Suriye'de 26 Mayıs'ta başkanlık seçimleri var. Devlet Başkanı Beşar Esad, adaylık başvurusunu yaptı. Adayların, 28 Nisan tarihine kadar Anayasa Mahkemesi’ne başvurması gerekiyor. Anayasa Mahkemesi, adayların gerekli koşullara uygun olup olmadığına karar verebiliyor. 2012’de kabul edilen Anayasaya göre Esad yedi senelik yeni bir dönem için aday olabilecek. Yasalara göre seçilecek adayların 250 üyeli parlamentodaki en az 35 milletvekilinin desteğine sahip olması gerekiyor.

Seçim Komitesi, büyük olasılıkla bir dış müdahaleye engel olmak için adayların son 10 yılda Suriye'de yaşayıp yaşamadığına bakacağını açıkladı.

Anayasa Mahkemesi’ne Esad dışında şu ana kadar beş başvuru daha yapıldı. Esad, 16 Temmuz 2014 yılında iki adayın yarıştığı seçimde oyların yüzde 88’ini almıştı.

20 MAYIS'TA ELÇİLİKLERDE OY KULLANILACAK

Suriye Parlamentosu Sözcüsü Hammude Sabah, ülke dışında bulunan Suriye vatandaşlarının 20 Mayıs’ta elçiliklerde oy kullanabileceklerini söyledi.

ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Kelly Craft, daha 17 Aralık 2020'de BMGK'de yaptığı konuşmada, yapılması planlanan seçimleri “düzmece” diye nitelemiş; hem Suriye hem de Rusya'yı hedef almış ve tehdidini savurmuş “Suriye'deki seçimler BMGK'nin 2254 sayılı kararı ile uyumlu olmadığı sürece ne ABD ne de uluslararası toplumca tanınacak'” demişti.

Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu, Suriye'deki insani duruma dikkat çekmiş süren çatışmalar ve küresel salgın nedeniyle giderek daha kötüye gittiği konusunda uyarmıştı.

Cenevre'de toplanan Anayasa Komitesi'nin çalışmaları hakkında bilgilendiren Pedersen, daha derin ve kapsamlı bir sürece ihtiyaç olduğunu; ülke genelinde ateşkes, gerçek bir anayasa taslağı, güven inşa etmeye ve tüm sorunları ele almaya yönelik bir çaba gerektiğini söyledi. Bunun için de önemli oyuncular ve kilit konuların masada olduğu yeni bir uluslararası işbirliğini önerdi. Komite 5. oturum için 2529 Ocak 2021'de yeniden bir araya geldi ama bir sonuç çıkmadı.

YA TÜRKİYE, RUSYA VE SURİYE ANLAŞIRSA

Bu arada ABD boş durmadı elbette.

Türkiye'nin vatansever güçlerin dayatmasıyla inişli çıkışlı da olsa Mavi Vatan ve Kıbrıs siyasetleri, Mısır ve Libya'daki gelişmeler, Türk Dışişlerinden Suriye konusunda çözüme yönelik işaretler ABD'yi ürküttü. Çember daralıyordu. Biden tasarımı ve ona uygun siyasetler doğrultusunda bu Doğu Akdeniz'de ve Karadeniz'de suların daha da ısınmasına yol açtı. 

Biden beklenen telefonunu Türkiye Cumhurbaşkanı'na sonunda anlamlı bir günde ve anlamlı mesajla açtı.

Suriye'deki seçimler bu açıdan önemli.

Ya Türkiye, Rusya ve Suriye anlaşırsa!

Biliyorsunuz Mavi Vatan ve Kıbrıs yalnızca siyasi bir anlam taşımıyor.

Bunun ekonomik uzantıları var. Türkiye için yatırımlar, enerji, tekstilden tarım ürünlerine, bölge açısından bavul ticaretine yol, bina, altyapı müteahhitlik anlaşmalarına kadar bir dizi alanda can simidi. Buna siz TIR'ların geçtiği yollardaki esnafı da katın.

ABD'NİN HAZIR KARA GÜCÜ DEVREDE

Fırat’ın doğusunda Haseke, Kamışlı ve Deyrezor’da da ABD'nin hazır “kara gücü” var biliyorsunuz. Türkiye sınırlarında Türk Silahlı Kuvvetleri, Güvenlik Güçleri'nden gereken yanıtı aldı, alıyor. 

