Tarım Bakanlığı, 2020 yılı başı itibariyle işletmedeki büyük kapasiteli olan 374 adet baraj ve 19 adet düzenlenmiş doğal gölün anlık takibini yaparken, her yıl "Su Yılı" başlangıcı olan ekim ayından itibaren tüm Türkiye'de su yeterlilik analizleri kapsamlı şekilde yapılmaya başlandı.
Yapılan bilgilendirmede "Ülkemizde, depolamalı tesislere gelen suyun yaklaşık yüzde 60'ı kar erimesinden kaynaklanmakta olup, akımlar marthaziran aralığında gerçekleşmektedir. Bu sebeple, barajların doluluk oranlarını bu günkü durumlarına göre değerlendirerek yetersiz olduğunu söylemek çok doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü akımlar mart ayı itibarı ile ortalamanın üzerine çıkarak doluluk oranlarını artırmaktadırlar. Şimdilik barajlar yeterli seviyede olup, ihtiyaçları karşılama noktasında bir sıkıntı olduğu düşünülmemektedir" ifadelerine yer verildi.
BARAJLARDA İÇME SUYU DOLULUĞU YÜZDE 33
1 aralık tarihi itibariyle bakanlık tarafından anlık izlemesi yapılan 374 adet depolamalı tesiste içme suyu doluluk oranı yüzde 33.4 olarak belirlenirken, sulama ve enerji için kullanılan su ile birlikte bu oran yüzde 36'ya çıkıyor.
İSTANBUL'DA 77 GÜNLÜK SU VAR
İstanbul'a su sağlayan barajlarda aktif doluluk oranı yüzde 26 olarak belirlenirken, hiç su gelmese dahi İstanbul'un yaklaşık 77 gün yetecek kadar suyu bulunuyor. Ayrıca önümüzdeki aylardaki yağışlı periyotta gelecek akımlarla birlikte İstanbul'da su sıkıntısı yaşanması beklenmezken, İstanbul'a ayrıca Melen çayı akımlarından saniyede 22 metreküp su basılabiliyor.
ANKARA'DA BARAJ DOLULUĞU YÜZDE 12
Ankara barajlarında ise aktif doluluk oranı yüzde 12.4 olarak hesaplanırken, bu rakam geçen yıl aynı tarihteki doluluk oranından daha fazla. Hiç su gelmese bile Ankara'nın yaklaşık 140 gün yetecek suyu bulunuyor. Ankara'da su sıkıntısı yaşanması beklenmezken, ayrıca Ankara'ya Kesikköprü barajından pompajla su alma imkanı bulunuyor.
İZMİR'DE DE SORUN YOK
İzmir barajlarında ise aktif doluluk oranı yüzde 36.3 olarak hesaplanırken, hiç su gelmese bile İzmir'in 170 gün yetecek suyu var. Ayrıca bugünkü durumda günlük su ihtiyacının yüzde 50'ye yakınını yer altı su kuyularından karşılama imkanı bulunuyor. Dolayısıyla İzmir'de de su sıkıntısı yaşanması beklenmiyor.
İSTANBUL'A KURAKLIK UYARISINDA BULUNAN PROF. DR. TOROS'TAN TASARRUF ÖNERİLERİ
İstanbul sıcak ve kurak bir yıl geçirdi. Barajlardaki doluluk oranı yüzde 23,78 seviyesine düştü. Uzmanlar vatandaşları su tasarrufu yapılması gerektiği konusunda uyarırken, yetkililerin ise su yönetim planlarını gözden geçirmesi gerektiğini söylüyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, "Barajlardaki su gerçekten çok düşük. Son 10 yılın en düşük seviyesine ulaştı. Yüzde 25'lerin altına düştü ve hala da düşmeye devam ediyor. Bu bizi üzüyor, korkutuyor. İSKİ her gün barajlardaki doluluk oranlarını açıklıyor. Lütfen takip edelim, oradaki grafiklere bakalım. Bizler önümüzdeki günlerde bir kuraklık afeti ile karşı karşıya kalabiliriz. Bunu yaşamamak bizim elimizde" dedi.
İstanbul'da barajlardaki doluluk oranı, son 10 yılın en düşük seviyesine düştü. Koronavirüs salgını nedeniyle suyun daha çok kullanıldığı bugünlerde, su tasarrufu uyarasında bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, su tasarrufunun nasıl yapılabileceğini anlattı.
"SU SEVİYESİNDEKİ DÜŞÜŞ BİZİ KORKUTMAYA BAŞLADI"
İstanbul'da ve Türkiye'nin önemli şehirlerinde, su kaynaklarındaki seviyenin önemli derecede düştüğünü dile getiren Toros, "Özellikle İstanbul'da 2020 yılı hem sıcak hem de kurak geçti. Ve bunun sonucu olarak, şu anda barajlardaki su seviyesinin düşmesi sebebiyle, Aralık ayının gelmiş olması ve hala Sonbahar yağışlarını almamış olmamız bizleri korkutmaya başladı. Dolayısıyla hep birlikte, elimizdeki su kaynaklarını nasıl daha verimli kullanabileceğimiz konusunda çalışmalar yapıyoruz. Daha dikkatli olalım ve susuz bir dönemle karşı karşıya kalmayalım. Su demek hayat demek, su demek mikroplardan, virüslerden korunma anlamına geliyor. Bu çerçevede neler yapabileceğimizi ev bazında, okul bazında neler yapabileceğimizi düşünmemiz gerekiyor" diye konuştu.
