Ak Parti, stratejik derinlikten yoksun tutumu sebebiyle gelişmeleri günübirlik ele alıyor ve bu yüzden sıkıntıları büyütmeye devam ediyor.
Son örnek: İdlib.
Dünyada metrekareye düşen terörist sayısının en yüksek olduğu yer sınırımızın dibinde.
“Gerilimi azaltma bölgesi” diye tarif edilen yer en gergin alan oldu.
“Çatışmasızlık bölgesi” olacağı belirtilen yerde çatışma bitmiyor.
Hükümet’ten ise sadece “Sivillere zarar veriliyor” cümlesini duyuyoruz.
Halbuki sivil halk terör örgütlerinin otoritesiyle korunamaz.
“Sivilleri korumak” terör örgütlerinin varlığını kabul etmenin gerekçesi oldu.
İdlib halkının güvenliğini Suriye’yle el ele vermeden nasıl sağlayacaksınız?
Sınırımızda bir devletin değil de, parasını verenin satın aldığı, katil sürülerinin oluşturduğu terör örgütlerinin mi hakimiyet kurmasını istiyorsunuz?
Suriye’yle işbirliği yapmadan göç tehlikesine karşı nasıl önlemler alacaksınız?
Türkiye, gözlem noktalarını sınır hattına çekmeli ve olası göçü Suriye topraklarında karşılamalı.
Suriye’yle işbirliği olmadan bu adım atılamaz.
Tam on ay önce manşetten uyarmıştık: İdlib temizlenmeden Fırat’ın doğusunda sonuç alamayız.
İdlib’deki ittifak ve getireceği başarı sonrası Fırat’ın doğusundaki ABD işgalini çok daha kolay bertaraf ederiz.
Türkiye, Suriye, Irak, İran ve Rusya kol kola girerlerse ABD, Fırat’ın doğusunda diz çöker.
Caydırıcı kuvvetin oluşması için ise önce Türkiye’nin adım atması gerekiyor.
Devlet yönetiminde inat ve takıntı olmaz.
Aydınlık