Tarih 19 Aralık 2011, gazeteler son ABD askerlerinin de Irak’tan çekildiğini duyurdu.
2003’te ABD öncülüğündeki koalisyonun Irak’ı işgali ile başlayan savaş yaklaşık 9 yıl sürdü. Savaşın ABD’ye maliyeti 3 trilyon dolar, kaybettiği asker sayısı 4500. Irak’ta katlettiği insan sayısı 1 milyonun üzerinde. ABD’li askerlerin işkence fotoğrafları tüm dünyanın hafızasına kazındı. Bütün itibarını, ‘prestijini’ kaybetti. Amerikan karşıtlığı tüm dünyada yükseldi. Ve Irak işgali Amerika’nın en büyük yenilgilerinden biri olarak tarihe geçti.
Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. ABD 2011’de gayri meşru şekilde Suriye’ye girdi. Bahanesini önceden hazırlamıştı: IŞİD’e karşı mücadele. 7 yılı aşkın süredir Suriye’deki işgalini ve teröre desteğini devam ettirdi. Ama sonuç yine farklı olmadı.
Tarih 19 Aralık 2018, ABD Başkanı Trump twitter üzerinden yaptığı açıklamada Suriye’den çekileceklerini duyurdu. Bu karar, Batı da dahil olmak üzere, tüm dünyaya Amerika’nın Irak yenilgisini hatırlattı.
SURİYE’DE KAYBEDENLER
■ Trump’ın çekilme kararına ilk tepkiler Avrupa’daki Atlantikçilerden geldi.
İngiltere Savunma Bakanı Ellwood, “Suriye’de görev henüz tamamlanmadı, koalisyonun sonu gelmedi” diyerek karara tepki gösterirken, Fransa Savunma Bakanı Parly, “IŞİD’in kökü henüz kazınmadı, biz Suriye’de kalmaya devam edeceğiz” dedi. Macron Hükümeti’nin bakanlarından art arda ABD’nin kararına tepki açıklamaları geldi. Bu arada, ABD Savunma Bakanı Mattis de görevinden istifa etti.
■ İsrail, Trump’ın çekilme kararı karşısında kendisini koruma telaşına düştü. İsrail Başbakanı Netanyahu, “İsrail’i korumak için elimizden geleni yapacağız” dedi.
■ PKK/PYD kuvvetleri çekilme kararı karşısında ne yapacağını şaşırdı. Önce “haberimiz yoktu, sırtımızdan hançerlendik” sözleriyle şaşkınlıklarını ve öfkelerini sonra, “ABD çekilirse Türkiye bizi ezer” sözleriyle korkularını dile getirdiler. Avrupa’yı, Suriyeli olmayan IŞİD’lileri serbest bırakmakla tehdit ettiler. O da kurtarmadı, ABD üssüne yürüyüş yaparak çekilmeyi protesto etme kararı aldılar. ABD’nin bu yenilgisinden dolayı en ‘mağdur’ olanlar, en zavallı duruma düşenler onlar. Şimdi ABD’ye, Batı’ya sırayla yalvarıyorlar “bizi yalnız bırakmayın” diye. Suriye hükümeti ile de görüşme talep ettiler. “Suriye’nin sınırını Suriye hükümeti korusun kabul, federal yapıdan vazgeçeceğiz” dediler. Suriye taviz vermedi. Şimdiden içlerinde çözülmeler başladı. Silah bırakmak ve teslim olmak tek çareleri!
Özetle, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile bölgemizi etnikmezhepsel temelde bölmeye, ulus devletlerimizi yıkmaya, bölgemizde bir “İkinci İsrail Devleti” yaratmaya çalışan ABDİsrail Suud cephesi ve onlara arka çıkan Batılı Devletler Suriye’de kaybetti. Biz onlara Atlantik cephesi diyoruz. Atlantik cephesinin amaçları için kullanılan IŞİD, PKK/PYD gibi cümle terör örgütleri, onlardan da beter bir duruma düştü.