Şimdi Suriye'de işbaşındalar. PKK/PYD ve IŞİD eliyle kışkırtmalar başladı. 22 Nisan'dan bu yana Kamışlı'da Suriye devletine bağlı Difa ElVatani (Ulusal Güvenlik) güçleriyle Türkiye'nin de yakından tanıdığı YPG/PKK arasında çatışmalar şiddetlenerek sürüyor.

YPG/PKK'lı teröristler, Suriye denetimindeki Kamışlı kent merkezinde Tay mahallesine girdiler. Kamışlı bölgenin en önemli merkezlerinden biri. Suriye'nin bir havaalanı, askeri tugayı ve bir güvenlik birimi yer alıyor. Buradaki aşiretler hükümetle birlikte hareket ediyor. ABD denetimli PKK onları ablukaya almaya kalkışarak bir tür “seçim çalışması” yapıyor, sonucu ve “seçimlerin şaibeli” olduğu konusunda mesajlar vermeye çalışıyor.

Bu arada Benisebee Aşireti'nin yerel liderlerinden Heyis İl Cıryan öldürüldü. Benisebee Aşireti'nin intikamcı bir aşiret olduğunu belirtiliyor. Aşiretlerle çatışma tırmanacak gibi görünüyor.

Yalnızca Kamışlı'yla da kalmayacak gibi. Hatta yalnızca PKK/PYD diye de düşünmemek gerekir.

Bölgede bazı sivil kuruluş kisvesi altında ABD'liler faaliyet gösteriyorlar, siz buna bir de İncirlik ve Adana Konsolosluğunu da katın, terör örgütleriyle ilişki sağlanıyor, besleniyor, yönlendiriliyor.

Seçimler yaklaştıkça faaliyet yoğunlaşacak, bütün elemanlar seferber edilecektir.

ABD TELAŞ İÇİNDE SURİYE SEÇİMLERİNDEN MEDET UMUYOR

Çünkü sorun yalnızca Suriye seçimleri değildir.

Suriye seçimlerinin hakkaniyetli olması hiç değildir.

Dünya âlem biliyor.

Dünyada dengeler değişiyor. ABD telaş içinde.

Türkiye yerini kesin ve net belirlemeli.

Bu bizim egemenliğimiz, birliğimiz, bütünlüğümüz açısından önemli. Egemenliğimizi, bağımsızlığımızı taçlandıracağımız ekonomimiz açısından önemli.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç Suriye seçimleriyle ilgili bir soruyu şöyle yanıtladı:

“Seçimler, Suriye ihtilafının siyasi çözümü amacıyla BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararıyla ortaya konan yol haritasında yer alan kriterlerle bağdaşmamaktadır. Yaklaşık yedi milyon Suriyeli sığınmacının oy hakkından mahrum bırakılmasına ilaveten, hür ve adil olmaktan uzak olan bu seçimlerin uluslararası toplum tarafından meşru kabul edilmesi mümkün değildir.”

Bu seçimlerin meşruluğu ABD temsilci Kelly Craft'ın iki dudağı arasından çıkacak iki sözcüğe mi bağlıdır? Ya da PKK/PYD'nin namlusuna sürülen mermilere mi?

Suriye seçimlerinden çıkacak sonuçlara bir dizi ülke, ABD emperyalizminin gerçek yüzüyle çok kez karşılaşmış, bazen kanmış bedeller ödemiş dünyadaki birçok ülke, özellikle bölge ülkeleri saygı duyacağını açıkladı.

“Yedi milyon Suriyeli” gerekçesi hepten geçersiz. Türkiye'de de sandıklar kurulabilir. Bunun bizim için ne kadar önemli olduğunu görmek gerekir. Türkiye devleti ihtiyacı olan Suriyeli kardeşlerimizi bağrına basmayı hiçbir zaman yük olarak görmedi. Azı paylaşmak bize çok yakıştı. Ama Suriyeliler vatanseverdir. Suriyeliler emperyalizmle yıllardır mücadele ediyorlar. Evine, vatanına dönmek isteyenler dönecektir. Bu ABD için değil, ama Türkiye'nin yararına olmayacak mıdır?

Akdeniz'i ve Karadeniz'i mavi barışa kavuşturmak görevine önderlik de bize yakışır.

Yıllar önce Atatürk'ün yaptığı gibi.