Suriye’nin eski Devlet Başkanı Hafız Esad’in Fransa'da vefat eden Yardımcısı Abdülhalim Haddam’ın hayatını anlattığı anıları, Suudi Arabistan merkezli Şarkul Avsat gazetesinde bölümler halinde yayımlanmaya başladı.

Hafız Esad’ın “Kara Kutusu” olarak bilinen Haddam’ın, 26 Nisan 2021’de yayımlanan anılarının ilk bölümünde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın 16 Mart 2003’te İranlı mevkidaşı Muhammed Hatemi ile Tahran’da gerçekleştirdiği görüşmenin ayrıntılarına yer veriliyor. 

Haddam, ABD’nin Irak’a müdahalesinden yalnızda 4 gün önce gerçekleşen görüşmede, “Esad’ın Hatemi’yi olası bir Kürt devletine karşı uyardığını” yazıyor. 

Beşar Esad’ın bölgede yaşanan durumu İran liderliği ile tartışmak ve bu “endişe verici yeni gelişme” karşısında durumu ele almak için Tahran'a gittiğini ve gezide ona eşlik ettiğini anlatan Haddam, Tahran'a varır varmaz Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi ve İran’ın dini lideri Ali Hamaney ile görüşmeler yaptıklarını belirtiyor. 

‘İRAN VE SURİYE’YE DE SIRA GELİR’

Esad’ın Hatemi’ye, “Savaştan önce ne yapabiliriz? Uzun süre ve belki yıllar sürecek bir savaş durumunda ne yapacağız?” diye sorduğunu ifade eden Haddam, aynı zamanda “ABD Irak’a yerleşir, burada istikrar kazanır ve güvenliği sağlarsa, İran ve Suriye'ye de sıra gelir” dediğini dile getiriyor. 

Abdülhalim Haddam, Hatemi’nin Esad’a şu yanıtı verdiğini yazıyor:

“Bunlar doğru ve zamanında sorular. Biz İran'da hep bu noktaları düşünüyoruz. Size açıklayayım. İki konuda iki görüşme yaptım: Birincisi Rusya Dışişleri Bakanı İgor İvanov'la, ikincisi ise Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'la oldu. Her iki liderin de Irak'a saldırılacağından endişe duydukları fark ediliyor, ancak endişeleri bundan daha fazlaydı. İkisi de savaşın yakında çıkacağını ifade ediyorlardı ve Irak'a saldırının ilk adım olacağından endişelilerdi. Ben bu endişeyi ortaya çıkarmak ve dünya kamuoyuna iletmek istiyorum. Bu endişe dünya kamuoyu tarafından bizim için olumlu olarak görülüyor.”

‘ABD ASKERLERİNİN CESETLERİNİN DÖNMESİ YETERLİDİR’

Haddam, bu görüşmede Hatemi’nin, “Amerika'nın kısa sürede zafer kazanacağı kesin ancak savaşın süresi uzarsa kaybeder. Amerikan kamuoyunun Başkan George W. Bush ve politikasına karşı çıkması için Amerikan askerlerinin cesetlerinin Amerika'ya dönmesi yeterlidir. Ancak belirsiz bir nokta var; Iraklıların direnmeye ne kadar hazır olduklarını bilmiyorum. Savaş olmasına izin vermemeliyiz ama eğer olursa, Amerika kolayca galip gelmemeli” dediğini aktarıyor.

Devamında Esad ve Hatemi’nin Saddam iktidarının yıkılması durumda ortaya çıkacak durumu ve olası senaryoları da tartıştıklarını belirtiyor. 

Esad’ın “Iraklılara Amerika’dan mı, Saddam’dan mı en çok nefret ediyorsunuz diye sorarsak, Saddam diyenler daha çok olacak” dediğini belirten Haddam, iki liderin Irak muhalefetini enine boyuna değerlendirdiğini yazıyor. 

