TBMM, ABD Başkanı Joe Biden'ın, 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelemesine karşı bildiri yayımlayacak.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Meclis'te düzenlenen İkinci Karabağ Savaşı ve Ermenistan'ın Savaş Suçları Paneli'nin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.


TBMM'nin, ABD Başkanı Biden'ın 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelemesine karşı bildiri yayımlayıp yayımlamayacağına ilişkin soru üzerine Şentop, konunun değerlendirildiğini belirtti.

Şentop, "Bildirinin yarın TBMM Genel Kurulunda, TBMM Kararı şeklinde ele alınmasının doğru olacağını düşünüyoruz." dedi.



BİDEN'IN 1915 OLAYLARINA İLİŞKİN "SOYKIRIM" NİTELEMESİ
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, ABD Başkanı Joe Biden'ın 24 Nisan'da yaptığı açıklamayla, 1915 olaylarına atıfla Türk milletine "soykırım suçu" isnat ettiği bir günün ertesinde, bu panelin düzenlenmesinin ayrı bir önem taşıdığına dikkati çekti.

İlmi delillerle ve gerçeklerle kimin soykırımcı olduğunu müfterilerin yüzüne karşı haykırma zamanının çoktan geldiğini belirten Şentop, şunları söyledi:

"Kadim bir tarihe sahip olan milletimiz, tarih boyunca büyük ve güçlü bir millet olmanın bedelini, haksız ve hadsiz saldırılara maruz kalarak ödemiştir. Bin yıl önce Türklere ve Müslümanlara karşı ekilen kin ve nefret tohumları, önce Haçlı Seferleri ile İslam coğrafyasını kan ve gözyaşına bulamış, akabinde emperyalizmin çıkarlarıyla yeniden dizayn ettiği Haçlı zihniyeti, yüzyıl önce aziz vatanımıza el uzatmıştır. Batı'da tezahür eden ve özünde Türklere ve Müslümanlara dönük kin ve nefret duygularını içeren bu hastalıklı ruh halinin bir kısım odaklar tarafından, emperyalist çıkarlar uğruna bugün yeniden canlandırılmaya çalışıldığını üzülerek görüyoruz.

ABD Başkanı'nın sözde 'soykırım' açıklaması hukuku, siyasi ve tarihi birikimi hiçe sayan bir açıklamadır. Bu, ABD'nin evrensel hukuk ve bilimle çelişkisini ortaya koyduğu gibi, Türkiye ve ABD arasındaki insan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve karşılıklı dostluğa dayalı ilişkilerine zarar verecek mahiyette bir açıklamadır. Birinci Dünya Savaşı'nın bütün dünya ülkelerine yaşattığı zorluklar hakikati arayanlar için tarih sayfalarında kayıtlıdır. Bizler yüzyıllarca farklı birçok millet ile kapı komşusu olarak, hiçbir ayrımcılık emaresi göstermeksizin yaşayan bir devletin torunları olarak bugün de var gücümüzle barışın yanında, inanç ve kimlik dolayısıyla yaşanılan bütün ayrımcılıkların karşısında durmaya devam ediyoruz."




ABD'nin, 2021'de bu konuya ilişkin aldığı yeni siyasi tutumun, değişikliğin, yalnızca yeni yönetimde ve bu yönetimin tavrında olduğunu ortaya koyduğuna dikkati çeken Şentop, "2021'de ne değişmiştir? Konuya dair yeni bir kanıt veya yeni bir bilgi mi ortaya çıkmıştır? ABD'nin yeni Başkanı, Birinci Dünya Savaşı tarihi uzmanı mıdır? Arşivlerde herkese açık tuttuğumuz yüzbinlerce belge arasında incelemeler mi yapmıştır yeni Başkan? Ya da konuya dair tarihçilerin yeni açıklamaları mı olmuştur? Bu soruların cevabı hepimizin malumudur. İlmi, tarihi hiçbir yeni bulgu, yeni hiçbir değerlendirme yoktur. Değişen tek şey siyasi karardır." değerlendirmelerinde bulundu.

"KONUNUN SİYASİ VE HUKUKİ BOYUTU VAR"
TBMM Başkanı Şentop, konunun hukuki ve tarihi olmak üzere iki boyutu olduğuna değinerek, hukuki olarak "soykırım"ın kapsamı son derece belirli, kullanımı çok somut şartlara bağlanmış bir uluslararası hukuk kavramı olduğunu ifade etti.

