İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Açık Basketbol Sahası'nda düzenlenen gençlik buluşmasında, Türkiye'nin zor bir coğrafyada bulunduğunu belirterek, "Bu coğrafyada bulunduğumuz dilim içerisinde de bulunmadığımız zaman dilimi içerisinde de bu yetenekli insanlar topluluğunun, bu değerlerine sahip insanlar topluluğunun hem millet olmasını, hem de devlet olmasını istemediler." dedi.

"KEŞKE BİR KAMERA OLSAYDI DA..."

Soylu, dünyada hep bu mücadeleyi veren bir coğrafyada yaşadıklarını vurgulayarak, "Birçok devletimize saldırdılar ve yıktılar. Ama yeniden bu yetenekli insanlar, iddiası olan insanlar yani bizim geçmişlerimiz, hepinizin geçmişleri yeniden kendi devletlerini kurdular." diye konuştu.

Geçen hafta Balkanlar'a gittiklerini anlatan Soylu, "Keşke bir kamera olsaydı da Cumhurbaşkanımızın yani bir Türk devlet başkanının orada her santimetrekaresinde izi olan Sırbistan'dan, Bosna Hersek'e, Hırvatistan'a daha önce gittiğimiz Arnavutluk'ta nasıl geçmişin bize bıraktığı emanetlerin temsilciliğini yaptığını bir görseydiniz. Oradaki devlet başkanlarının kendisi ile konuşurken hangi hassasiyetleri ortaya koyduklarını keşke bir görseydiniz." ifadelerini kullandı.

"İNSANLARIN CANLI CANLI ÖLDÜRÜLDÜKLERİNE SES ÇIKARMADILAR"

Geçen hafta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Srebrenitsa katliamının olduğu noktaları ve mezarları ziyaret ettiklerini anlatan Soylu, "Avrupa hemen yanı başlarındaydı biliyorsunuz. İnsanların canlı canlı öldürüldüklerine ses çıkarmadılar. Nasıl bugün Suriye'de milyonlarca insan yerlerini değiştirmişse ses çıkarmamışlar. Nasıl geçen gün Asım diye bir çocuk, 9 aylık, 4 yaşında Abdülvahap diye bir ağabeyi denizin ortasında Yunanistan'ın sahil güvenlik görevlilerinin onların botlarını batırıp, onları ölüme terk ettikleri gibi ses çıkarmadılar." değerlendirmesini yaptı.

"DÜNYANIN BİR BÖLÜMÜ ÇOK ACIMASIZ"

Dünyanın bir bölümünün çok acımasız olduğunu söyleyen Soylu, şöyle devam etti:

"Köle Isaura filmi çıktığı zaman bütün televizyonu olanlar ona kitlenirlerdi. Onun o halini içselleştirirlerdi ve itiraz ederlerdi. Hem sömürdüler, hem madenlerini sömürdüler, hem emeklerini sömürdüler. 2 Afrika kökenli ülke birbiriyle komşu, biri Fransızca konuşuyor, biri İngilizce konuşuyor. Kendi dillerini konuşamıyorlar. Geçen gün Macron Cezayir'e gitti, Cezayir'de onu protesto ettiler. Fransa'nın Cumhurbaşkanı, Cezayir'e gitti. Cezayir'de onu protesto ettiler. Oysa biz Balkan ülkelerine, Cezaeyir'e de gitsek, bu coğrafyada hangi ülkeye gidersek gidelim her birinin halkı, her birinin milleti taksi parası almadığı bir millet olarak tarihe geçiyoruz. Diyorlar ki sizin ücretinizi ecdadınız ödedi. Bugün Balkanlar'ı karıştırmaya çalışıyorlar. Size sadece neyle karşı karşıya kaldığını dünyanın anlatmaya çalışıyorum. Nasıl Suriye'yi Irak'ı karıştırdılar, nasıl Libya'yı karıştırdılar, nasıl Lübnan'da bugün fukaralık var. 02 yaşındaki çocuklar ki Beyrut, Orta Doğu'nun en güzel yerlerinden bir tanesidir ama 02 yaşında ki çocuklar süt içemiyorlar. Bütün sütlerini o çocukların Türkiye'den biz gönderiyoruz."