"SU İSRAFINI ÖNLEMEK İÇİN HERKES ÖNLEM ALMALI"
Su israfını önlemek için yapılabilecekleri sıralayan Toros, şunları söyledi:
"Özellikle bu dönemde ellerimizi her zamankinden daha sık yıkamak durumundayız. Ellerimizi yıkarken uzmanlar 2030 saniye elleri sabunlamamızı istiyor. Suyu açıp, elimizi sabunladık ovalamaya devam ettik 1520 saniye daha sonra elimizi duruladık harcadığımız su, yarım litreden az olur. Ama musluğun başında ekonomik musluk başlığı yoksa, normal musluğu açtığımızda, sizin harcayacağınız su miktarı 23 litredir. Dolaysısıyla, burada müthiş bir su israfı yapılmakta. Burada her birimiz dikkat edersek, İstanbul'da 15 milyon insan var, herkes bir el yıkamada 2 litre su tasarrufu yapsa, bu her defasında 30 milyon litre su tasarrufu demektir. Evlerimizde sebzelerimizi, meyvelerimizi her zamankinden daha fazla yıkıyoruz. Bunu yaparken de bir kap içinde onları bekletip, sonra durulamak var. Duş alırken veya sifon çekerken de su tasarrufu sağlanabilir. Atalarımız demiş ki, 'Damlaya damlaya göl olur' eğer musluklarımızda herhangi bir kaçak varsa, bu kacağı önlersek, yıllık bazda çok büyük miktarda su tasarrufu sağlamış olacağız. Çiçeklerimizi sularken de, meyveleri yıkadığımız suları orada kullanabiliriz. Yani kullanılmış suları tekrar kullanarak su tasarrufu sağlayabiliriz. Makinaları çalıştırırken de, tamamen dolmasını beklemeliyiz. Tıraş olurken ve diş fırçalarken de musluğun kapalı olması son derece önemli."
"YAĞMUR HASADI YAPMALIYIZ"
Yağmur yağışlarından elde edilen su ile su hasadı yapmanın önemini vurgulayan Toros, şöyle devam etti:
"Artık küresel bir iklim değişikliğinden bahsediyoruz. Su kaynaklarının her zamankinden daha değerli olduğunu, evimize gelen her bir su damlasının önemli olduğunun farkına varıp, yağıştan elde edilen suyun değerli olduğunu bilip, mümkün mertebe yerinde biriktirme çok önemli. Eskiden su sarnıçları vardı biliyorsunuz, şimdi de yağmur hasatları yaparak mümkün olduğunca bir yerde bu suları biriktirip, kullanmak lazım"
BARAJLARDAKİ SU SON 10 YILIN EN DÜŞÜK SEVİYESİNDE
İstanbul'daki barajların doluluk oranı ile ilgili ise Hüseyin Toros, "Barajlardaki su gerçekten çok düşük. Son 10 yılın en düşük seviyesine ulaştı. Yüzde 25'lerin altına düştü ve hala da düşmeye devam ediyor. Bu bizi üzüyor, korkutuyor. İSKİ her gün barajlardaki doluluk oranlarını açıklıyor. Lütfen takip edelim, oradaki grafiklere bakalım. Bizler önümüzdeki günlerde bir kuraklık afeti ile karşı karşıya kalabiliriz. Bunu yaşamamak bizim elimizde. Var olan su kaynaklarımızı daha verimli kullanmak bizim elimizde" diye konuştu.
"YEREL YÖNETİCİLERİN DE SU KAÇAKLARINI GÖZDEN GEÇİRMESİ GEREKİYOR"
Su tasarrufu konusunda vatandaşlara yaptığı uyarıların yanında, yerel yöneticilerin de çeşitli çalışmalar yapması gerektiğini dile getiren Toros, "Tabii ki yerel yöneticiler su kaynaklarının verimli kullanılması için çeşitli çalışmalar yapılıyordur. Onların da su kaynaklarından, son kullanıcıya kadar su kaçakları var ise, hızlı bir şekilde bunun gözden geçirmesi gerekiyor. Suyun bir damlasının dahi yok olmasını engellemesi gerekiyor. Yerel yönetimler de kamuoyunda farkındalık oluşturucu, duyarlılığı artırıcı kampanyalar yapabilir. Eğitim hayatına da bunu sokabiliriz" dedi.
VATANDAŞLAR TEDİRGİN
Barajlardaki doluluk oranlarını takip ettiğini dile getiren İhsan Yavuz, "Barajlardaki doluluk oranlarından haberdarım. Ömerli Barajı yüzde 30 civarında, Darlık'ta biraz fazla su var ama öbürlerinin hepsi yüzde 20'nin altında. Kesinlikle acil su tasarrufu önlemi alınmalı ama böyle büyük bir şehrin de bugünleri yaşayacağı hesaplanıp, ona göre bir su programı yapılması lazım. Bunun önlemini almaları lazım" diye konuştu. Tülin Yavuz ise aldığı su tasarrufu önlemlerini şöyle anlattı:
"Mesela ıspanağı yıkıyorum, çok su sarf ediyorum ve onları bahçemi sulamakta kullanıyorum. Kuru fasulye ıslatırsam onu yine bahçe sulamasında kullanıyorum. Bu tarz önlemler alıyorum. Atık suları değerlendiriyoruz. Bu durum beni oldukça endişelendiriyor."