İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Adnan Oktar silahlı suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturmada yeni gelişmeler yaşandı. Söz konusu soruşturma kapsamında, başsavcılık, Adnan Oktar, Ulviye Didem Ürer, Tarkan Yavaş ve Alev Babuna'nın da aralarında bulunduğu 13 şüpheli hakkında 1938 yıl 5'er aydan 2 bin 758 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istenen ve toplam 72 sanığın yer aldığı yeni bir iddianame hazırlandı. Hazırlanan yeni iddianemede bazı sanıkların İsrailli siyasetçilerle görüşmeler yaptıkları bildirildi.

Adnan Oktar terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı. Adanan Oktar'ın bir numaralı sanık olduğu 1017 sayfalık iddianamede, 72 kişi "şüpheli", 21 kişi "mağdur", 9 banka ise "suçtan zarar gören" sıfatıyla yer aldı.

İSRAİLLİ SİYASETÇİLERLE GÖRÜŞME

Yeni iddianamede Adnan Oktar Suç örgütünün kuruluş amacı ve faaaliyetleri analtılırken, haklarında dava açılan sanıkların eylemleri detaylı olarak ele alındı. Söz konusu iddianemde tutuklu sanık Ali Sadun Engin'in örgüt içinde "Sado" lakabını kullandığı, özellikle ABD ve İsrail ile örgüt arasında köprü vazifesi gördüğü, örgüt elebaşı Adnan Oktar'ın talimatıyla İsrail'de düzenlenen ve örgüt tarafından organize edilen konferanslarda konuşmacı olarak yer aldığı belirtildi.

KANALIN PARA TRANSFERİ ORGANİZE EDİLMİŞ

Ali Sadun Engin'in yurt dışından gelen bürokrat ve yabancı siyasetçilerin rehberliğini üstlendiği ve ayrıca Oktar'ın A9 TV'deki yayınlarında konuşulacak konuları belirleyip, kanalın para transferini organize ettiği kaydedildi.

YEHUDA GLİCK İLE GÖRÜŞME

Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen Altuğ Revnak Eti'nin iddianamede sanık Engin'in İsrail'in eski Likud Partisi Milletvekili radikal haham Yehuda Glick ile bağlantılarını anlatması dikkati çekti.

Söz konusu ifadedede Eti, tutuklu sanık Ali Sadun Engin ile örgütsel konferans verdiklerini, bu konferansta "tapınakçılar"dan olan Timothy Hogan başkanlığındaki 9 kişilik ekiple tanıştıklarını söyledi.

TAPINAKÇILIK HİKAYELERİ DİNLENDİ

İfadelerine devam eden Eti, ekibin sanık Sinem Tezyapar tarafından Türkiye'ye getirtildiğini ve yol parası dahil tüm masraflarını örgütün karşıladığını söyleyerek, "Ali Sadun Engin ve ben bu misafirlere İstanbul'da tarihi mekanları gezdirdik. Gelen Mason ekip, tapınakçıların kuruluş yeri olan Küçük Ayasofya'da bize tapınakçılık hikayesini anlattı." söyledi.

"KENDİLERİ İÇİN KUTSAL OLAN YERLERİ GEZİLER"

Altuğ Revnak Eti, Sanık Engin'in, Adnan Oktar ve mason ekiple birebir yaptığı görüşmelere katıldığını, İsrail ve dünyada dini anlamda en güçlü haham organizasyonu olan Sanhedrin Meclisi ile Oktar'ın talimatı üzerine "Bacılar Grubu" aracılığıyla bağlantıya geçtiklerini belirtti. Ayrıca Eti, yine masrafları örgütçe karşılanan ve aralarında Ben Abrahamsın ile Yesheyahu Hollander'in de bulunduğu 8 kişilik ekibe İstanbul'da tarihi ve kendileri için kutsal olan yerleri gezdirdiklerini kaydetti.

"YEHUDA GLICK İLE TANIŞTILAR"

Oktar'ın bu ekiple toplantılar yaptığı ve sonrasındaki süreçte sanık Engin'in davetli olarak örgütten birkaç kişiyle İsrail'e gittiği bilgisini veren Eti, "Orada önce Sanhedrin ekibi aracılığıyla siyasette söz sahibi olan Likud Partisi Milletvekili Yehuda Glick ile tanıştırdılar. Yehuda Glick de siyasiler ile tanıştırdı. Sanhedrin ekibi ise dindar olan Shas Partisine yakındı. Likud Partisi İsrail'de o dönem ana muhalefet partisiydi. Shas Partisi ise her zaman yüzde 10 oy oranına sahip dindar bir partiydi." ifadelerini kullandı.

İfadelerine devam eden Altuğ Revnak Eti, Sanhedrin ekibinin daha sonra örgüt elemanlarını ABD'deki Ortodoks Yahudiler ile bağlantıya geçirdiğini ve bu sayede kendisinin ve Engin'in New York'taki Birleşmiş Milletler Merkezi'nde toplantılara katılma imkanı bulduğunu ifade etti.

