Kamuoyunda Süleymancılar olarak bilinen cemaatin lideri Alihan Kuriş’in asker kaçağı olduğu öne sürüldü.
Aydınlık’a konuşan, Süleymancıların içinde üst düzey görevlerde bulunan bir kaynak, Kuriş’in 20072008 yıllarında askerlikten muaf olmak için birtakım girişimlerde bulunduğunu aktardı. İddiaları sormak için Süleymancı vakıflar üzerinden Alihan Kuriş'e ulaşılmaya çalışılsa da Kuriş'ten konuyla ilgili bir yanıt alınmadı.
İddiaya göre, Kuriş, babası Sabri Kuriş’in sahibi olduğu firmayı referans göstererek Avusturya vatandaşlığı ve Avusturya’dan ticaret vizesi aldı. Şirket başvuru için yeterli şartları sağlamadığı için belgeler üzerinde oynama yapıldığı, şirketin faaliyetinin olağan dışı gösterildiği öne sürüldü.
Kaynağın aktardığı iddiaya göre, Alihan Kuriş başvuru sonrası bazı haklar elde edebilmek için belirtilen süre içerisinde Avusturya’da bulunmalıydı. Ancak Kuriş'in orda olmadığı öne sürüldü. Süleymancıların lideri Kuriş, bu sürecin sonunda Avusturya vatandaşlığı alarak askerlikten muaf oldu.
Öte yandan açık kaynaklarda 1979 doğumlu olduğu belirtilen Kuriş aslında 1982 doğumlu. Şu an 40 yaşında olan Kuriş, dayısının yerine cemaatin başına geçti.
‘2016’DAN BERİ LİDER’
Edinilen bir başka bilgiye göre, Alihan Kuriş, 2016’da dayısı Ahmet Arif Denizolgun’un vefatının ardından Süleymancıların lideri oldu. Yine açık kaynaklarda İstanbul doğumlu görünen Kuriş’in Sakarya doğumlu olduğu da öğrenildi. Kuriş’in şu an Türkiye’de olmadığı, yaşamını Hollanda’da sürdürdüğü de öne sürüldü.
Maltepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden 2005 yılında mezun olan Kuriş’in adı konusunda da tartışmalar var. Cemaat liderinin, üniversitenin paylaştığı mezuniyet listesinde adı “Ali Erhan Kuriş” olarak geçiyor. Ancak Süleymancıların lideri Alihan Kuriş adını kullanıyor.
KİMDİR BU SÜLEYMANCILAR?
GazeteciYazar Soner Yalçın, 2 Ekim 2020 tarihli köşe yazısında Süleymancılar cemaatini kaleme almıştı.
Yalçın’ın yazısı şöyle:
“Adı, Zekayi Işın…
56 yaşında, Eskişehir Narlı Köyü'nden.
İlkokuldan sonra Mihalıççık ilçesinde Süleymancıların Kur'an Kursu'nda yatılı okudu. Atatürk posterini yırtıp camdan dışarı fırlatacak, Atatürk heykellerini kırıp Almanya'ya kaçma planı yapacak bir eğitim aldı…
1977'de ailesiyle Almanya'ya gitti. Münih'te Süleymancılar ile tekrar irtibat kurdu. Cami kuruculuğu, para toplama gibi görevler aldı.
Cemaat evliliği ile Meryem Hanım ile evlendi. Çocuklarına; (Cemaatin kurucusunun ismi) Süleyman, Hilmi, Tunahan ve Hafıza adını verdi!
İki çocuğu da Süleymancıların yurdunda dört sene yatılı okudu.
Kendisi 17 hocayla çalıştı; kimilerine sağladığı pasaportlar yüzünden yargılandı.
Cemaat lideri Kemal Kaçar ve Ahmet Denizolgun ile tanıştı, hizmetlerinde bulundu. Bunların “Yörük” gıda şirketinde helalharam denetimi bölümünde çalışırken, domuz etinden sucuk yapılıp Müslümanlara satıldığını görünce kafasında ilk kuşkular belirdi!
