Geleceğin teknolojisi deniyor metaverse için. "Evren ötesi" demek. Bu evrenin bize yetmediğine karar veren şirketler, bizim için aslında olmayan, sanal bir evren kurup, bir de parsel parsel satmaya başlamışlar. Mesela Facebook, kurumsal adına "Meta"ya çevirmiş. Gelecek oradaymış. "İnternetin de ötesi" diyor Silikon Vadisi yamyamları buna.

 Bedenimiz bu dünyada, söz gelimi klozette oturur vaziyette olacakmış ama gözlükleri takınca bilincimizle o evrene gidecekmişiz. O evrende gezecekmişiz, tozacakmışız, gerçek arkadaşlarımızın sanal halleriyle buluşup "sosyalleşecekmişiz". Birinin yazdığına göre evimizde kös kös otururken, orada her gece "partilemek" mümkünmüş.

SANAL İSTANBUL

 İşte bu metaverse şirketlerinden biri İstanbul'u parsellemiş de bir de satıyormuş. Tabii kendine ait para birimiyle (coin). Nasıl mı? Koymuş haritayı önüne bütün düyayı rastgele altıgen parsellere bölmüş, öylece ilana çıkarmış. Evet, bu kadar basit. Kapış kapış gidiyormuş. Boğaz kıyıları, İstiklal, Kadıköy, Üsküdar, Beşiktaş, Nişantaşı en rağbet gösterilen yerlermiş. Buralar neredeyse dolmuş. Haber siteleri de gönüllü reklamcılar. "Koşun, bitmek üzere" diye başlıklar atılıyor. Peki alıp ne yapacağız bu aslında olmayan arsaları? İnşaat yapacakmışız, tabii inşaat malzemelerini de size satacaklar. Eee sonra? Arsalar kıymetlenince başkasına satacakmışız. Bir tek arsa mı satılıyor. Birisi 600 küsür bin dolara olmayan lüks yatı almış. Onunla metaverse aleminin uçsuz bucaksız denizlerine yelken açacakmış.

 Ha bütün bunlar olurken aslında kendimizi gerçek dünyada odamıza kapatmış durumdayız. Zavallı annemiz babamız da mühim bir araştırma yaptığımızı zannedip, önümüze kek, börek, meyve falan getiriyor.

AVATAR PARTİSİ

Gerçekte kanepede kaykılmış oturuyor vaziyetteyiz ama o an "avatarımızı" sırtımıza geçirmiş, olmayan yılbaşı partisine gitmişiz. Evet, "metaverse yılbaşı partisi" diye milletten para söğüşledikleri etkinlik de şu:

 Butonlara basıp güya dans ediyoruz falan. Diyeceksiniz ki "ergenler, çocuklar yapıyor, olur o kadar." Hayır efendim, koca koca insanlar bunlar. 150 TL verip, saçma sapan hareketlerle dans eden avatarlara dönüşüyorlar. Daha çok kimler mi? Plaza dünyasının eğitimli, beyaz yakalı yönetici takımı.

 Bizdeki metaverse yılbaşı partisi biraz vasat bulunmuş. Dün Amerikan Fox'un Türkiye kanalında uluslararası bir metaverse parti düzenleneceği ballandıra ballandıra anlatılıyordu. Hatta birisi 62 katlı parti binası yapmış. Biri de Times Square meydanını baştan yaratmış, orada yılbaşına bekliyor!

 Ha bu arada. Bizim beyaz yakalı yeni nesil "tocuncuk mağdurları", metaverse arsalarına, partilerine, NFT'lerine parayı gömerken, bu paraları gerçekten kazanan birileri var. Bu metaverseçilerin hepsi "group". Mesela, Digital Currency Group, Meta Platforms (Facebook), AutoDesk, Roblox vb. Mekânlar sanal ama kazançlar gerçek. Hepsi borsada işlem görüyor. Yani siz sanal partiye parayı basıyorsunuz, Silikon Vadisi eşrafı ise gerçek partilerde sizin paraları eziyor. Fotoğrafta at sahibi Zuckerberg'i görüyoruz. Gözlükleri taktırmış, atları istediği yöne koşturtmaya hazır:

 

 Neden başlıkta Sülün Osman'ı hatırlattık? Sülün Osman, kendi adamlarıyla Dolmabahçe Saat Kulesi önüne gelir. Adamları numaradan kuleye bakıp saatlerini ayarlar ve Sülün Osman'a ödeme yaparlar. Sülün Osman olmadığı halde, "kulenin sahibi" görünür. Onun para kazandığına inanan saf vatandaşlar, kuleyi satın almak isterler. Sülün Osman, Galata Köprüsünü, Taksim Meydanını, Galata Kulesini ve nicelerini aynı yöntemle satar. Vatandaşı bir güzel tokatlar.

1950'lerde şehre yeni gelmiş Anadolu insanını kandırmak belki biraz daha kolaydı. İyi ama, yıl olmuş 2022, birileri hâlâ bize Galata Köprüsü'nü satabiliyor. Üstelik, sanal inek, koyun satan Çiftlikbank'a paralarını kaptıran insanları "cahil" diye aşağalayan bir "eğitimli kitle" yapıyor bu işleri...

Galiba bu dünyanın artık yaşanmaz, çekilmez olduğuna, insanların kötü olduğuna dair propoganda biraz da bunun için yapılıyor. Başka bir dünyayı bize pazarlamak, baya baya emlakçı gibi pazarlamak için. Dün Galata Köprüsü'nü almaya ihtiyacımız yoktu, bugün de onun sanalını almaya ihtiyacımız yok. Çok seviyorsanız, alın oltanızı, köprüye balığa gidin. En fazla yer kapmak için biraz erken kalkmanız gerekir.

"Ne biçim yeni yıl yazısı bu" derseniz; size gerçek mutluluklar, alın teri dökülmüş kazançlar, dokunabildiğiniz sevgiler dileyen bir yeni yıl yazısı.


Utku Reyhan

Aydınlık