OKTAR'IN VEKİLİ OLARAK LOBİ FAALİYETİ YÜRTTÜ

Ayrıca Örgütün sözde Ankara sorumlusu olduğu bildirilen sanık Ayfer Gökmenli'nin bazı milletvekilleri, siyasiler ve yazarlarla Adnan Oktar'ın vekili olarak görüşmelere katılıp lobi faaliyetleri yürüttüğü bilgisi de iddianamede yer aldı. İddianamede, sanığın ayrıca şahsi evini örgüt evi olarak kullandırdığı ve eşinin ölümünden sonra mal varlığını örgüte devrederek örgütü fonlamayı amaçladığı tespitinde bulunuldu.

TAZMİNAT PARASI ÖRGÜTE AKTARILDI

Oktar'ın da aralarında bulunduğu bir grup örgüt üyesinin 1999'da gözaltına alındıklarında işkence gördükleri iddialarıyla ilgili dönemin emniyet görevlileri hakkında açılan dava kapsamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) şikayette bulunduğu ve kazandığı tazminatı "infak" adı altında örgüte aktardığı belirtilen iddinamede Tutuklu sanıklardan Erol Şimşek'in, kendisine yüklü miktarda miras kalan örgüt üyelerinin mal varlıklarının örgüte aktarılması noktasında faaliyet gösterdiği bildirildi.

Söz konusu iddianamede sanığın özellikle Kazakistan'da olmak üzere yurt dışında örgüte finans sağlayan şirketler kurup, örgüt içi para transferini yönettiği ifade edildi.

ASKERE GİTMEK İSTEMEYENLER O ÜLKELERE GÖNDERİLDİ

Adnan Oktar Terör Örgütü'nün firari sanıklarından  Harun Özyaşar'ın örgüt adına Rusya'da faaliyet gösterdiği kaydedilen iddianamede, örgüt içerisinde vakti gelmesine rağmen askere gitmek istemeyen kişilerin Rusya'ya gönderildiğinde sanığın şirketinde çalıştıklarına işaret edildi.

Öte yandan sanık Tufan Gürlek'in ise örgüt içerisinde "Yasin" olarak bilindiği ve "evrim" konferanslarında konuşmacı olarak bulunduğu bildirildi. Ayrıca iddianamede sanığın örgüt adına Cezayir'de faaliyet gösterdiği, vakti gelen ancak askere gitmek istemeyen örgüt üyelerinin Cezayir'e gönderildiklerinde bu sanığın şirketinde çalıştıkları belirtildi.

ÖRGÜT İDEOLOJİNİ DERSLERLE ANLATTI

Firari sanık Hasan Basri Güner'in, örgüt üyelerine farklı basın yayın organlarında görev aldırarak, örgütten ayrılan ya da örgüte karşı olan kişilere karşı karalama faaliyetleri gerçekleştiren grup imamı olduğu belirtilen iddianemede, Örgütün 1990'da giriştiği yapılanmada ilk imamlarından biri olan sanığın, örgüt faaliyetinden tutuklu kişilerin itirafçı olmalarını engelleme, dışarıdaki örgüt sempatizanlarının motivasyonunu koruma ve örgütün çözülmesini önleme çalışmaları yaptığı aktarıldı. Ayrıca iddianamede, sanığın bir adreste örgüt ideolojisini aktarmak amacıyla dersler verdiği anlatıldı.

Söz konusu iddianemede Oktar ile özel diyalog kuran sanığın örgüte finans sağlaması için Oktar tarafından Çin'e gönderildiği, örgütsel talimat kapsamında kıyılan imam nikahlarını organize ettiği ve örgüte ait "Tedbir Evi"nin liderliğini yaptığı bilgisi verildi.

KOSOVA'DA KANAL AÇMA FİKRİ

Öte yandan söz konusu iddianamede elebaşı Adnan Oktar'ın, A9 TV'nin RTÜK'e bağlı olmadan yayın yapılabilmesinin sağlanması amacıyla "Reji İsmail" olarak anılan firari sanık İsmail Gülsunar'a talimat verdiği, sanığın çözüm olarak Kosova'da kanal açma fikrini sunduğu, bunun için Kosova'ya gönderildiği fakat daha sonra kanal açma fikrinden vazgeçildiği belirtildi.

Firari sanık Muhammet Cihat Gündoğdu, "Örgütün şu andaki sosyal medya üzerinden yürüttüğü karalama faaliyetlerinin başında firari yönetici İbrahim Seral Köprülü ve Cihat Gündoğdu bulunmaktadır. Bu kişilere Mehmet Akın yardım etmektedir." şeklinde ifade verdiği aktarıldı.

MASON LOCASI TÜRKİYE'DE AĞIRLANDI

Ayrıca iddianamede elebaşı Oktar'ın özellikle Suriye Mason Locasıyla yaptığı görüşmelere diğer örgüt üyeleriyle birlikte sanığın katılım sağladığı, Mason locasına mensup kişileri Türkiye'de ağırlama görevini üstlendiği belirtildi.