SURİYE’DE KAZANANLAR
En başta 7 yılı aşkın süredir, Atlantik cephesinin her türlü askeri, ekonomik, medya baskısına, cümle terör saldırılarına karşı, dimdik duran, mücadele eden, milletini, ordusu ve lideri etrafında birleştiren, ülkesinin birliğinden ve bütünlüğünden taviz vermeyen Suriye bu savaşın kazananıdır.
Suriye ile aynı cephede olan Rusya, İran, Irak bu savaşın kazananlarıdır.
ABD’ye, onun kara gücü PKK/PYD’ye karşı gerçekleştirdiği kararlı askeri operasyonlarla ve Fırat’ın doğusuna yönelik aldığı operasyon kararı ile Amerika’ya son ‘ölümcül darbeyi’ vuran Türkiye bu savaşın kazananıdır.
Suudi saldırılarına, açlığa, yoksulluğa direnen Yemen bu savaşın kazananıdır. İsrail’in işgaline boyun eğmeyen Filistin bu savaşın kazananıdır.
Bu savaşta Suriye’yi destekleyen, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nden Çin’e, Asya ülkeleri kazanandır. Amerika’nın darbe planlarına direnen Venezuela ve Latin Amerika ülkeleri kazanandır.
Cenevre’ye karşı Astana birliği kazanandır.
Katar’ın önerdiği “Beşli İttifak” kazananların ittifakıdır.
KAZANMANIN FORMÜLÜ ÇOK AÇIK
Bu cephede kazandık. Şimdi yeni cepheler var. ABD yeni cepheler açmaya devam ediyor. Doğu Akdeniz, Ege ve Karadeniz’de hakimiyet savaşı hız kazanıyor.
ABD; İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile Doğu Akdeniz’de doğalgaz savaşına hazırlanıyor. Yeni askeri üsler açıyor. Stratejik anlaşmalar imzalıyor.
Ege’de, Türkiye’yi saf dışı bırakmaya, sınırlarını ilerletmeye, Kıbrıs’ı tamamen bir Amerikan üssü haline getirmeye çalışıyor.
Karadeniz’de, Rusya’ya karşı Ukrayna üzerinden yaptığı kışkırtmalar ile Türk Akımı’nı engellemeye çalışıyor.
ABDİsrail cephesine karşı Batı Asya ve Avrasya güçleri ile kurduğumuz ittifak bize başarıyı getirdi. Şimdi o formülü Doğu Akdeniz, Ege ve Karadeniz’e taşıma zamanı.
Son Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısında ‘Ukrayna’nın Rusya’yı Kırım, Azak Denizi ve Karadeniz’de işgalci ilan tasarısı’ onaylandı. Ne yazık ki Türkiye de Rusya aleyhine oy kullandı. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, ABD’nin ve Ukrayna’nın imzaladığı Stratejik Ortaklık anlaşmasının amacını 28 Kasım’da açıkladı. Ukrayna provokasyonun tek amacı Türk Akımı’nı durdurmaktır. Türkiye’ye karşı yapılan bu ortaklıkta Rusya aleyhine tavır almak stratejik bir hatadır.
Eski hatalarımızı tekrarlamayalım. Başarının formülünü bulduk. Tekrar tekrar keşfetmeye gerek yok. ABD’nin açtığı yeni cephelerde de kazanmanın tek yolu Batı Asya ve Avrasya ittifaklarını devam ettirmektir.
Bu zaferin üzerine izlenmesi gereken yol haritasını şöyle özetleyebiliriz:
■ ABD’ye ve bölücü terör örgütlerine karşı aldığımız kararlı tavrı devam ettirmeliyiz.
■ “ABD nasılsa çekildi” diyerek rehavete kapılmamalı ve taviz vermemeliyiz.
■ Suriye hükümeti ile derhal resmi görüşmeleri ve işbirliğini başlatmalıyız.
■ İç cepheyi Atatürk programı doğrultusunda güçlendirmeliyiz.
■ Doğu Akdeniz, Ege ve Karadeniz’de ABDİsrail cephesine karşı Rusya ve Batı Asya ile işbirliğine devam etmeliyiz.
Vatan Partisi doğrulanan siyasetleri, öngörüsü, birikimi ve Milli Hükümet Programı ile bu rotayı izlemeye hazırdır.
Aydınlık