Uzmanların şuradan beklentisi güçlü kooperatifleşme kararı: Kaliteli nitelikli profesyonel eleman çalıştırabilecek güçte, ürünleri işleyip katma değeri çiftçinin yararına kullanabilecek şekilde örgütlenmeye, büyük kooperatiflere ihtiyaç var.
Türkiye’nin tarım politikasını belirleyecek Tarım ve Orman Şurası 15 yıl sonra yeniden toplandı. 1821 Kasım tarihleri arasındaki şurada alınacak kararların Türkiye’nin tarım politikasının 25 senesini belirleyeceği bildiriliyor. Şirketleşme ve kooperatifleşme tartışmalarının yaşanacağı belirtilen Şurayla ilgili konuşan Tarım uzmanları Türk tarımının kurtuluşu için en geçerli yolun güçlü kooperatifleşme olduğunu vurguladı.
3. Tarım ve Orman Şurası 18 Kasım’da ATO Congresium’da “Ortak Akıl Buluşması” temasıyla başladı. Üç günlük Şuranın açılışını yapan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, etkinlikten ortak akılla memleketin gücüne güç katacak bir yol haritası hazırlanacağını ifade etti. Milletvekilleri, bürokratlar, üniversite, kitle örgütlerinin temsilcileriyle çiftçi ve muhtarların da katıldığı açılışta konuşan Pakdemirli, şuranın tanıtım toplantısını 17 Temmuz’da gerçekleştirdiklerini anımsattı. Pakdemirli, bu süreçte 50 binden fazla muhtarla temasa geçildiğini, 7 binden fazla paydaşla buluştuklarını anlattı. Şura için oluşturulan 21 çalışma grubundaki katılımcı sayısını 2 bin kişiye çıkardıklarını belirten Pakdemirli, 83 günde 200’ün üzerinde toplantı yapıldığını bildirdi.
TEPKİ ÇEKEN ‘TARIMDA MİLLİ BİRLİK PROJESİ’
Nisan 2019’da başlayan ‘Tarımda Milli Birlik Projesi’ sektörün temsilcileri tarafından sert tepki görmüş, geri çekilmişti. Dünya Gazetesi Yazarı Ali Ekber Yıldırım dünkü yazısında tartışmaları hatırlattı. Ekber, projede tarımsal yapının tümüyle değiştirilmesinin, Tarım Bakanlığı taşra teşkilatının tümüyle kapatılarak ortakları arasında yerli ve yabancı şirketlerin de yer alacağı Semerat Holding adında bir holdingin kurulmasının, Toprak Mahsulleri Ofisi, Et ve Süt Kurumu gibi kurumların bu holdingin iştiraki olmasının öngörüldüğünü yazdı. Projeye göre tarımdaki bütün birlikler, kooperatifler kapatılarak yerine Türkiye Milli Kooperatifi kurulacak. Çiftçilerin bu kooperatife üye olmaları zorunlu olacaktı. Yıldırım “Tarım Şurası çalışmaları başlayınca yine sektördeki en büyük endişe, bu şuranın Tarımda Milli Birlik Projesi’nin uygulama zemini olarak kullanılmasıydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘Tarım Şurası ile sektörün görüşünü aldık’ denilerek proje yeniden gündeme getirilecek endişesi var” yazdı.
Tarım ve Orman Şurası’nı Aydınlık’a değerlendiren uzmanlar, Türk tarımının kurtulması için şirketleşmeye karşı çıkılması gerektiğini yegane yolun kooperatifleşme olduğunu vurguladı. Şurada ‘Tarımda Milli Birlik Projesi’nin süslenerek yeniden gündeme sokulacağıyla ilgili şüpheleri olduğunu vurgulayan Tarım Yazarı Ümit Özdil tüm kooperatiflerin evrensel kooperatifçilik ilkeleriyle çalışabilecek bir üretici üst çatı altında birleştirilmesi gerektiğini belirtti. Uygulamanın önemli olduğunu ifade eden Özdil şunları söyledi:
‘PROJE SÜSLENEREK YENİDEN Mİ GETİRİLİYOR?’
“Çok büyük bir beklentimiz yok. 2004 yılında yapılan tarım şurasının sonuç bildirgesinde 36 madde vardı. O sonuç bildirgesi uygulanabilmiş olsaydı bugün bu sorunların hiçbirini konuşmuyor olacaktık. Yaz döneminde Tarımda Milli Birlik Projesi çalışması vardı. Bizim çok ciddi şüphelerimiz var hâlâ. Acaba tarımla ilgili sivil toplum kuruluşlarının tepkisini çeken proje biraz daha süslenerek, içindeki kelimeler yumuşatılarak, holding çıkarılmış gibi gösterilerek tekrar mı servis edilecek? Öğrendiğimiz kadarıyla özellikle örgütlenme konusunda çok ciddi değişiklik getirecek. Ama bu hepimizin tavsiye ettiği kooperatiflerin geliştirilmesi konusunda mı olacak yoksa ‘kooperatifleri tek çatı altında topluyoruz, daha güçlü kooperatif yapısı oluşturuyoruz’ bahanesiyle uluslararası şirketlerin de ortak olduğu bir holding bünyesinde mi olacak? Bunlar çok büyük soru işareti.
“Aslında hakikaten tarımsal kooperatif ve örgüt kalabalığı var. Kooperatiflerimizin bir bölümü sadece tabela kooperatifi. Bunların bir araya getirilmeleri Türkiye için önemli şeyler. Evrensel kooperatifçilik ilkeleriyle çalışabilecek üretici kooperatifi üst çatısı altında birleştirilecekse ne mutlu. Milli birlik projesi çok tepki çekti. Benim şahsi fikrim hala arka planda bu sürecin işlediğidir.”
‘KOOPERATİFLER GÜÇLENDİRİLMELİ’
Tarım Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Çakır da tarımda şirketleşme çabalarına karşı çıktı. “Kooperatiflerin güçlendirilmesine ihtiyacımız var” diyen Çakır şunları belirtti:
“Şuradan hiçbir olumlu beklentimiz yok. Bunu paravan olarak görüyorum ben. Milli Tarım Projesi’ni gündeme sokarlar. Koskoca Tarım Bakanlığı’nı holdingin alt birimi yapacaksın. Bu akla zarar bir proje. Tarımın tek çıkış yolu kooperatifleşme. Ama böyle cılız birimler şeklinde olmamalı. Her köyde bir tane kooperatif var. Bir başkan bir bilgisayar, bir yer kirası, bir sürü problem. Muhasebesini bile tutamıyor. Kaliteli nitelikli profesyonel eleman çalıştırabilecek güçte, ürünleri işleyip katma değeri çiftçinin yararına kullanabilecek şekilde örgütlenmeye, büyük kooperatiflere ihtiyaç var.”
Aydınlık