DENİZ ŞAHİN
Hepimizin Sendikası Grubu Sözcüsü 32 yıllık öğretmen Ayla Erdem öğretmenlerin ekonomik, hukuki ve sendikal alanda yaşadığı sorunları Aydınlık’a anlattı. Erdem, günümüzde öğretmenlik mesleğinin toplumsal bir saygınlığının kalmadığını, bu mesleğin ekonomik sıkıntılar nedeniyle tercih edilmediğini belirtti. Erdem, öğretmenlerin aldıkları maaşın mesleki gelişimlerini sağlamaya yetmediğini, boş zamanlarını verimli değerlendirmeleri için gelirlerinden para arttıramadığını söyledi. Artan zam ortamında öğretmenlerin alım gücünün daha da düştüğünü belirten Erdem, şu ifadeleri kullandı:
'GELİRLERİNDEN PARA ARTTIRMALARI İMKÂNSIZ'
"Öğretmenlerin yarısından fazlası yaşamayı istediği şehirlerin dışında çalışıyor. Bu çalışma süresi öğretmenlerin yer değiştirme şartlarını da göz önüne aldığımızda 10 ile 15 yıllık bir süreyi bulabiliyor. Günümüzde öğretmenlerin gelirlerinin üçte ikisi barınma (kiraelektriksudoğalgazaidat) kalemini oluşturuyor. Kalan üçte birlik kısımla da gıda, ulaşım, eğitim masrafları karşılanmadığı için birçok öğretmen ek iş yapmak zorunda kalıyor. Öğretmenlerin mesleki gelişimlerini sağlamak için gerekli yayınları takip etmeleri, hobilerini gerçekleştirmeleri ve boş zamanlarını verimli değerlendirmeleri için gelirlerinden para arttırmaları hemen hemen imkansız. Birkaç yıldır devam eden son bir yılda da iyice derinleşen ekonomik kriz öğretmenlerin alım gücünü çok fazla düşürdü. Birçok şehirde olağanüstü derecede artan ev kiraları ve ulaşım masrafları öğretmenlerin çalışma hayatına adapte olmalarını zorlaştırıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun açıkladığı resmi rakamlara göre yıllık enflasyon yüzde 60'ı aşmışken öğretmenlere 2022 yılı başında yüzde 30,5 zam yapıldı. Bu düşük zam karşısında öğretmenlerin durumu daha da zorlaştı."
'ÖĞRETMEN MAAŞLARI ÇOK DÜŞÜK'
Öğretmenlerin maaşlarının çok düşük olduğunu vurgulayan Erdem, mesleğe yeni başlayan bir öğretmenin maaşının 5 bin TL civarında olduğunu söyledi. Atatürk'ün "Milletvekili maaşı öğretmen maaşını geçmeyecek." sözlerinin unutulduğunu, Cumhuriyetin eğitime ve eğitimi sağlayan öğretmenlere verdiği değerin günümüzde yitirildiğini belirtti. Erdem şöyle devam etti:
"Bir diğer belirtilmesi gereken konu öğretmen maaşları. Öğretmenlerin aldıkları maaş çok düşük. Öğretmenler aldığı ücret açısından insanca yaşayacak bir ücret almıyorlar. Cumhuriyet tarihimizde Atatürk'ün söylediği çok önemli bir söz var: ‘Milletvekili maaşı, öğretmen maaşını geçmeyecek.’ Ama şu an ki durum hiç de böyle değil. Yeni görevine başlayan bir öğretmen 5 bin liralık bir maaşla görevine başlıyor. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, toplumun gelişmesinin, kalkınmasının insan kaynağını yaratan meslek olması bakımından öğretmenlik mesleğine çok büyük bir değer biçmişti. Fakat günümüzde öğretmenliğe bir değer biçilmiyor. Bu alanda Cumhuriyet'in kuruluş ayarlarına dönmek lazım."
'MEZUNLAR İŞSİZ KALIYORLAR'
Erdem, öğretmenlik mezunu olan gençlerin günümüzde işsiz kaldığını bu durumun aile yapısına zarar verdiğini de belirtti. Bunun öğretmenlik mesleğine yansıdığını belirten Erdem, "Esas mesele Türkiye'deki işsizlik meselesi. Burada öğretmen çocuklarının, öğretmenlik mezunu olan gençlerin işsiz olması büyük sorun. Üniversite mezunu olan gence iş bulduğumuzda eve giren maaş artacak. Bu ailenin harcamaları aile giderleri ona göre uygun olacak. Meseleyi ekonomik krizle birlikte atanamayan öğretmen sorununun çözülmesi, çocukların işe girmesi olarak da belirtebiliriz." ifadelerini yer verdi. Erdem, öğretmenlik mesleğinin, istatiksel verilere göre en az tercih edilen mesleklerden bir tanesi olduğunu belirtti. "Bu mesleğin tercih edilmemesinde en önemli neden öğretmenlik mesleğinin ekonomik sıkıntıları ve toplumsal saygınlığının olmaması." ifadesini kullandı.
'BÜTÜN ÖĞRETMENLER KADROLU OLMALI'
Erdem, sözleşmeli ve ücretli öğretmenliğin yanlış olduğunu, bütün öğretmenlerin kadrolu olması gerektiğinin de altını çizdi. Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlerin hiçbir haktan yararlanamadıklarını ve bu kesimde sendikal örgütlenmenin çok düşük oranlarda olduğunu ifade etti. En son yapılan Milli Eğitim şûrasında sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılacağı belirtildiği halde bunun hâla uygulanmadığını, şûra kararının bir an önce uygulamaya geçmesi halinde öğretmenleri çok büyük bir dertten kurtaracağını söyledi. Erdem, sözlerini şöyle tamamladı:
"Öğretmenlerin hukuki sorunları arasında öncelikle öğretmenlik mesleğinde ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen statülerinin yer alması. Bu, öğretmenlerde hukuki anlamda boşluk yaratıyor. Sözleşmeli öğretmen, iptalini isteme, aile birliği kavramlarından bir süre yararlanamıyor. Atandığı yerde ailesi başka yerde olsa da orada mesleğini yapmak durumunda kalıyor. Ücretli öğretmen kesimi asgari ücretin altında bir ücretle, insancıl yaşamın altında bir ücretle görevini yerine getiriyor. Hiçbir haktan da yararlanamıyor. Örgütlenme hakkından da yararlanamıyor. Çünkü sözleşmelerinin feshedileceği, iptal edileceği korkusu yaşadıkları için örgütlenmede de sendikalaşma oranı ciddi anlamda düşük. Göze alamıyorlar. Dolayısıyla öğretmenlerin hukuk önündeki durumunu iyileştirmek, toplumdaki saygınlığını yeniden kazanabilmelerinin önündeki en önemli şeyin, bu kadro farklılığın olmaması gerektiğini düşünüyorum. Yani ücretli öğretmen olmaz. Sözleşmeli öğretmen olmaz. Öğretmenlerin tamamı kadrolu öğretmendir. Sadece atandığı bir yıl aday öğretmenlik süreci yaşar. Adaylık kalktıktan sonra da öğretmen olmuştur artık ve mesleğini öğretmen statüsünde yerine getirir. Burada da 657'den kaynaklanan tüm hak ve özgürlüklerini kullanır. Olması gereken nokta budur. Bu durumda da sözleşmeli ve ücretli öğretmen kavramının kalkması gerekir. Zaten en son Milli Eğitim şûrasında sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılacağı kararı alınmıştı. Ama bu durum uygulamaya geçmedi. Beklentimiz ve isteğimiz bir an önce şûradan çıkmış olan kararın hayat bulması."