’nın en büyük toprak ağası Bill Gates, sanki farkında galiba.
Gates’in ABD’de 18 eyalette satın aldığı 1 milyon yüz küsur bin dönümlük toprağa ek olarak, farklı şirket ve isimlerle Ukrayna, Türkiye, Afrika ve Hindistan’da da tarım alanları satın aldığı iddiaları var.
Bill Gates ayrıca Kuzey Kutbu'na yaklaşık 1100 kilometre uzaklıkta, Arktik Okyanusu yakınlarındaki Barents Denizi'ndeki bir tohum bankasına yatırım yapıyor.
Svalbard, Norveç'in hak iddia ettiği ve 1925'te uluslararası anlaşmalarla terk edilen çorak bir kaya parçası.
Gates, Tanrı'nın terk ettiği bu adada, Rockefeller Vakfı, Monsanto Corporation, Syngenta Vakfı ve Norveç Hükümeti ile birlikte,dünyanın dört bir yanından topladığı orijinal tohumlarla, 'kıyamet günü tohum bankası' kurdu.
Banka denilen şey, Svalbard ada grubunun bir parçası olan Spitsbergen adasındaki bir dağın 130 metre derinliğine inşa edilen, Svalbard Global Tohum Deposu. Tesis, 27 metre uzunlukta, 10 metre genişliğinde ve 6 metre yüksekliğinde 3 adet ambardan oluşuyor.
Tohum bankası, hareket sensörlü, çift patlamaya dayanıklı kapı, iki hava kilidi ve bir metre kalınlığında çelik takviyeli beton duvarlara sahip.
Bankada tüm dünyadan 4.5 milyon farklı bitki türünün her birinden 500’er adet (Toplam 2,25 milyar adet) organik tohum bulunuyor.
Eksi 18 derecede korunan tohumların, çeşidine göre, 55 yıl (ay çekirdeği tohumu) ile 10 bin yıl (bezelye tohumları) arasında dayanabileceği öngörülüyor.
Bankada tam zamanlı personel de yok.
Svalbard Tohum Bankası’nın sahibi Bill Gates, TED konuşmalarında aşılar, virüsler ve küresel ısınmayı anlatırken, acaba aslında güneş döngülerini mi saklıyor bizden.
Yaklaşan buzul çağı, kuraklık ve kıtlık, gıdayı hiç olmadığı kadar öne çıkaracak.
Gıda, madenlerden, enerjiden ve bilgisayarlardan daha önemli hale gelecek.
İçinde bulunduğumuz (vahşi kapitalizm ve biyosavaş ürünü virüs kaynaklı) insani kriz zaten bunun habercisi.
Küresel hegemonlar, trilyonlarca dolar ve değerli kaynakları, Büyük Sıfırlama’ya ve “sıfır karbon”a hazırlanmak için yönlendiriyor.
2020 itibarıyla girdiğimiz Büyük Solar Minimum’un kötü etkileri ise Teksas ve dünyanın diğer kısımlarında (Arabistan çölüne de kar yağdı) ortaya çıkıyor.
Korkarım dünya bu yeni mini buzul çağına hazırlıksız yakalanıyor.
Ciddi bir kuraklık ve kıtlık sorunu bizi beklerken, tarımın önemi de bir kez daha kendini gösteriyor.
Resmen ters köşeye yatmışız.
Sıcaktan yanacağız derken aslında meğer donacakmışız.
KAYNAKLAR:
https://electroverse.net/weenteredthemoderngrandsolarminimumonjune82020/
https://www.nasa.gov/feature/ames/solaractivityforecastfornextdecadefavorableforexploration
http://www.williamengdahl.com/englishNEO23Feb2021.php
https://radiantcreators.com/2019/12/28/sachadoblergrandsolarminimumeffectsonindividualrationalityandadvancesincivilization/