Suriye ile diyaloğa girmek suretiyle Ortadoğu'ya açılan sınır kapıları tekrar işlevsel hale dönüştürülmeli. Komşu ülkeler ile barış ve diyalog yolları kalıcı tesis edilmeli ve ticari ilişkiler pekiştirilmeli.’


HÜSEYİN GÜLER / HATAY

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü nedeniyle Samandağ Ziraat Odası Başkanlığı öncülüğünde çok sayıda çiftçi, Cumhuriyet Meydanı’nda toplandı. Eyleme katılan muhtarlar ve çiftçiler, sulama maliyetlerinin düşürülmesini istediler.
Samandağ Ziraat Odası Başkanı Selim Kamacı, çiftçiler gününü kutlayarak başladığı konuşmasında Suriye ile diyaloğa girilmesi çağrısı yaptı, Ortadoğu'ya açılan sınır kapılarının tekrar işlevsel hale dönüştürülmesi gerektiğini belirtti. Yarseli Sulama Birliği’nin üreticiye suyu yüksek fiyatlara sattığını ve üreticinin mağdur olduğunu söyledi.
Atatürk ve silah arkadaşlarının kanları ve canları pahasına bağımsız, üreten, kendine yetebilen Türkiye Cumhuriyeti’ni kurup Türk ulusuna emanet ettiğini belirten Kamacı, Türkiye’nin 1950’lerden sonra Atatürk’ün çizdiği yoldan uzaklaştığını ve serbest piyasa ekonomisi adı altında üretmekten vazgeçtiğini, ithalata dayalı politikalar izlediğini belirtti.

TARIMDA PLANLAMA

Kamacı şöyle konuştu: “Ülkemiz borçlu ve yardımına muhtaç olduğu ülkeler tarafından tarım üretimi dahil olmak üzere her konuda müdahalelere ve yönlendirmelere maruz kaldı, ayrıca önüne engeller konarak, ilerlemesi ve gelişmesinin önü kesildi. Üretimi ilgilendiren girdi ve diğer masraflar her yıl yükselmesine karşılık üretici kazanamamaktadır. Tarım ilaçları ve gübrelerin çoğu ithal edilmektedir.” 
Selim Kamacı, ülke güvenliğinin sadece askeri anlamda güçlenmek ile sağlanamayacağını gıda temin güvenliğini kendi toprağı ve çiftçisi ile sağlayabilmenin en gelişmiş silahlardan daha fazla ehemmiyet içerdiğini belirtti, tarımda yaşanan sorunlara çözüm önerilerini şöyle sıraladı: “Tarımsal üretimimiz planlı hale getirilmeli. Gayri safi milli hasılanın yüzde 1’e tekabül eden kaynağı Anayasa’da belirtildiği gibi esas sahibi olan çiftçiye ve tarıma verilmeli. Tarımda sivil toplum örgütleri güçlendirilmiş ve yetkilendirilmiş vaziyette üreticisine girdi ve kredi sağlayabilen tek bir örgüt çatısı altında birleştirilmeli. İl ve ilçe bazında üretilen tarımsal ürünlere göre katma değer sağlayacak yatırımlar yapılması için planlar yapılmalı.”

KOMŞU ÜLKELERLE KALICI BARIŞ

Suriye ile diyaloğa girilmesi çağrısı da yapan Samandağ Ziraat Odası Başkanı, “Ortadoğu'ya açılan sınır kapıları tekrar işlevsel hale dönüştürülmeli. Komşu ülkeler ile barış ve diyalog yolları kalıcı tesis edilmeli ve ticari ilişkiler pekiştirilmeli. Türkiye’nin gündeminden düşmeyen sığınmacıların Suriye devletinin çıkarmış olduğu genel af ile yurtdışında sığınmacı olarak bulunan vatandaşlarına ‘geri dönün’ çağrısı yapması münasebetiyle ülkemizde 11 yıldır misafir edilen sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi hususu, ulusal güvenliğimiz, toplumsal barışımız ve kültürel yapımızın korunması ile ekonomik kayıplarımızın önüne geçilmesi açısından fevkalade önem arz ettiğine inanlardanız” diye konuştu.  

