CHP'nin eski Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy yolsuzluk nedeniyle 8 ay tutuklu kalmıştı. Aksoy partisinden de istifa ederek ayrılmıştı. Bu skandalın ardından ortaya dökülenler ise şoke edecek cinsten. Aksoy başına gelenlerden parti yönetimini sorumlu tuttu.
"ESKİ BAŞKANIN ÜZERİNE GİTME" TALİMATI
Aksoy, Seyrek'teki dev ihale öncesi partisinden iki İzmir milletvekilinin kendisine "açık ihale değil, pazarlık usulü bir ihale" yapması için baskıda bulunduğunu ancak kendisinin kabul etmediğini öne sürmüştü. Eski belediye başkanı döneminde de 172 adet gayrimenkulle ilgili de usulsüzlük tespit ettiğini öne süren Aksoy, ancak yine CHP milletvekilleri tarafından "eski başkanın üzerine gitme" diye baskıya uğradığını iddia etmişti.
GÖREVDEN ALINAN AKSOY: BANA KUMPASI PARTİM KURDU
Bu büyük skandalı itiraf eden Aksoy'un açıklamaları sonrası CHP'nin iki İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ve Atilla Sertel geçtiğimiz günlerde bir video mesajla Aksoy'a yanıt verdi ve iddiaları reddederek ispatlanmasını istedi. Özkan, şantaja devam etmesi halinde Aksoy hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını da söyledi.
İşte Özkan'ın bu açıklamaları işlerin iyice kızışmasına neden oldu. Aksoy, Özkan ve Sertel'e yeni bir video mesajla karşılık verdi. Aksoy, sosyal medya hesabından "Birkaç gün önce Kanaltürk'ü Fetöye satan milletvekili ile Atilla Sertel'in yaptığı açıklamaya verdiğim cevabı sizler ile paylaşmak istiyorum" diyerek bir video yayınladı. Videoda çarpıcı suçlamalar yer aldı.
Özkan ve Sertel'in çok kötü bir üslupla yanıt verdiğini belirten Aksoy, "Bir defa ben isim kullanmamıştım. Ben isim vermeme rağmen neden Kanaltürk'ü FETÖ'ye satan Özkan bu kadar üzerine alındı? Demek ki yarası vardı" dedi. Kendisi için "eski belediye başkanı" olarak nitelemelerine de tepki gösteren Aksoy, hukuken hâlâ belediye başkanı olduğunu söyledi. Şantaj iddialarını da reddeden Aksoy, CHP'li vekillerin "Genel başkana söyleyeceğim" demesinden sonra panikle böyle bir açıklama yapma gereği duyduklarını iddia etti.
İŞTE AKSOY'UN SON AÇIKLAMALARI!
"31 Mart seçimlerinden sonra Tuncay Özkan ve bir milletvekiliyle birlikte Menemen Belediyesi'ne geldi. İstanbul'un eski il başkanı olduğunu söyleyen biri de vardı. Belediyede makam katına çıkarken Özkan, 'Makam katında konuşmayalım, başka bir odada konuşalım' dedi. Ayrıca telefonların da içeriye alınmamasını ya da uçak moduna alınmasını istedi. Bir genel başkan yardımcısı neden bunları ister? Biz bunları yaptık.
BUNLAR GENEL BAŞKANIN TALİMATI!
Odaya girdikten sonra da bana söylenen şu oldu: 'AND adında bir asansör firması var. Bu firmayla sözleşme yapacaksınız. 2 Güneş adında bir medya şirketi var bunlarla sözleşme yapacaksınız. Bunlar genel başkanın talimatı.'
Bir genel başkan böyle bir talimat verir mi? Benim tanıdığım başkan vermez. Bu konuşma sırasında da Seyrek'teki yerlerle alakalı sorular sordu. Bundan sonra da devreye bir takım adamlar sokularak, rezidanslara davet edilerek, orada açık ihaleyle değil pazarlık usulüyle 67 firmaya bunların dağıtılması yönünde dayatmalarda bulundu. Ben bunların hiçbirini kabul etmedim. Benim hapse girmemin temel unsurlarından biri budur. Belediyeler rant kapısı değildir. Bunun temel felsefesi sen beni gör bir sonraki seçimlerde ben seni aday göstereyim…'
MAHKEMEYE GİDİLİRSE KAYITLARI SUNARIM
Eğer mahkemeye gidilirse o kayıtları mahkemeye sunarım. Ben cezaevine girip çıktıktan sonra ilk mahkemede, o medya patronu benim hakkımda haber yaptırırken kullandığı fotoğraf, tutuklanırken çekilen fotoğraftır. Haysiyet cellatlığı yapmıştır.
Biz Menemen'in AKP'den 10 bin oy farkla kazandık. Mücadeleyle kazandık. Sonra ne oldu? Serdar Aksoy belediye başkanı olarak size rant kapısı açmak zorunda mı? Şimdi Menemen'de durum nedir hiç vicdanın sızladı mı?
15 Temmuz'da darbe yapmak isteyen, pilot olan, terörist olarak müebbet hapis cezası almış birinin biraderi şimdi vekil olarak oturuyor. Sizin vicdanınız sızlamıyor. Siz sadece Atatürkçülüğü banknotların arkasındaki Atatürk zannediyorsunuz."
