Yüksek tansiyon, özellikle yaşlılıkta ortaya çıkan ve kalp, böbrek, akciğer, beyin gibi diğer organ ve sistemlerin işleyişini ciddi şekilde etkileyen ciddi bir sağlık sorunudur. Uygun tedavi ve uygulama ile kontrol altına alınmazsa koroner arter hastalığı, beyin kanaması, bunama, kalp ve böbrek yetmezliği gibi ciddi hastalıklara yol açabilir. 

Kan basıncı tüm vücut sistemlerinin işleyişini etkilediğinden, birçok vücut sisteminin kan basıncı üzerinde doğrudan etkisi vardır. Obezite, diyabet, diyet, ilaç kullanımı, egzersiz eksikliği ve stres gibi birçok faktörün doğrudan tansiyon ile ilişkili olduğu söylenebilir. Bu tür değiştirilebilir faktörlerin doğru bilgisi, kan basıncı kontrolünde son derece önemlidir.

Yetersiz beslenme ve tuzlu diyetler
Kan basıncı, vücudun su ve sodyum gibi elektrolit dengesi ile doğrudan ilişkilidir. Kandaki yüksek sodyum içeriği kan damarlarının daha fazla kasılmasına ve kanın damarlarda daha yüksek basınçla akmasına neden olur. Küresel olarak, sodyum alımı her yıl 1,7 milyon kardiyovasküler hastalık ölümünden sorumludur. Kan basıncı ve kardiyovasküler hastalık arasındaki ciddi bağlantı göz önüne alındığında, sodyum alımının kan basıncı üzerindeki kritik önemi daha kolay fark edilebilir.

Diyet sodyumu, yaygın olarak sofra tuzu olarak kullanılan sodyum klorürdür ve dünyanın birçok ülkesinde günlük ortalama 10 gram tuz tüketilmektedir. Bu miktar kişinin sodyumsu dengesini bozar ve bunun sonucunda kan basıncında artış gözlenir. 

Dünya Sağlık Örgütü'nün tavsiyelerine göre günlük tuz tüketiminin 5 gramın altında olması tansiyonun normal sınırlar içinde kalması için çok önemlidir. Diyet alışkanlıklarını düzenleyerek ve sodyum alımını kısıtlayarak, kan basıncında ortalama 46 mmHg azalma sağlanabilir.

Aşırı çay ve kahve tüketimi
Doğru miktarda tüketilen şekersiz çay ve kahve, içerdikleri flavonoid adı verilen antioksidan sayesinde kalp ve damar yapısı üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. 

Ancak aşırı çay ve kahve tüketiminin, içerdiği kafein nedeniyle kalp atım hızı ve tansiyon artışına neden olduğu için yüksek tansiyon riskini artırdığı söylenebilir. Bu tür kafeinli içeceklerin tüketimini günde iki fincanla sınırlamak tansiyon kontrolü için önemlidir.

Obezite
Obezite, tüm vücut sistemlerinin işleyişini ciddi şekilde etkileyen karmaşık bir sağlık sorunudur. Fazla kilolu kişilerde damar duvarlarında artan yağ tabakası damarın esnekliğini azaltır ve damar direncini artırır. Bu olduğunda, kalbin vücuda kan pompalamak için daha fazla kasılması gerekir ve bu, kalbin iş yükünü arttırdığı için hem yüksek tansiyon hem de kalp yetmezliği geliştirme riski artar. 

Bu nedenle obezite tanısı almış veya vücut kitle indeksi açısından risk grubunda bulunan tüm bireylerin kalp ve damar hastalıkları ve tansiyon bozuklukları açısından düzenli olarak taranması önemlidir.

Diyabet
Vücuttaki kan basıncını kontrol etmek, kalp, kan damarları, böbrekler ve beyin tarafından gerçekleştirilen karmaşık bir iştir. Bu nedenle bu organlardan herhangi birinin işlevini etkileyen bir hastalığın varlığı kan basıncı kontrolünü bozabilir. Diyabet ile böbrek fonksiyonu ciddi şekilde bozulur ve yüksek tansiyon geliştirme riski artar.

Hareketsiz yaşam tarzı
Düzenli fiziksel aktivite ile arteriyel damarlar (arterler) genişler ve intravasküler basınç düşürülerek kan basıncı kontrol edilir. Efor sırasında artan oksijen ihtiyacı ve kasların kasılması, damarların genişlemesine ve dolayısıyla damar duvarının esnekliğinin artmasına neden olur. 

Yetersiz fiziksel aktivite ve sedanter yaşam tarzına sahip kişilerde hipertansiyon riski %2050 oranında artmaktadır. Hipertansiyon riskini önlemek ve semptomları kontrol altına almak için haftada 45 gün en az 3045 dakika egzersiz yapmanız önerilir.

Yetersiz sıvı alımı
Su, vücudun fizyolojik işlevini sürdürebilmesi için gerekli faktörlerden biridir. Yetersiz sıvı alımı sonucunda metabolik aktiviteler yavaşlar, hücre ve dokulara oksijen verilmesi azalır, böbreklerde su tutulması ve bunun sonucunda sodyum birikimi oluşur. Bu durum doğrudan tansiyonu yükseltirken, daha ciddi durumlar kalıcı böbrek hasarına neden olabilir.