ABD'nin Türkiye karşıtı teklifine Rusya ve Çin'den veto

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), 'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek ve bölgedeki terör örgütü /'yi arındırmak için nı başlattı.  Milli Ordusu ile birlikte yürütülen harekat kapsamında, bölgedeki sivillerin zarar görmemesi için her türlü dikkat ve hassasiyet gösterilirken, harekatın başladığı andan itibaren Türkiye'nin Kürtleri hedef aldığı algısı oluşturulmaya çalışıldı. Cumhurbaşkanı  ise yaptığı bir açıklamada, "Batı ve ABD'nin söylediği şu siz Kürtleri öldürüyorsunuz. Bizim mücadelemiz Kürtlerle değil. Bizim mücadelemiz terör örgütleriyledir. YPG/PKK bunların hepsi terör örgütüdür" ifadelerini kullandı.

KÜRTLERİ ZORLA SİLAH ALTINA ALDI
Yeni Şafak'ta yer alan habere göre, Polis Akademisi Başkanlığı'nca hazırlanan PKK/YPG raporunda, Türkiye'nin Kürtleri hedef aldığı yalanını çürüten önemli ayrıntılar yer aldı. Raporda, PKK'nın özellikle Suriye'deki çatışmalarda daha çok çocukları kullandığına dikkat çekilirken, örgüt saflarında çatışmaya zorlanan bu çocuklar arasında 15 yaşın altında olanlara bile sıklıkla rastlandığı belirtildi. PKK/YPG'nin Suriye'deki kontrol ettikleri alanlarda sistematik bir biçimde uyguladığı 'zorla silahlı militan eğitimi verme' uygulamasına da değinilen raporda, YPG'nin 6 aylık sözde askerlik yasası ilan ettiği, buna göre 1830 yaş arasındaki erkeklerin militan olarak çatışmalarda kullanılmak üzere 6 ay süreyle zorla silahlandırıldığı kaydedildi.

350 BİN KÜRT YPG'DEN KAÇIP TÜRKİYE'YE SIĞINDI
Rapora göre, bu uygulama marifetiyle PKK/YPG, Suriye'de hakimiyeti altındaki bölgelerde yaşayan her aileden bir kişiyi silahlı militan yapmak üzere zorla alındı. Bu faaliyet çoğunlukla kurulan kontrol noktalarında yapılan rastgele gözaltılarla, kafeler ve internet kafelere yapılan baskılarla adam kaçırma yoluyla gerçekleşti. Uygulamaya rıza göstermeyenler ise cezalandırıldı. PKK/YPG'nin zorla silahlı militan eğitimi verme uygulamasından kaçan pek çok Kürt, Arap ve Türkmen aile ise Türkiye ve 'a sığındı. YPG'nin zulmünden kaçan sadece Kürtlerden oluşan sığınmacıların sayısı ise yaklaşık 750 bini buluyor. Bunlardan 400 bini Kuzey 'a, 350 bini ise Türkiye'ye sığındı.

SİVİL KATLİAMLARI PKK/YPG YAPIYOR
Öte yandan, raporda, asıl PKK ve Suriye uzantısı YPG'nin sivilleri hedef aldığı katliamlarına da yer verildi. PKK'nın 35 yıla yakın bir sürede gerçekleştirdiği kanlı terör eylemlerinde bebek, çocuk ve kadınlar da dahil olmak üzere binlerce sivili katlettiği belirtilirken, PKK'nın son zamanlardaki geniş çaplı sivil katliamları YPG eliyle gerçekleştirdiği vurgulandı. Barış Pınarı Harekatı başladıktan sonra 9 aylık Muhammed Omar'ın da şehit olduğu Akçakale, Ceylanpınar, Nusaybin'de sivillere yönelik havan ve roketli saldırılarda bulunan YPG'nin daha önce Hatay ve 'e yönelik roket saldırıları da raporda yer aldı.

ETNİK TEMİZLİK YAPTILAR!
Barış Pınarı Harekatı'nın ardından ortaya atılan bir başka iddiası ise etnik temizlik. Ancak Polis Akademisi'nin raporu, asıl etnik temizliği PKK ve Suriye uzantısı YPG eliyle yapıldığını ortaya koyuyor. Raporda, PKK'nın Suriye uzantısı olan YPG eliyle Arap ve Türkmen köylerini yok ettiği ve bu köylerdeki yerel halka karşı kitlesel kıyım gerçekleştirildiği ya da bu kişilerin zorla yerinden edildiği de vurgulandı. YPG'nin etnik temizlik ve zorla yer değiştirme faaliyetlerine direnen bölgelerde katliam gerçekleştirdiği vurgulandı.

DEAŞ NEYSE YPG DE O
ABD ve Avrupa, Suriye'de  ile sözde savaştığı bahanesiyle bölgedeki bir diğer eli kanlı örgüt PKK/YPG'yi destekliyor. Bu nedenle Batı'dan Barış Pınarı Harekatı'na karşı çıkan açıklamalar yapıldı. Polis Akademisi'nin raporunda, DEAŞ ve PKK/YPG'ye ilişkin ayrıntılar dikkat çekti. PKK/YPG'nin de DEAŞ gibi insanlığa karşı suç işleyen bir örgüt olduğuna vurgu yapılırken, uluslararası aktörlerin asıl mücadelenin DEAŞ'e karşı yürütülmesi gerektiğini söylediğini ya da bu aktörlerin Suriye sahasında YPG'nin PKK'nın uzantısı olduğunu görmezden geldiklerinin görüldüğü aktarıldı. Raporda, DEAŞ'e karşı yürütülen mücadelede olduğu gibi PKK/YPG'ye karşı da bütün uluslararası toplumun ortak biçimde harekete geçmesi gerektiği belirtildi.

.