‘TÜRKİYE’DEKİ TÜM AKIMLARI BİR ARAYA GETİRİYOR’

Hatemi’nin Irak muhalefetinin tutumundan ve pervasızlığından rahatsız olduğunu anlatan Haddam, dönemin Irak Cumhurbaşkanı ile Esad arasındaki diyalogu şöyle aktarıyor:

“Türkiye'nin bu aşamada büyük rolü var. Türkiye'nin Amerika'ya taahhütlerine rağmen, yönetiminin bizimle ve İslam dünyasıyla çalışma eğiliminde olduğunu not ediyorum. Kürt devletinin kurulmasına, İran Kürtlerinin İranlı, Iraklı Kürtlerin Iraklı ve Türkiyeli Kürtlerinin Türk olduğu fikrine karşı dikkatli olmalıyız, bu bakımdan Türkler rahatlatılmalı ve korkuları giderilmelidir. Her halükarda bu konularda siz ve Irak muhalefeti arasında koordinasyon sağlanmalıdır.”

Esad ise şu yorumda bulundu: 

“Muhalefette (Irak muhalefeti) iki farklı tutum var: Birincisi olgunluk aşamasına geldi ve Amerika’nın müdahalesini desteklemeyecek, ikincisi ise müdahale olursa Amerika'ya doğru koşacak. Bu tutum iktidara gelirlerse Suriye ve İran ile çalışmayacak, ABD’nin tarafında yer alacak. Bu nedenle, ilişkileri genişletmek ve diğer koordinasyon unsurlarını yaratmak zorunludur. Burada en büyük bileşen Kürtlerdir. Kürtler korkuyorlar ve bir devlet kurmayı düşünüyorlar. Bu nokta en önemlisidir. Bu konuyu (eski Türkiye Cumhurbaşkanı) Abdullah Gül ile görüştüm ve birkaç gün önce Suriyeli bir güvenlik heyeti Türkiye'ye gitti. Suriye ile Türkiye arasındaki işbirliğinin ana odağı şu anda Kürt devleti meselesidir ve bu, Türkiye'deki tüm akımları, ordudan tutun diğerlerine kadar, bir araya getiriyor. Çünkü bu konu Türkiye, Suriye, İran ve Irak'ı endişelendiriyor.”

‘ÇÖZÜM DİRENİŞTE’

Haddam, Hatemi’nin "Kimse Irak muhalefetini sevmiyor” dediğini, buna karşı Esad’ın da, “Amerikan tarzı sahte sözler verebiliriz. Yine de Irak Dışişleri Bakanı ile konu gündeme gelebilir. Savaştaki ilk sorun Saddam'ın kendisidir” dediğini ifade ediyor. 

Haddam, iki devlet başkanı arasındaki hararetli tartışmayı ise şu şekilde yazıyor:

Hatemi: Ordunun (Irak Ordusu) içerisinde bir şeyler yapılabileceğinden emin misin? Amerika çabuk kazanırsa zor olacak. 

Esad: Çözüm direnişte. 

Hatemi: Ya savaş çıkarsa? 

Esad: Direniş savaştan önce hazırlanmalı.”

Hatemi: Birkaç hedef olmalı. Birincisi, savaş çıkmasını istemiyoruz, ikincisi, eğer çıkarsa, çabuk bitmemeli. Üçüncüsü, Irak'ın geleceği konusu. Bu hedeflere ulaşmak için çalışmalı ve koordinasyon sağlanmalı, muhalefetle nasıl başa çıkılacağı tartışılmalıdır. Diğer nokta, Irak'ta neler olup bittiğini ve nasıl etkileneceğimizi bilmeniz gerektiğidir. Aynı şey Irak'ın geleceği için de geçerlidir. Çabalarımız mezhepçilikten kaçınmaya odaklanmalı ve muhalefetle çalışma koşulumuz sorun çıkarmama taahhüdü olmalıdır. Sünni ve Şii ayrımı yapmıyoruz. Böyle bir şey olursa ve beni endişelendiren bu, muhalefet düşer, bu büyük bir kayba neden olur.

Aydınlık