ELEKTRİK FİRMALARI ÇİFTÇİ ÜZERİNDEN KAZANIYOR

Kamacı, üreticilerin, Yarseli Sulama Birliği’ne pahalı sulama suyu ücreti ödemeye mecbur edildiğini ve her yıl fiyat artışlarına gidildiğini ifade etti. Kamacı şöyle konuştu: “Elektrik dağıtım firmalarını çiftçinin emeğinden zengin etme anlayışı yerine maliyetleri azaltacak çözümler üretmek ve ekonomiye katkı sunmanızı, çiftçimizin işini kolaylaştırmanızı öneriyoruz.” Bazı üreticilerin sulama suyu şebekesini kullanmasa da kendi imkanları ile arazilerine kuyu açtığını, DSİ’ye bağlı Yarseli Sulama Birliği yöneticilerinin ‘yer altı ve yerüstü suları devlete’ aittir diyerek para istediğini ve icra tehdidi yaptığını belirten Kamacı, “DSİ ve Yarseli Sulama Birliği, Devlete ait kurumlardır. Bu tür üslup ve uygulamalar sosyal devlet anlayışı ile bağdaşmamaktadır. Sayın bakanımıza ve DSİ yetkililerine sesleniyoruz. Bu tür baskıcı, yıldıran, küstüren tavır ve uygulamalarınızdan vazgeçin” dedi.


SAMANDAĞ’DA ÇİFTÇİLER SU FATURASINA İSYAN ETTİ

Cevdet Berrak (Kurt Deresi Mahalle Muhtarı):
“Asi nehrinden su gelmiyor. Dönüm başına 750 lira sulama parası isteniyor. Dönüm başına 750 lira mahsul almıyorum ki!”
Adem Beyaz (Çiftçi):
“Çiftçi üretemez hale geldi. İlaç, gübre parası pahalı. Şimdi sulama için dönüm başına 750 lira para alınacak. Bu zulümdür yetkililer duysun bu çiftçinin sesini, dönüm başına 150 lira olmalı. Zaten çiftçi üretemez durumda. Çiftçi üretemez ise millet aç kalır.”
Cuma Çift (Çiftçi):
“Birliğe üye olmama rağmen barajlardan su alamıyorum ve mağdur durumdayım. Kendi kuyum var oradan suluyorum, buna rağmen DSİ, bana ceza yazıyor. İtirazım var, dilekçem onlarda, ama halen para istemeye devam ediyorlar.”
Mahmut Akıca (Atatürk Mahallesi Muhtarı):
“DSİ’nin verdiği suyu kullanamıyoruz, siz devlet olarak bizi damlama sistemine teşvik ediyorsunuz, ama DSİ kanaletlerinin sularını kullanamıyoruz. Zaten kirli su damlama sistemine uymaz. Narenciyeden para kazanamıyoruz, bir de sizin zamlarınız bizi üretemez hale getiriyor. Gelin tarlaları sizlere verelim, siz çalıştırın.”
Nevzat Çınar (Çiğdede Mahalle Muhtarı):
“Hayat pahalı, çiftçimizin girdisine yapılan zamlar bir yana bir de olumsuz bir yıl geçirdik, yeterince meyvelerimiz olmadı. İşlerimiz içler acısı.”
Zeki Yaprak (Mağaracık Mahallesi Muhtarı):
İki yıl önce mandalinayı iki liradan sattık, bu sene bir liradan sattık. Sattığımız meyvenin parasını alamıyoruz. Önce su için 100 lira dönüm başı para ödüyorduk, şimdi ise 750 lira istiyorlar. Hem üretim yok hem kazanç yok, bizi anlamalarını istiyoruz. Çiftçiliği bırakacak duruma geldik. Gerçekten bıktık ve ne yapacağımızı bilmiyoruz.” Aydınlık