"ORADA DA BİR TEK ÜLKE VAR"

Bir süre önce Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Pakistan'a gittiklerini, ardından 2 saat Karaçi'ye uçtuklarını ifade eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sonra 1,5 saat helikopterle gittik. 250 milyon insanın yaşadığı bir ülkeden bahsediyorum. Yıllarca Amerika, Batı orayı sömürmüş ve suların da sürekli yükseldiğini düşünün. Orada da bir tek ülke var onun adı Türkiye. Ay yıldızlı bayraklarla beraber bir tek ülke. Biz oraları sömürmedik ama onlar da bize bir şey yaptılar. O zaman Hindistan'a bağlıydılar. Biz kurtuluş mücadelesine giderken ellerindeki bilezikleri sattılar Türk kurtuluş mücadelesinin silah paralarını onlar gönderdiler. Kalanları oldu kalanlarından da ne kuruldu biliyor musunuz? Bugünkü İş Bankası var ya, Bugünkü İş Bankası Hindistan'ın Pakistan'daki o yani Pakistan. Müslümanların, bizim özgür olmamız için, bizim hür ve bağımsız olmamız için, biraz önce okunan ezanın bu ülkede okunması için, şurada asılan dünyanın en güzel bayrağının bu ülkede asılabilmesi için bize destek olurlar. Ve biz onu şimdi geri ödemeye çalışıyoruz."

"ANGELİNA JOLİE'Yİ ORAYA GÖNDERİYORLAR..."

Bakan Soylu, Suriye'de birçok insanın hayatını kaybettiğini anlatarak, "Bu kadar çocuk öldürüldü. Angelina Jolie'yi oraya gönderiyorlar, bir fotoğraf çektiriyorlar bir kampta, ondan sonra kendi vicdanlarını temizliyorlar. 'Biz yardım ettik' diyorlar. Oraya da yardım eden, en çok yardım eden bir tek millet var o da bu büyük millet. İnanın ki orada küçük çocuklar var. Sadece 4 milyon insan İdlib'de yaşıyor. Bizim yaptığımız briket evler olmasa çadırlarda yaşayacaklar kış, yaz. Şu ana kadar 75 bin briket evi tamamladık. Cumhurbaşkanımızın talimatıydı. Yine bu millet yaptı. Başka kimse değil. Peki orada olan olmazsa ne yapacaklar? Türkiye'ye gelecekler değil mi? Biz hem sınırlarımızı zorlamasınlar hem de orada daha insani yaşasınlar diye esas itibariyle onları orada tutmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

Suriye'ye Türk insanının ve sivil toplum örgütlerinin, AFAD'ın, Kızılay'ın ve insani yardım derneklerinin yardım ettiğini vurgulayan Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:

"'Radikalleşmeden dünyayı uzaklaştırmak lazım' diyorlar. Bunu söyleyen kim? İngiltere, Fransa, Almanya, Avrupa, Amerika... Peki bu çocuklar orada eğer okumazlarsa, bu çocuklar eğer orada bu savaşın bütün zorluklarını yaşarlarsa dünyaya kızmazlar mı? Radikalleşmezler mi? Onlar başka türlü kullanılma eylemine girmezler mi? Peki niçin müsaade ediyorlar böyle olmasına? Sadece bir tek şey için. Müslümanlığı kötü göstermek için. Bu kadar açık ve net. Oyunlarını iyi kurmuşlar. Bu coğrafya huzursuz olsun istiyorlar. Türkiye için ne istiyorlar? Türkiye de aynen Irak gibi, aynen Suriye gibi, aynen Yemen gibi, aynen Libya gibi, aynen Balkanlar'daki istikrarsızlıklar gibi... Bakın Bulgaristan'da 2 Ekim'de seçim var. Son 2 yılda 4. seçim. 6 parti koalisyon oldu, 7 ay yürütemediler."