Açıkça tanımlanmış bir suça işaret eden bu kavramın, 1948 Soykırım Sözleşmesi'nde belirtildiği üzere, yalnızca yetkili bir mahkeme tarafından hüküm altına alınabileceğini belirten Şentop, "İddia edildiği gibi 1915 olaylarının 'soykırım' olarak tanımlanabilmesi için hukukta öngörülen şartların hiçbiri mevcut değildir. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 2015 ve 2017 yıllarında vermiş olduğu kararlar da 1915 olaylarına tarihi bir tartışmanın ötesinde bir anlam, bir hukuki anlam atfetmenin mümkün olmadığını açık ve net olarak ortaya koymuştur." dedi.

Tarihin, konunun ikinci boyutu olduğuna işaret eden Şentop, şöyle konuştu:

"Türkiye tarih bakımından da haklılığı konusunda büyük bir özgüven ve rahatlık içindedir. Bu bağlamda 2005'te Başbakan olarak görev yaptığı sırada, Sayın Cumhurbaşkanımız Ermeni tarafına tarihi gerçekleri aydınlatmak üzere tarafsız bir Ortak Tarih Komisyonu kurulmasını önermiştir. Bu teklif halen masada olmasına rağmen Ermenistan şu ana kadar çağrılarımıza yanıt vermemiştir. Türkiye, tarihin bu döneminin bilimsel tartışmasına her zaman hazır, istekli ve kendinden emin bir tavırla buna muktedir bir ülkedir.

Tarihi veya hukuki temelde iddialarının tanınmasına ilişkin herhangi bir başarı elde edemeyen Ermenistan ve Ermeni diasporasının bir kısmı tarihi siyasallaştırmak için gerek üçüncü ülkelerin parlamentolarına ve bölgesel ve uluslararası kuruluşlara yönelmiştir. Ermeni tarafının tarihi gerçeklere aykırı olarak kabullendiği ve diğer ülkelere kabul ettirmeye çalıştığı söylem, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi çabalarına hatta diğer ülkeler ile ilişkilerine de gölge düşürmektedir."




"ERMENİSTAN'A DA BİR FAYDASI YOK"
ABD Başkanı Biden'ın tarihen ve hukuken hiçbir mesnedi olmayan bu açıklamasının, Türkiye'ye bir zararı olmadığının altını çizen Şentop, 1981'de benzer açıklamayı yapan bir başka ABD Başkanı da olduğunu hatırlatarak, "Türkiye bugün çok daha güçlüdür. Dünyada ve bölgesinde çok daha etkilidir. Bu açıklamanın bölge ve dünya barışına, Ermenistan'a da bir faydası olmayacağını bilhassa belirtmek isterim." diye konuştu.

Dünyada ve bölgede en önemli sınamalardan geçen TürkiyeABD ilişkilerinin, Biden'ın bu açıklamasından büyük yara alacağının ve zarar göreceğinin altını çizen Şentop, "TBMM Başkanı olarak devletimize, milletimize, tarihimize yapılan bu büyük iftirayı reddediyorum. Hele hele tarihi hatta bugünü ayrımcılık, ırkçılık, soykırım, ülke dışında insanlığa karşı suçlarla sabıkalı olan ülkelerin yetkililerinin Türkiye hakkında konuşurken çok daha dikkatli olmaları gerekiyor." ifadesini kullandı.

İnsanlık tarihi boyunca savaşlarda katledilen bütün sivilleri, kadın, çocuk ve yaşlıları üzüntüyle yad eden Şentop, şunları kaydetti:

"Bizler savaş halinde bile olsak insan olduğumuzu unutmayan, savaşın da bir hukuku olduğuna inanan bir milletiz. Kazanmak için canlı cansız önüne gelen her şeyi katleden anlayışı her zaman ve zeminde en şiddetli şekilde kınamalı ve mahkum etmeliyiz. Ermenistan'ın saldırısıyla başlayan ve 10 Kasım 2020'de Azerbaycan'ın kesin zaferiyle neticelenen çatışma sürecinde, Ermenistan tarafından işlenen savaş suçlarını kınıyor, bu insanlık suçunu işleyenlerin en kısa zamanda adaletin önünde hesap vermesinin sağlanmasını temenni ediyorum.

Azerbaycan toprağı olan Karabağ'ın Ermenistan tarafından işgal ve ilhak teşebbüsünün akamete uğratılması sürecinde nasıl Türkiye olarak Azerbaycan'ın haklı davasında hep yanında olduysak, bundan sonraki süreçte de uluslararası bütün platformlarda Azerbaycan ile birlikte konunun takipçisi olacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın."