Topkurulu, gelişmelerin arkasında yatan gerçekleri şöyle aktardı:

“1944 yılında yapılan Bretton Woods toplantısında ABD kendi para birimi olan doları rezerv para birimi olarak dünyaya kabul ettirdi. Bunun için de 1 ons (yaklaşık 31 gram) altını 35 dolara eşitledi. Bu eşitlik 1971 yılı ağustos ayına kadar sürdü. ABD başkanı Nixon, özellikle Vietnam savaşının ve diğer büyük harcamaların verdiği yükü karşılamak için kasadaki altından daha fazla dolar basmak zorunda kalmıştı. Bu fazla miktarda doları gören, özellikle Avrupa ülkeleri bu dolarlar karşılığında ABD’den altın talep etmeye başladı. İşte ABD başkanı Nixon bu nedenle 1971 yılında dolar eşittir altın bağlantısını kaldırdı.

“Ama burada başka bir sıkıntı vardı. Doların dünya ticaretinde temel para olması ABD için silah gücü kadar önemli idi. Bunun için dünya ticaretinde doların kullanılmasında başka bir araç gerekliydi. ABD o dönemin en büyük petrol üreticisi ve ihracatçısı Suudi Arabistan ile anlaştı. ABD Suudi Arabistan’ın güvenliğini sağlayacaktı. Suudi Arabistan’da buna karşılık dünyaya petrolü dolar ile satacak ve petrolün fiyatı dolarla belirlenecekti. Bu anlaşmanın ardından doların adı Petrodolar olarak anılmaya başlandı.

2008’DEN SONRA DEĞİŞEN SÜREÇ

“ABD ile Suudi Arabistan arasındaki bu ilişki, Suudi Arabistan’ı ABD’ne neredeyse organik olarak bağlı duruma getirdi.

“Özellikle 2000’li yılların başından itibaren ABD’de başlayan ekonomik sıkıntılar bu bağımlılık ilişkisine de zarar vermeye ve Suudi Arabistan’ın ABD’den uzaklaşmasına neden oldu. Suudi Arabistan bütün petrol gelirlerini ABD bankalarında tutmaktaydı. Bu paraların ABD tarafından kullanılıyor olması ABD’ne büyük finansal olanak sağlıyordu. Suudi Arabistan bütçesinin neredeyse yüzde 80 ila 90’ı arasını petrol gelirleriyle karşılıyordu. Neredeyse başka hiçbir ekonomik faaliyeti olmayan Arabistan dünya ekonomik krizlerinin petrol fiyatını etkilemesi ve dünya petrol üretiminde başka ülkelerinde büyük miktarlarda petrol arzı dolayısıyla petrol fiyatlarındaki düşüşler nedeniyle dünyanın diğer ülkeleri ile de ticaretini ve ilişkilerini geliştirmek zorunda kaldı.

“Suudi Arabistan dünyanın en büyük petrol ithalatçısı olan Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkilerini düzgün tutmak zorundaydı. 2008 krizi öncesinde müşterisi olan ABD’nin 2008 krizini çözmek için kaya gazı ve kaya petrolünü çıkarması ertesinde ABD’nin de petrol ithalatçısı konumundan çıkması ve daha bazı diğer etkenler Suudi Arabistan’ın ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalmasına neden oldu.

‘PETRODOLAR TARİHE KARIŞIYOR’

“Suudi Arabistan gelişen dünya koşulları çerçevesinde 2022 yılında Çin ile petrol ticareti konusunda Çin’e yaptığı petrol ihracatı bedelinin yüzde 25’ini dolar ile değil yuan ile yapmak konusunda anlaştı. “Bu ekonomik ilişki doların dünya ticaretinde payının önemli oranda düşmesine neden olacağı gibi aynı zamanda doların dünyanın rezerv para birimi olma konusunda sembolik ilişkisi dolayısı ile Suudi Arabistan’ın ABD ile ilişkisine dinamit koyacaktı. Petrodolar artık tarihe karışıyordu.

“Bunun üzerine 2023 yılında; görüntüde ŞiiVahabi mezhepleri savaşı olarak görünen, aslında ABD’nin Suudi Arabistan’ı İran üzerine sürme aracı olarak kullandığı İranSuudi Arabistan sürtüşmesine Çin Halk Cumhuriyeti aracılığı ile son verilmesi. Suudi Arabistan ile İran arasında diplomatik ilişki kurulması ve iki ülkenin devlet başkanlarının görüşmesi dünya siyaseti ve ABD açısından çok önemli gelişmeler oldu.

‘İLİŞKİLER KOPMA NOKTASINA GELDİ’

“Suudi Arabistan ayrıca 2023 yılı ağustos ayında Güney Afrika’nın başkenti Johannesburg’da yapılan 15. BRICS zirvesinde yaptığı üyelik başvurusu kabul edilerek, 2024 yıl başında 5 üye ülkeye ek 6 üyeden biri olması kesinleşti. BRICS bilindiği gibi, aslında Atlantik birliğine karşı Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkelerinin ekonomik işbirliği örgütüdür.

“Yukarıdaki tüm bu gelişmeleri birlikte değerlendirdiğimizde Suudi Arabistan yıllardan bu yana ABD’ne en bağımlı olan ülkelerden biri olarak bilinmesine karşın son iki yılda yaptığı girişimler ile ABD ile arasındaki ilişkiyi kopma noktasına getirmişti. “Ayrıca Suudi Arabistan 2034 yılında FIFA dünya kupası ev sahipliğine de aday olmuştu. Galatasaray ve Fenerbahçe arasında oynanacak final maçı bu adaylık için Suudi Arabistan’ın bir nevi gövde gösterisi olacaktı.

‘ABD SUUDİLERE KARŞI ÖNLEM ALDI’

“ABD, Suudi Arabistan ile olan ilişkilerinin artık dayanılmaz hale gelmesine karşı önlem almak zorundaydı. “Fenerbahçe ile Galatasaray arasında yapılacak maçta çıkarılacak bir kriz, Suudi Arabistan’a verilecek çok önemli bir darbe olabilirdi.

“Bu maçta başta Fenerbahçe başkanı Ali Koç olmak üzere yapılan ve anlaşmalara aykırı bir kısım talep ve itirazlar bu kriz için yeterli ortamı sağlayacaktı. “İşte Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da oynanacak maçta çıkan krize bir de bu açıdan bakmak gerekmektedir.”

Vatan Partisi Ekonomi Siyasetleri Bürosu Başkanı Hakan Topkurulu, ertelenen GalatasarayFenerbahçe arasındaki Süper Kupa maçıyla tırmandırılan 'Atatürk' tartışmasını Aydınlık’a değerlendirdi.