“Bunlarla hayatım boyu mücadele etmeye karar verdim. Hakkımda konuşma yasağı çıkardıkları sekiz madde haricinde dilimin döndüğü, gücümün yettiği sürece bu cemaatin gerçek yüzünü millete anlatmaya karar verdim. Rabbime hamdolsun 53 yaşıma kadar kullanmadığım aklımı, çok şükür kullanma yetisine kavuştum…”
Yıl 2019. “Süleymancılık, Cemaate Adanmış 40 Yıllık Hüsran” kitabını yayınladı. Bana da postayla gönderdi. Aradan çekilip sözü kırk yıllık Süleymancı Zekayi Işın'a bırakayım:
MÜSLÜMAN HİTLER
“Süleymancılar, dünyevi işleri kolay yapabilmek için sakal bırakmaz; cübbe, şalvar türü kıyafetler giymez. Görevlileri kravatsız dışarıya adım atmaz. Pahalı takım elbiseler giyerler…
Genellikle mavi elbise tercih ederler. Aynı şekilde namaz kılarken yanlarında mavi namaz takkeleri eksik olmaz…
–Dua ederken elleri bitişik olur. Kadınların hacca gitmesi yasaktır. Ne Süleyman Efendi ne de Kemal Kaçar hacca gitti…
Binalarında Atatürk köşesi görürsünüz. Oysa Atatürk onlara göre deccal…
Süleymancılar, Hitler'in Müslüman olduğuna inanır. Müslüman Hitler, İkinci Dünya Savaşı'nda Türkiye'ye müdahale edecek ve inançsız İnönü Hükümeti'ni düşürecekti. Ardından Türkiye'de İslam devleti kuracak ve başına da Süleyman Hilmi Tunahan'ı geçirecekti…
Süleymancılar Almanya'nın en büyük dini cemaati, 300'ü aşan şubesi var. Almanlar Süleymancıları korur. Emir komuta zinciri içinde hareket eden böyle dini yapı her zaman kullanılmaya müsaittir…
Teşkilata her zaman para lazımdır, camilerden her cuma ve bayramlarda para toplanır. Ben 300 bin Euro toplamışımdır. Bina satın alıp bağışlanmasını isterler. Ben iki bina satın alıp bunlara verdim…
Her yerde ‘siyasetle ilgimiz yok' derler; Süleyman Efendi'nin damadı/vekili Kemal Kaçar üç dönem, üç ayrı partiden milletvekili oldu. Oğlu Ahmet Arif Denizolgun da milletvekilliğibakanlık yaptı! (Denizolgun'un özel hayatına, ticari ilişkilerine, at yetiştiriciliğine dair verdiği bilgileri yazmayayım. sy)
33 SAYISININ SIRRI
Dediklerine göre Allah Resulü'nden sonra varisi olan 33 Resul gelecekmiş. 33 Resul halkanın sorumluluğu Süleyman Efendi'ye verilmiş; o vazifelendirilmiş. Bu inanış, ölümlü Süleyman Efendi'ye Rablik/Allah'ın sıfatı payesi vermekten başka bir şey değil. 33 sayısı hep kafamı kurcaladı, cevabını bir türlü bulamadım. En makul cevap 33. dereceden masonluk meselesi…
Bu dini yapılarda rıza yoktur. Sizi köle gibi kullanırlar. Son nefesinize kadar birileri size bol bol emirler yağdırır. ‘Bunlar çok şey biliyordur' deyip her sözlerini emir bilip uygulamaya çalışırsınız. Şu sözleri kulağımda çınlıyor: ‘Sizin başınıza çöp dahi koysak ona itaat edeceksiniz…'
Paranı, aileni, çocuğunu, iş hayatını, yaşama biçimini, tatil planlarını her şeyini bağlı olduğun hocaya danışmak zorundasın…
–Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili o kadar çok dedikodu yaptılar ki. Mesela, askerlerce asılacağına dair iddiaları tamamen boş çıktı. Neden asılacağı gerekçesi de Erdoğan abileri dinlememesiydi…
Müslüman olarak bu olayları yaşadım, gördüm. Keşke böyle olmasaydı diyorum. Maalesef bunları yaşadım ve bu kitabı yazmak zorunda kaldım. Birçok insan gibi umursamayıp, tembelliğe kaçarak, ‘Allah'tan bulsunlar' diyebilirdim. Vicdanen birilerinin bunları bilme hakkının olduğunu düşündüm…”
Ne yazık ki iktidarlar koltuk gayesiyle, Zekayi Işın gibi samimi Müslümanları tarikatlarıncemaatlerin inisiyatifine bırakıyor…”