BÖYLE SKANDAL GÖRÜLMEDİ
Öte yandan, Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür de bugünkü köşe yazısında CHP'deki ihale ve yolsuzluk skandalına dikkat çekti.
Mahmut Övür köşe yazısında, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Sabah akşam "yolsuzluk yapılıyor" diye yeri göğü inleten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ne yazık ki kendi partisindeki milyon dolarlık yolsuzlukları, partililerin birbirine kurduğu kumpasları görmüyor.
Bu açıdan İzmir'de CHP'lilerin yaptığı yolsuzlukların, suiistimallerin haddi hesabı yok. Buca Metrosu'nda görmezden gelinen 500 milyonluk ihale farkı, buzdağının sadece görünen yüzü.
İzmir Menemen Belediyesi'nde yaşanan ve siyasilerin değme "çetelere" taş çıkartacak yolsuzluk iddiası inanılmaz boyutlarda.
Tam bir "Yeni CHP" modeli, içinde her şey var: Rant, kumpas, tehdit ve siyasi hesaplaşma... Milyarlara varan arsa ve gayrimenkul yolsuzluğuyla ilgili iddianın hedefinde Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanı Tuncay Özkan'dan yardımcısı Seyit Torun'a, kaçak villacı ekonomi uzmanı Aykut Erdoğdu'dan FETÖ sevdalısı İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'e, çok sayıda bilinen isim var.
Bu isimleri anlatan da öyle sıradan değil, kökten CHP'li biri, 2019 yılında Menemen'de belediye başkanı seçilen Serdar Aksoy...
Aksoy, başkan seçildikten bir süre sonra Menemen Belediyesi'ne yönelik "zimmet ve irtikap" iddiasıyla ilginç bir operasyon başlatıldı. Operasyonda Başkan Aksoy'la birlikte 11 kişi tutuklandı. Ancak 7 kişi daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Bu gelişme üzerine CHP Genel Merkezi de harekete geçip Aksoy'u partiden ihraç etti.
Ama iş burada bitmiyor tabii.
Tutuklu Başkan Aksoy, 7 ay cezaevinde kaldıktan sonra ilk mahkemede tahliye ediliyor ama mahkemesi devam ediyor. O dosyayı okuduğumda Aksoy, 63 bin liralık hurda işiyle ilgili bir kararda imzası olduğu gerekçesiyle "rüşvet" iddiasıyla suçlandığını görmüş, ama işin içinde çok daha büyük kumpas varmış. Kumpasları Aksoy tahliye olduktan tam bir yıl sonra öğrenebildik. Aksoy'un hikâyesi ve iddiaları Yeni Asır, Veryansıntv gibi çok sayıda medya mecrasında yayınlandı. Öfkelenenler, tepki verenler de oldu. Ama yolsuzluklar konusunda hassas olduğunu söyleyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'ndan çıt çıkmadı.
Şimdi gelen o iddiaları bizzat eski CHP'li Başkan Aksoy'un ağzından dinleyelim.
Her şey Belediye Başkanı Aksoy'un, kendisinden önceki CHP'li Belediye Başkanı Tahir Şahin'in yaptığı yolsuzlukları araştırmasıyla başlar. Araştırma klasik ama çarpıcı bir gerçeği ortaya koyar. Menemen Belediyesi'ne ait 172 adet gayrimenkul, Menemen Spor Kulübü adına birilerine ucuz bir fiyata veriliyor, onlar da bunu 10 katı, 20 katı fiyatla üçüncü kişilere veriyor. Mesela bir gayrimenkulü belediye, spor kulübüne 30 bin TL'ye veriyor, kulüp de bunu 450 bin TL'ye üçüncü kişilere kiralıyor. Böyle 172 örnekten söz ediliyor.
İşte bu olayla ilgili soruşturma açılınca kıyamet kopuyor ve devreye giren CHP yöneticileri, Aksoy'u İzmir merkeze çağırıyorlar. O anı Aksoy şöyle anlatıyor:
"İzmir İl Başkanı çağırdı, ben de gittim. Görüşmede Seyit Torun ve Oğuz Kaan Salıcı da vardı. Salıcı pek karışmadı ama Deniz Yücel ve Torun, 'Tahir'in üzerine gitme' (Eski Belediye başkanı) dediler.
'Olmaz, kira gelirim yok' dedim.
10 gün sonra il başkanı tekrar aradı beni. 'Genel Merkez'den 3 milletvekili seninle görüşmek istiyor' dedi, mecbur gittim.
Aykut Erdoğdu, Cavit Arığ ve Ensar Aytekin, üçü de engizisyon mahkemesi gibi dizilmiş, daha içeri girdiğim anda benimle ilgili bir dosyanın bilgilerini sordular. İşte beni bu dosyadan tutukladılar. 63 bin TL'lik bir hurda olayıyla ilgili. Bunlar kendi partimin milletvekilleri."
Sadece bu bile insanı dehşete düşürmeye yetiyor.
Peki CHP yöneticilerini, kendi başkanlarını tutuklatacak kadar işin içine çeken sadece Menemen'deki 172 gayrimenkul müydü? Değildi tabii. Turpun büyüğü heybedeydi. Ortada 1 milyon metrekarelik bir arsa vardı ve onun üzerinde yükselecek villa ve AVM projesi birilerinin başını döndürüyordu.
Peki, kimdi onlar?
Eski CHP'li belediye başkanı kimleri suçluyor ve kimler ona ne cevap veriyor? Yarın devam edelim."