Müttefikimiz, NATO’da bir numaralı dostumuz, müsteşarlarımızın bile ikili anlaşmalar imzaladığı, bizi komünizmden kurtaran, Amerika Birleşik Devletleri’nin Dış İşleri Bakanı ve bir diğer Senatörü Türkler katildir dedi.

Zaten ABD çıkarları önünde duran herkes ya katildir ya da terörist.

Mike Pompeo “ABD, Türklerin, Suriye’deki Kürtleri katletmemesi için güvenceye almaya çalışıyoruz”

SenatorLindseyGraham “Kürtlerin Türkler tarafından boğazlanmasını istemiyoruz”

Japonya’da ilk kez atom bombası kullanıp, bir seferde, 150 bin kişiyi katleden, Irak işgalinde, bir buçuk milyon kişiyi seyreltilmiş atam bombası ile öldüren, Vietnam’da, 2 milyon Vietnamlıyı katleden ABD yetkilileri bize katil diyorlar.

Öte yandan, Türkiye’ye Patriyot satışı için teklif veriyorlar. Bu nasıl bir iştir? Biz bu patriotları alırsak Kürtleri katletmekte kullanmaz mıyız?

Bu tür sözlü saldırıların bir başka asıl nedeniAvrasya Sürecinde yer almamızdan kaynaklanmaktadır. Demek istiyor ki; eğer sen Astana Sürecinde yol alırsan, seni katil ilan ederim. Dünya’da Türkiye’nin itibarını çökertirim. Yalnızlaştırırım!

Bakalım bizim Dış İşleri Bakanımız nasıl bir karşılık verecek? Eğer bu sözler karşılıksız kalırsa, katil olduğumuzu kabullenmişiz anlamı çıkar.

Gelin size ihanetin içinden nasıl bir başka ihanetin çıktığını anlatmaya çalışayım.

Kendi yağımızla kavruluyorduk. Ne kadar üretirsek ve ne kadar tasarruf yaparsak o standartlarda yaşıyorduk. Osmanlının kalan borçlarını bile ödüyorduk.

Memleketin zenginleri daha lüks yaşamak için daha fazlasını istediler. Dışa açılalım, serbest piyasa ekonomisine geçelim, bizim paramız yok bize dışarıdan para gelir. Dediler.
Dediler ve bizim düzenimizi Amerikan düzeni şekline dönüşmesi için siyaseti etkilediler. Sıçak para müptelası yaptılar. Bir nevi kapitülasyonları yeniden getirdiler. Ülkenin ayarını bozdular.

Sonuçta, zenginlerimiz daha da zengin oldu.

Tersini yaparsak komünizm gelir diye seçimleri etkileyenleri, şimdilerde, ülkesinde ki düzeni beğenmediği için gidip, ABD, İspanyol, Malta vatandaşı olduğuna şahit oluyoruz. Türkiye’de Türk insanının sırtından kazandıkları paraları da birlikte götürüyorlar.

Komünistler Moskova’ya” diyenlerin hepsinin, şimdi Moskova’da iş kovaladığına şahit oluyoruz.

Fakir daha fakir oldu. Fakir çoğalırken zengin adedimizde de, az da, olsa artış oldu. Oldu olmasına da kazandıklarını yurt dışına çıkardılar. Ülke gene parasız kaldı. Gene bazı yeni yetme zenginler, sıcak para peşinde devletimizi koşturtmaya çalışıyor.

Düzenimiz, bizi hem fakirleştiriyor hem de yabancı bağımlılığını zorluyor. Elin oğlu da diyor ki, Kürdistan kurulmasına karşı durmazsan sana sıcak para gönderirim!
Düzen bize ihanet ediyor. Savunmamıza bile izin veremiyor.

Amerika’nın giderek çirkinleşmesi biraz da kendisinin aczindendir.

Bülent Esinoğlu
ulusal.com.tr